Toplum 24 İnternet haber sitesinde yayınlanan MAVİ YOL Girişimi'nin sözcülerinden olan ve TBMM eski Başkan vekillerinden Uluç Gürkan: Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanının yüzüncü yılıyla birlikte, 1923 Kemalist Türk Devrimi'nin de 100. Yıldönümünün kutlandığını hatırlatan yazısı ile CHP ye ve Türk toplumuna güzel bir mesaj vermiş.
1 Ekim 2023 de Mavi Yol Girişiminden Kamuoyu'na duyuru başlığı altında yayınlanan yazıda "Hepimiz İkinci bir Mustafa Kemal Olmalıyız" denmektedir.
Uluç Gürkan yazısına şöyle devam etmektedir: Türk ulusuna Mustafa Kemal Atatürk'ün kutsal emaneti olan laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yıldönümü'ne sayılı günler kaldı.
"..1923 Kemalist Türk Devrimi, sadece Türkiye için değil, dünya için de tarihi bir dönüm noktasıdır..." diyen Uluç Gürkan, Cumhuriyet türkiye'sinin dünya tarihinin yazılmasında önemli bir işlevi olduğuna da vurgu yapıyor.
Gürkan görüşlerine şöyle devam ediyor: "... İngiliz tarihçi Eric Hobsbawm'ın İmparatorluklar Çağı adlı eserindeki anlatımıyla, "Türk Devrimi'nin tarihsel sonuçları büyüktür. Ama dünya tarihçileri katastrofik ve kaotik dünya koşullarında bunu yeterince anlayamamış ya da fark edememiştir. Oysa Cumhuriyet türkiye'si dünya tarihi yazımında gölgede kalmayı hak etmemektedir. 1923 Kemalist Türk Devrimi, tarihsel sonuçları bağlamında, 1789 Fransız ve 1917 Sovyet Devrimi ile birlikte, dünyayı etkileyen üç büyük devrimden biridir. Hem kurtuluş hem de kuruluş boyutlarıyla dünya için ilham kaynağı olmuştur. Kemalist Devrim Kurtuluş boyutuyla, Hindistan'ın efsanevi lideri Gandi'nin sözleriyle, "Türk orduları sömürgecilik devrini kapatırken Mustafa Kemal'in tam bağımsızlık utkusu mazlum tutsak ulusların özgürlük sancağı olmuştur..."
Kemalist Devrimi, kuruluş boyutuyla da insanlığın kendilerine daha güzel bir gelecek kurma yolunda yapabileceklerini ortaya koyduğuna işaret eden Uluç Gürkan, Büyük Önder'in, dünya tarihçilerinin tanımıyla, az zamanda büyük işleri başarmış bir dahi olarak görüldüğünü söylüyor ve konuya ilişkin görüşlerini anlatmaya devam ediyor.
"...İngiliz tarihçi Arnold Toynbee'ye göre Atatürk, "Batı dünyasındaki rönesans reformasyon, bilim ve düşünce ihtilali, Fransız inkılabı ve sanayi devrimini bir insan ömrüne sığdırmıştır. Fransız akademisyen Gerard Tongas, Atatürk and the True Nature of Modern Turkey' adlı çalışmasında bu gerçekleşmeyi, "Kemalism hızlı gelişmenin yolunu keşfetmiştir. Disiplinli eğitim yoluyla büyük bir halkçı uygarlığın bir kuşak tarafından geliştirilebileceğini kanıtlamıştır. Şimdi bunu deneyle sınanmış bir felsefe modeli olarak insanlığa sunabilirsiniz" diye tanımlamıştır. Fransız siyaset bilimci Maurice Duverger, bir felsefe modeli olarak Kemalizm'i şöyle tanımlamıştır. "Kemalism, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa rejimlerinde bulunmayan nitelikleri ile Marksizmin gerçek alternatifidir. Maksizm uygulamasına girmek istemeyen ülkeler, Batı demokrasisi karşısında saptadıkları yetersizliklere çözüm getiren Kemalist Modeli tercih edebilirler. ."
1923 Kemalist Türk Devrimi, kimi sığ çevrelerin iddia ettiği gibi, asla geçmişte kalmadığının da altını çizen Mavu Yol sözcülerinden Gürkan: ".. Mustafa Kemal Atatürk ve devrimleri, tarihte asla bir parantes olmamıştır. Hala günceldir. O, bir kutup yıldızı gibi, çağdaş uygarlık, yolunu kaybedenlerin takibini beklemektedir." diyor.
Uluç Gürkan, 100 yıldır adeta uyutulan 1923 ruhunu, yeni yüzyılda Türkiye için bir çıkış yolu olarak gördüklerini ve MAVİ Yol Hareketi’nin temel ilkelerinden birinin de bu ruh olduğunu sözlerine ekleyerek, görüşlerini şöyle sürdürüyor:
„…Önceki ABD Başkanlarından Bill Clinton, bu kutup yıldızını 1999’da TBMM’nde yaptığı konuşmada nasıl tanımlamıştı, kulak verelim:
- Türkiye'nin bu yüzyılda yarattıkları, insanların kendilerine daha güzel bir gelecek hazırlama yolunda yapabileceklerinin canlı bir örneğidir… Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve demokratik yapısıyla İslami köktendincilik tehdidine karşı başarılı bir alternatif model teşkil etmesi; uluslararası barış ve güvenlik açısından son derece hayatidir… Bölgede ve dünyada milyarlarca insanın geleceği Türkiye kendisini nasıl tanımlayacağına bağlıdır… Türkiye kendisini laik ve demokratik bir ülke olarak tanımladığı sürece kendi vatandaşlarına iyi hizmet etmekten daha da fazlasını yapabilir…, Türkiye, dünyanın ilham kaynağı olabilir…” Evet… Türkiye dünyanın ilhamı olabilir… Hep birlikte tahayyül edelim…
1789 Fransız Devrimi’nin dünyanın demokratikleşme sürecindeki anlamı, önemi, etkisi her ne olduysa, 1923 Kemalist Türk Devrim’inin İslam coğrafyasındaki etkisi de aynı doğrultuda olsa… Nasıl bir dünya doğacaktır…
ABD’nin BOP ile İslam coğrafyasını sürüklediği etnik ve dini cemaat temelli kanlı çatışmalar sonlanacaktır… Ortaçağ çöl diktatörlükleri çağdaş demokrasilere dönüşecektir… Saltanat düzenlerinin kulları özgürleşecektir… Kadın-erkek eşitliği sağlanacaktır… Hiçbir kadın saçının teli göründü diye katledilmeyecektir… Kısacası İslam dünyası da çağdaş uygarlık hedefinde buluşacaktır…
Türkiye Cumhuriyeti, laik ve demokratik yapısıyla vazgeçilmez bir felsefi çağdaşlık tasarımıdır. Ancak, Cumhuriyetimizi bir felsefe modeli olarak insanlığın hizmetine sunma konusunda, Atatürk’ün Nutuk’un başlangıçtaki deyişiyle, “vaziyet ve manzara-i umumiye ” fevkalade karanlıktır…” Cumhuriyet modelimizi, bırakın insanlığa sunmayı, kendi içimizde tasfiye etmekle uğraşıyoruz…
Türk Devleti’nin niteliği değişmiştir. Laik ve demokratik parlamenter düzen terk edilmiş, yerine teokratik yapıda partili bir tek adam düzeni kurulmuştur. Bu düzende ülkemiz T.C. “çoğunluk yönetimi” olma özelliğini yitirmiştir… Partili bir Cumhurbaşkanı seçiliyor. yürütmeyi tek başına oluşturuyor. Yasamaya ortak, yargıya egemen oluyor… Tek adam rejiminde adım adım Atatürk’ün mirası reddedilmektedir. Çağdaş uygarlık hedefinin yerine daha İslami denilen Arabımsı bir Ortaçağ yaşam biçimi dayatılmaktadır…“
Türkiye’nin son yıllarda yaşadıklarının emperyalist bir senaryo olduğunu belirten ve bunu da „Neoliberal kapitalist dünya, moda küresel- sisteminin “yeşil kuşak” senaryosu…“ olarak tanımlayan Uluç Gürkan, konuya ilişkin değerlendirmesinde şu görüşleri de önemle öne çıkartıyor:
„…Bu senaryoyu artık değiştirmeliyiz. Ama bunun için de ikinci bir Atatürk beklememeliyiz. Hepimiz bir seferberlik halinde “İkinci Mustafa Kemal” olmalıyız…
Cumhuriyetimizin 100. Yılı bu “İkinci Mustafa Kemal Seferberliği” için büyük bir fırsattır… Bu doğrultuda, Anadolu ve Rumeli Müdafaa Hukuk Cemiyetleri ruhunu, tarihin ilk anti-emperyalist savaşının heyecanını taşıyan “herkes iş başına” çağrılmalıdır… Bu ruh ve heyecanla Cumhuriyet’in bütün tortuların, aydınlanma değerleri yeniden gündeme getirmelidir. Geniş halk kitlelerine, “Gelin koyun yüreğinizi Türkiye’yi birlikte yönetelim…” denilebilmelidir. Bunun için çok zor” denilebilir… İmkânsız olduğu da düşünülebilir. Ama başarılabileceği unutulmamalıdır… Bizim 68 kuşağının ünlü bir sloganı vardı: “Zoru başarabiliriz… İmkânsız zaman alır…”
…
MAVİ YOL KİMDİR?
MAVİ YOL, T.C. Anayasası’nın temel ilkelerine bağlı, ülke gündemindeki genel sorunlara, 1923 kuruluş ruhunun güncel boyutuyla çözüm odaklı eğilmeyi ilke edinmiş, özgür düşünceyi savunan, yurttaş haklarını insanlık hakkı olarak gören, sadece siyaset yapan değil, siyaseti üreten çizgisiyle, bağımsız, kamu yararını gözeten toplumcu bir politik düşünce girişimidir. (Ankara - 1 Ekim 2023)
İrtibat Bilgisi:
Mecit Şekercioğlu - 0533 762 14 15
e-posta: maviyol1923@gmail.com
Mavi Yol ile irtibata geçmek isteyenler yukarıdaki mail ve telefonla ilgililere ulaşabilirler.