Doğu Perinçek:
"Özerk Kürdistan" faaliyetine giren HDP derhal kapatılsın
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu
Perinçek, bugün Genel Merkezde bir basın toplantısı düzenleyerek, PKK/HDP’nin
“Özerk Kürdistan” ilanına karşı Devlet ve Millet Olarak Topyekun Mücadelenin
artık yakıcı görev olduğunu açıkladı. Basın Toplantısına Vatan Partisi’nin
Genel Başkan Yardımcıları Hasan Korkmazcan, E. Korg. İsmail Hakkı Pekin, Yaşar
Okuyan, Erol Çakır, Erten Acır, Nusret Senem ve Bülent Esinoğlu ile Genel
Başkan Danışmanı Barlas Doğu da katıldılar. (29 Aralık 2015 Salı)
Perinçek,
şunları belirtti:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE SAVAŞ
İLANI
26-27 Aralık 2015 günlerinde Diyarbakır’da toplandığı belirtilen sözde
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), 14 Maddelik bir “Deklerasyon” yayınlayarak,
“Demokratik Özerk Bölgeler” oluşturacaklarını ilan etti (Özgür Gündem, 27
Aralık 2015).
“Özerk Kürdistan” ilanı, Türkiye’ye savaş ilanıdır.
“Özerk Kürdistan” ilanı, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde sözüm ona
devletçik kurma girişimidir. Üstelik bu savaş ilanında, açıkça Bölücü Terör
Örgütünün silahlı gücüne dayanıldığı ifade edilmektedir. Bu deklerasyon,
bir düşünce açıklaması değil, zor kullanmayı içeren eylemli bir
kalkışmadır. Devlet bütünlüğünü ve milletin birliğini cebren ortadan
kaldırma suçunun bütün unsurları mevcuttur. Cumhuriyetimize, vatan
bütünlüğümüze ve millî birliğimize karşı en ağır suç işlenmiştir.
Suç işleyenler, PKK’nın güdümündeki HDP liderleridir.
AKP iktidarı, Açılım yaparak Bölücü Terör Örgütünün güç toplamasını sağladı.
CHP, PKK’nın terör faaliyetini Meclis çatısı altında sürdürmesine yol açtı. AKP
ve CHP, Bölücü Teröre yardımcı olan siyaset ve uygulamalara derhal son
vermelidirler.
VATAN PARTİSİ’NİN BÖLÜCÜ TERÖRE
KARŞI 14 MADDELİK ACİL MÜCADELE PROGRAMI
Türkiye, ABD güdümlü Bölücü Teröre son vermek için, tarihî bir fırsat
yakalamıştır ve bu konuda kesinlikle başarıya ulaşacaktır.
Çözüm, devlet ve millet olarak topyekun mücadeledir.
Vatan Partisi, programıyla ve siyasetiyle milletin birliği, vatanın bütünlüğü
ve Cumhuriyet mücadelesinin ön cephesindedir. Vatan Partisi’nin orta ve uzun
sürede uygulanacak siyasal, toplumsal ve ekonomik programı, kaçınılmaz olarak
Türkiye’nin gündemine gelecektir.
Şu anda yakıcı görevler şunlardır:
1. HDP’NİN KAPATILMASI İÇİN DERHAL DAVA AÇILMALIDIR
Anayasanın 68/4. Maddesine göre, siyasal
partilerin tüzük, program ve eylemlerinin “Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğüne” aykırı olması kapatma nedenidir. Devletin
bölünmez bütünlüğü, devletin tekliği ilkesini ifade eder. Nitekim Siyasî
Partiler Kanunu’nun 80. Maddesi, Anayasanın bu düzenlemesine dayanarak, siyasal
partilerin devletin tekliği ilkesini değiştirme amacını güdemeyeceklerini ve bu
yönde faaliyette bulunamayacaklarını hükme bağlamıştır.
Silahlı Bölücü Örgütün cebir ve şiddetine açıkça dayanan özerklik ilanı ve bu
yöndeki faaliyeti, hem bir program açıklamasıdır, hem de suç eylemidir. Bu
faaliyeti doğrudan doğruya HDP genel merkez yöneticileri yürütmektedirler.
HDP, Türkiye topraklarının bir bölümü üzerinde bir başka devletin kurulmasını
amaçladığını genel başkanının ve genel merkez yöneticilerinin ağzından ilan
etmiştir ve bu yöndeki faaliyetin odağı haline gelmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP hakkında Anayasa Mahkemesine kapatma
davası açma sorumluluğu ve göreviyle karşı karşıyadır. Hukukun emri de budur,
milletin talebi de budur, Türkiye’nin vatan bütünlüğünün gereği de budur. Vatan
bölünürse demokrasi olmaz. Cebir ve şiddetin olduğu yerde, demokrasi olmaz.
2. DEVLET VE VATAN BÜTÜNLÜĞÜNE KARŞI SUÇ İŞLEYEN HDP
MİLLETVEKİLLERİNİN DOKUNULMAZLIĞI DERHAL KALDIRILMALIDIR
“Kürdistan’a özerklik” eylemine katılan HDP milletvekillerinin dokunulmazlığı
derhal kaldırılmalıdır.
TBMM Başkanı, Meclisi bu gündemle toplantıya çağırmalı ve Türkiye’nin devlet,
toprak ve millet bütünlüğünü koruma kararlılığı, bütün dünyaya derhal
gösterilmelidir. Milleti vatan için birleştirme sorumluluğu da ancak böyle yerine
getirilebilir.
3. BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜ EYLEMLERİYLE DESTEKLEYEN BELEDİYE
BAŞKANLARI GÖREVLERİNDEN ALINMALIDIR
Güneydoğu illerimizde bazı belediye başkanları, eylemli olarak bölücü terör
örgütünün faaliyetine ve Kürdistan’a özerklik suçuna katıldılar. Bu yerel
yönetim sorumluları, yasalar gereği İçişleri Bakanlığı tarafından derhal
görevden alınmalıdırlar.
4. TÜRKİYE’Yİ BÖLMEK İÇİN KULLANILAN İKİZ İHANET YASALARI DERHAL
KALDIRILMALIDIR
Birleşmiş Milletler’de “İkiz Sözleşmeler” diye anılan “Ekonomik, Sosyal ve
Kültürel Haklar Sözleşmesi” ve “Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi” başlıklı
uluslararası sözleşmeler, 4 Haziran 2003 günü TBMM’de yasayla onaylandı ve
yasalaştı.
Bu yasa, Türkiye’yi, etnik, ekonomik, toplumsal parçalama yasasıdır. 35 yıl
imzalanmayan, en sonunda AKP iktidarı döneminde CHP oylarıyla Meclisten
geçirilen yasa, Türkiye’nin devlet ve millet bütünlüğünü ortadan kaldırmak ve
devlet egemenliğini yok etmek için kullanılmaktadır (I. Sözleşme, Madde 1, 2/2,
5 ve 25, II. Sözleşme, Madde 1, l/2, 2/1).
Bu yasa, Lozan Antlaşması’nı delik deşik etmiştir ve yabancı devletlere
müdahale hakkı tanımaktadır (II. Sözleşme, Madde 40, 41, I. Sözleşme, Madde 1
ve 27).
TBMM Başkanı, İkiz Sözleşmelerin kaldırılması gündemiyle Meclis’i derhal
toplantıya çağırmalı ve bu İhanet Yasası kaldırılmalıdır.
5. GÜNEYDOĞU BÖLGEMİZDE OLAĞANÜSTÜ HAL VEYA SIKIYÖNETİM İLAN
EDİLEREK HALKIN GÜVENLİĞİ SAĞLANMALIDIR
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Polisimiz, 24 Temmuz’dan bu yana kahramanca mücadele
yürüterek, bölücü terörü kendi kazdığı hendeklere gömmektedir. Bölge halkımız,
barış ve güvenliğe kavuşmak için, bu mücadelenin bir an önce sonuçlanmasını
istiyor. Halkımızın büyük acılar ve sıkıntılar içinde kalmasına daha fazla izin
verilemez.
Hele son “Özerk Kürdistan” ilanından sonra, Bölücü Terörün daha fazla kan
dökmesine ve ocak söndürmesine fırsat vermemek ve örgütün bitirilmesi için,
Olağanüstü Hal veya Sıkıyönetim ilanı bütün milletin talebidir ve gereklidir.
Bu amaçla Anayasal mekanizma işletilmelidir.
6. YEREL YÖNETİM YASALARI DERHAL DEĞİŞTİRİLMELİ
Yerel Yönetim Yasaları, Türkiye’de yerel demokrasiyi ortadan kaldırmak yanında
Bölücü Teröre Örgütüne kan dökme olanağı tanımıştır. Kaldırılmış olan kasaba
belediyeleri ile mahalle haline getirilmiş köy muhtarlıklarının yeniden
kurulması, demokrasinin gereğidir. İl özel idareleri güçlendirilerek yeniden
kurulmalıdır. Bunun yanında Yerel Yönetim Yasaları, Bölücü Teröre karşı
mücadelenin ihtiyaçlarına göre değiştirilmelidir.
7. KAMU GÖREVLİLERİ BÖLÜCÜ TERÖRE KARŞI MÜCADELENİN GEREKLERİNE
GÖRE ATANMALIDIR
Bazı kamu görevlilerinin Bölücü Teröre karşı mücadelede görevlerini yerine
getirmediklerini öncelikle halkımız saptamaktadır. Bazı kamu görevlilerinin
kararsızlığı, Güneydoğu bölgesi halkının devlete güvenini sarsmaktadır. Bölücü
Teröre son vermek ve halka hizmet ihtiyaçlarına uygun olarak, validen
başlayarak yetenekli, kararlı, cesur kamu görevlileri atanmalıdır.
8. AKP VE CHP “ÖZERKLİK ŞARTI” LAFINI TERKETMELİDİRLER, TÜRK MİLLETİ
ANAYASADAN ÇIKARTILAMAZ
PKK/HDP, vatanımızın bir parçasında “özerklik” ilan ediyor. Bu koşullarda AKP
ve CHP’nin “Avrupa Özerklik Şartı”nı Anayasaya geçirme girişimleri, Bölücü
Terörle suç ortaklığından başka bir anlam taşımıyor. AKP ve CHP, şu andan
itibaren ağızlarına özerkliğin lafını bile almamak sorumluluğuyla karşı
karşıyadırlar.
Türk Milleti kavramını Anayasa dışına sürme girişimi de, Terör yangınına benzin
dökmekten başka bir sonuç vermeyecektir. ABD emperyalizminin dayattığı özerklik
için elverişli bir iklim oluşturmak, artık devlet ve vatan bütünlüğüne ihanet
anlamındadır.
9. TERÖR SUÇLARININ YARGILANMASI VE İNFAZINDA KARARLILIK İÇİN
GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALIDIR
Bölücü Teröre karşı mücadelenin bir an önce kesin sonuca ulaşması için, terör
suçlarının yargılanması ve infazında hukukun uygulanması ve kararlılık şarttır.
Asker ve polisimizin canla ve başla yürüttüğü mücadelenin etkin ve caydırıcı
olması için, yargıda hız ve infazlarda kararlılık gerekiyor. Barışa ve
kardeşliğe bir an önce kavuşmak buna bağlıdır.
10. BÖLÜCÜ TERÖRÜN MEDYA PROPAGANDASINI ÖNLEMEK İÇİN YASALAR
UYGULANMALIDIR
Çeşitli gazete ve televizyonlar, açıkça Bölücü Terör Örgütünün şiddet
eylemlerinin propagandasını yapıyorlar. Suç işleyen medya organlarına yasaların
uygulanması, basın özgürlüğüne aykırı değildir, en başta Mehmetçiğin yaşam
özgürlüğünün gereğidir. Mehmetçiğe ve polisimize karşı şiddet eylemlerinin ve
cinayetlerin övülmesi ve teşvik edilmesi, yalnız güvenlik güçlerimize karşı
değil, vatana ve millete karşı suçtur. Bölücü Terörü kışkırtan propagandaya son
verecek önlemler derhal alınmalı ve uygulanmalıdır.
11. BÖLÜCÜ ÖRGÜTÜN TERÖR EYLEMELERİNİ DESTEKLEYEN SÖZDE STK’LARIN VE
MESLEK KURULUŞLARININ SUÇ OLUŞTURAN FAALİYETLERİ ÖNLENMELİDİR
Bugün bazı sözde sivil toplum kuruluşları ve sözde meslek kuruluşları açıkça
Bölücü Terör Örgütünün organları olarak faaliyet yürütmektedirler. Onların bu
faaliyetlerinin bedeli, Mehmetçiğin ve Polisimizin kanıyla ödeniyor.
Bölücü Terörü destekleyen ABD güdümlü örgütlerin yasadışı faaliyetlerine karşı
yasaların öngördüğü yaptırımlar kararlı olarak uygulanmalıdır.
12. ÇOCUKLARIMIZI VE GENÇLERİMİZİ PKK TERÖR ÖRGÜTÜNDEN KURTARMAK
İÇİN AİLELERİYLE, İŞYERLERİYLE VE ÜNİVERSİTELERİMİZLE İŞBİRLİĞİ YAPILMALIDIR
Bölücü Terör Örgütü, 18 yaşından küçük çocuklarımızı ve gençlerimizi ateşe
sürmekte, ailelerini büyük acıların içine atmaktadır. Kamu kurumları, bu
gençlerimizi kurtarmak için ailelerini ve işyerlerini bilgilendirmeli ve
işbirliğine gitmelidir.
Bölücü Terör örgütü elemanlarının üniversitelerde terör yapmalarına kesinlikle
izin verilemez. Üniversitelerimiz, bölücü teröre özgürlük tanıyan uygulamalara
son vermeli, yüksek öğretimde özgürlük ve barış ortamı sağlanmalıdır.
13. BÖLÜCÜ TERÖRE DIŞ DESTEĞE SON VERMEK İÇİN KARARLI UYGULAMALARA
GEÇİLMELİDİR
ABD emperyalizmi ve İsrail başta olmak üzere bazı ülkeler, bölücü terör
örgütünü silahlandırmakta, donatmakta, eğitmekte, siyasal alanda
desteklemektedir. Bu desteğe son vermeleri için, ilgili ülkelere karşı,
devletçe ve milletçe elbirliği gerekiyor. Suç işleyen PKK mensuplarının derhal
Türkiye’ye iadesi için, diplomatik girişimler kararlı olarak
yürütülmelidir.
PKK Terör Örgütünün beli kırılmıştır. Artık bu örgüt hiçbir ülke için elverişli
bir alet değildir. Türkiye’nin dostluğu, Bölücü Terörün alet değeriyle
karşılaştırılamaz. Türkiye’nin bölünmesine katkıda bulunacak uygulamalara
yönelen devletler, ancak kendilerine zarar verirler.
Bölücü Teröre karşı en etkili siyaset, komşularımız Suriye, Lübnan, Irak, İran,
Azerbaycan ve Rusya ile işbirliği ve Asya ülkeleriyle dayanışmadır. Bu ülkelerin
toprak bütünlüğü, Türkiye’nin toprak bütünlüğüdür. AKP iktidarı, komşularımıza
terör ihracına derhal son vermeli ve en büyük ticaret ortağımız Rusya ile
ilişkileri tamir etmelidir. ABD ve Avrupa ile ilişkilerimizin normalleşmesi de
bu kararlılığa bağlıdır.
14. BÜTÜN MİLLETİMİZİ, SİYASAL PARTİLERİ, SENDİKALARI, KİTLE
ÖRGÜTLERİNİ TÜRKİYE CEPHESİNDE BİRLEŞMEYE ÇAĞIRIYORUZ
Türkiyemiz, Bölücü Teröre karşı mücadelede kesin sonuca ulaşmanın eşiğine
gelmiştir.
Devlet, vatan ve millet bütünlüğü, her türlü sınıf, topluluk ve kişi çıkarının
üstünde, bütün milletimizin meselesidir.
Türk de biziz, Kürt de biziz, hepimiz Türk milletiyiz.
Hiçbir ayrım gözetmeden bütün milletimizi, siyasal partileri, sendikaları,
meslek odalarını ve kitle örgütlerini, Türkiye Cephesinde sımsıkı birleştirmek
için Vatan Partisi olarak görevimizi yerine getirme kararındayız.
PKK, “Kürdistan’a özerklik” deklerasyola intihar ettiğini ilan etmiştir.
PKK, Türkiye’de uyuyan herkesi uyandırmış ve kendi tepesine inecek büyük gücü
göreve çağırmıştır. (ulusalajans_ulusalkanal.com.tr)