Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet Özbakkal'ın; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı
Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet Özbakkal mesajında; “Türkiye Devleti’nin temeli, emel ve ideali, yaşam biçimi Cumhuriyettir. Cumhuriyet’i, sadece devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk değil; O’nunla inanç, bilinç ve kader birliği içinde olan, milletin makûs talihine karşı omuz omuza mücadele veren Türk halkı birlikte tespit, tercih, onay ve ilan etmiştir.
Bunun esas nedeni: ‘Cumhuriyet fazilettir, erdemdir’ gerçeğidir.
İşte, bu Cumhuriyetin 29 Ekim’de 92.yılını kutlayacağız.
1 Kasım genel seçimlerinin memleketimize milletimize hayırlar getirmesini dilerim.
10 Kasım 1938’de saat 9’u 10 geçe bu Asr-Saadet dönemi bitti. Türk Milleti 11 Kasım 1938 – 13 Mayıs 1950 sürecinde, hiçte lâyık olmadığı bir hezimet, çürüme, yozlaşma ve tefessühe maruz kaldı. Resmen olmasa da fiilen yaşanan demokrasi, adalet ve hukuk çöpe atıldı. Ülkemiz, adeta mezar toprağı gibi üstünü kaplayan bir sulta, dikta, derebeylik ve despotizmle çökertildi. Cumhuriyet anlamını yitirdi, önem ve değerini kaybetti. Cumhur (halk) idareden tecrit edildi.
Bilindiği üzere Cumhuriyet, 14 Mayıs 1950’de hayat buldu.
Demokrat Parti sayesinde adalet, hukuk ve demokrasi ile buluştu. Atatürk’ün bıraktığı yerden alıp, Cumhuriyeti çökertilerek atıldığı çöplükten çıkaran ve hayata geçiren Partimiz yeni bir Asr-ı Saadet dönemi başlattı.
Bu refah, adalet, hukuk ve saadet dönemi; Halk Partisi zihniyetinin millete başkaldırması ile 27 Mayıs 1960’da fesih, iptal ve ilga edildi. Cumhuriyet de, demokrasi de, insan hakları, adalet ve hukuk da rafa kaldırıldı.
Aradan 55 sene geçti.
Hala demokrasi yok.
Adalet ve hukuk hak getire.
Ne yazık ki, atalarımızın canla başla kurduğu cumhuriyet şu an yaralı. Siyaset yozlaşmış, çürümüş ‘Millet iradesinin devlet idaresinde temsil vasıtası’ olmaktan çıkmış; siyaset kurumları adeta ticaret şirketlerine dönüşmüş durumdadır.
Sonuçta ülkemiz yerine oturmayan, millet iradesine dayanmayan ve ‘dürüst ön seçim yapılmayan, parti içi demokrasi anlayışı bile olmayan’ dikta, sulta, vesayet ve icazetle yürüyen “demokrasi düşmanı, eşitlik, hak, adalet ve hukuk karşıtı” bir siyasetle yönetilmektedir.
Bu nedenle vatandaşımız özgürlük ve güvenlikten yoksun, geleceği karanlık. Gençlerimiz işsiz ve ümitsiz, gelecekten kaygılı.
Göç dalgasıyla ülkemize sığınan 3 milyon civarında yabancı; her köşede dilenen, karada aç-sefil, denizlerde boğulan insanlar; Yerli malı bitti, bitirildi, her mal ithal var; Üretmeyen, çalışmayan, düşünmeyen, sadece tüketen bir toplum olduk. Oysa; cumhuriyet fazilet, adalet, huzur, emniyet ve mutluluk; özgürlük, hükümranlık ve güçlü devlet olmaktır.
Cumhuriyet varsa; memlekette adalet, hukuk ve huzur vardır.
Çünkü Anadolu insanının algısında Cumhuriyet Ana’dır, Baba’dır. Cumhuriyet toplumsal, ekonomik ve sosyal barıştır. Problemleri çözer, hasarları onarır, hastalıkları tedavi eder, yaraları sarar; Herkese ve her kesime eşitlik, adalet, demokrasi, mutluluk ve zenginlik sağlar. Demokrasi, adalet ve hukukun hâkim olduğu bir ülkede terör belâsı olmaz; Hiç kimse Kardeş kardeşe vurduramaz.
Devlet gerçekten Cumhuriyet ise; Her gün şehit verilmez.
Bu nedenle bir an önce yeniden ve derinden silkinmeli, birlik ve beraberliğimizi tekrar kurmalı; cumhuriyetin mimarı, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarını minnet ve şükranla anmalıyız. Ruhları şad, Cumhuriyet payidar, hak, adalet ve hukuk hâkim ve hükümran olsun. Herkesi ay yıldızlı bayrağın altında Demokrat Parti’ye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bunun esas nedeni: ‘Cumhuriyet fazilettir, erdemdir’ gerçeğidir.
İşte, bu Cumhuriyetin 29 Ekim’de 92.yılını kutlayacağız.
1 Kasım genel seçimlerinin memleketimize milletimize hayırlar getirmesini dilerim.
10 Kasım 1938’de saat 9’u 10 geçe bu Asr-Saadet dönemi bitti. Türk Milleti 11 Kasım 1938 – 13 Mayıs 1950 sürecinde, hiçte lâyık olmadığı bir hezimet, çürüme, yozlaşma ve tefessühe maruz kaldı. Resmen olmasa da fiilen yaşanan demokrasi, adalet ve hukuk çöpe atıldı. Ülkemiz, adeta mezar toprağı gibi üstünü kaplayan bir sulta, dikta, derebeylik ve despotizmle çökertildi. Cumhuriyet anlamını yitirdi, önem ve değerini kaybetti. Cumhur (halk) idareden tecrit edildi.
Bilindiği üzere Cumhuriyet, 14 Mayıs 1950’de hayat buldu.
Demokrat Parti sayesinde adalet, hukuk ve demokrasi ile buluştu. Atatürk’ün bıraktığı yerden alıp, Cumhuriyeti çökertilerek atıldığı çöplükten çıkaran ve hayata geçiren Partimiz yeni bir Asr-ı Saadet dönemi başlattı.
Bu refah, adalet, hukuk ve saadet dönemi; Halk Partisi zihniyetinin millete başkaldırması ile 27 Mayıs 1960’da fesih, iptal ve ilga edildi. Cumhuriyet de, demokrasi de, insan hakları, adalet ve hukuk da rafa kaldırıldı.
Aradan 55 sene geçti.
Hala demokrasi yok.
Adalet ve hukuk hak getire.
Ne yazık ki, atalarımızın canla başla kurduğu cumhuriyet şu an yaralı. Siyaset yozlaşmış, çürümüş ‘Millet iradesinin devlet idaresinde temsil vasıtası’ olmaktan çıkmış; siyaset kurumları adeta ticaret şirketlerine dönüşmüş durumdadır.
Sonuçta ülkemiz yerine oturmayan, millet iradesine dayanmayan ve ‘dürüst ön seçim yapılmayan, parti içi demokrasi anlayışı bile olmayan’ dikta, sulta, vesayet ve icazetle yürüyen “demokrasi düşmanı, eşitlik, hak, adalet ve hukuk karşıtı” bir siyasetle yönetilmektedir.
Bu nedenle vatandaşımız özgürlük ve güvenlikten yoksun, geleceği karanlık. Gençlerimiz işsiz ve ümitsiz, gelecekten kaygılı.
Göç dalgasıyla ülkemize sığınan 3 milyon civarında yabancı; her köşede dilenen, karada aç-sefil, denizlerde boğulan insanlar; Yerli malı bitti, bitirildi, her mal ithal var; Üretmeyen, çalışmayan, düşünmeyen, sadece tüketen bir toplum olduk. Oysa; cumhuriyet fazilet, adalet, huzur, emniyet ve mutluluk; özgürlük, hükümranlık ve güçlü devlet olmaktır.
Cumhuriyet varsa; memlekette adalet, hukuk ve huzur vardır.
Çünkü Anadolu insanının algısında Cumhuriyet Ana’dır, Baba’dır. Cumhuriyet toplumsal, ekonomik ve sosyal barıştır. Problemleri çözer, hasarları onarır, hastalıkları tedavi eder, yaraları sarar; Herkese ve her kesime eşitlik, adalet, demokrasi, mutluluk ve zenginlik sağlar. Demokrasi, adalet ve hukukun hâkim olduğu bir ülkede terör belâsı olmaz; Hiç kimse Kardeş kardeşe vurduramaz.
Devlet gerçekten Cumhuriyet ise; Her gün şehit verilmez.
Bu nedenle bir an önce yeniden ve derinden silkinmeli, birlik ve beraberliğimizi tekrar kurmalı; cumhuriyetin mimarı, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarını minnet ve şükranla anmalıyız. Ruhları şad, Cumhuriyet payidar, hak, adalet ve hukuk hâkim ve hükümran olsun. Herkesi ay yıldızlı bayrağın altında Demokrat Parti’ye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.