30 Ağustos 2018 Perşembe

HABER.HABER: duyuru ve çağrı "1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ" özgür sanatçılar derneği.ankara

Barışa özlem duyan, barışla yaşamak isteyen ve kendisini barışın içerisinde insan gören tüm dostlarımızı orada görmek istiyoruz...
1 Eylül 2018 Dünya Barış Günü Etkinliği
Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi
"01 EYLÜL 2018-CUMARTESİ"
Saat: 18:00 & Maltepe-Ankara

"LÂLE DEVRİNİ YAŞIYORUZ" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Osmanlı’nın Lale Devri’ni yaşıyoruz. Ekonomisi bizden daha iyi olan bir ülkenin bakanı normal uçakla seyahat ederken bizimki özel uçak tutup gidiyor” dedi.

'Lale Devri’ni yaşıyoruz'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirirken “Osmanlı’nın Lale Devri’ni yaşıyoruz. Ekonomisi bizden daha iyi olan bir ülkenin bakanı normal uçakla seyahat ederken bizimki özel uçak tutup gidiyor” dedi. Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesinde özetle şunları söyledi:
BORÇ BATAĞI İÇİNDEYİZ
“TAM bir borç batağı içindeyiz. Sadece borçları ödemek için değil, aldığımız borçların faizini ödemek için de borçlanıyoruz. Biz bir sorumluluk içinde ‘Türkiye bu badireyi nasıl atlatır’ diye 13 maddelik bir açıklama yaptık. Dedik ki, devlette liyakat sistemini darmadağın ettiniz, yeniden oluşturun. Tipik bir örnek vereceğim. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın üst yönetiminin tablosu yayımlandı. Bir numarada yer alan kişinin hiçbir unvanı yok ama bakan yardımcısından üstte. Hanedandan birisi.
İHALELERİ TL’YE ÇEVİRSENE
‘Merkez Bankası’nın bağımsız olması lazım. Merkez Bankası’nın saygınlığı da itibarı da dünyada yoktur. Akılcı sıcak para politikası izleyin’ dedik. Sıcak para niye geliyor Türkiye’ye? Vurgun yapmak üzere, spekülatif amaçlı. Karar almışlar AVM’lerde dolarla kiralama yapılmayacakmış. Günaydın beyler. Sen onu bırak, şu yandaşlara verdiğin milyar dolarlık ihaleleri TL’ye çevirsene.
DÜYUN-U UMUMİYE DÖNEMİ
Borçlanıyorsun, niçin? Yatırım, üretim yapıyorsan eyvallah. Kardeşim faiz ödemek için borçlanılır mı? 16 yılda Türkiye’yi tefecilere teslim ettiler. ‘Borç alan emir alırmış’; günaydın beyefendi. Bir Düyun-u Umumiye dönemine doğru Türkiye süratle gidiyor.
Dünyanın bildiği bir gerçek var; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacaksın. Biz tam tersini yapıyoruz. Bir tık daha ileri gittiler şimdi; ‘Paranız varsa Türkiye’ye getirin, hiç sormayacağız, suçlamayacağız beş kuruş vergi de almayacağız’ diyorlar. Haram, yasadışı paradan medet uman bir siyasal iktidar Türkiye’nin çıkarlarını savunabilir mi?
İSRAF ADALETİN DÜŞMANIDIR
İsraf ahlakın, adaletin düşmanıdır. Altlarında milyonluk arabalar, şu Ankara’daki büyük binalara bakın, büyük kısmı kiralık ve bakanlıklar oturuyor. Osmanlı’nın Lale Devri’ni yaşıyoruz. Ekonomisi bizden daha iyi olan bir ülkenin bakanı normal uçakla seyahat ederken bizimki özel uçak tutup gidiyor.
İSPAT ET İSTİFA EDECEĞİM
13 maddeyi açıkladım, bekledim ki, olur ya alır birileri değerlendirir. Ama sarayda oturan zat dedi ki, ‘Kılıçdaroğlu döviz baronları ile hareket ediyor.’ Pes vallahi, sanki benim kızımın, çocuklarımın Amerika’da apartmanları, daireleri var. Döviz baronları ile bir olan, döviz bazında ihale dağıtan sensin. Benim bir liralık, döviz baronları ile ilişkimi ispat et siyaseti bırakacağım.
Ekonominin geldiği bu durumu hepimiz biliyorduk. Seçimlerin erkene alınmasının nedeni de buydu. Neymiş Amerikalı bir papaz varmış da o nedenle kriz çıkmış. Bizde kriz zaten vardı.”
BERBEROĞLU NİYE HAPİSTE
“BİR kişinin dünya görüşü, kararları, Türkiye’nin hukuku olarak artık algılanıyor. Geldiğimiz nokta budur. Enis Berberoğlu, Eren Erdem niye hapiste? Osman Kavala, Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan bunlar niye hapiste? Düşüncelerini beğeniriz ya da beğenmeyiz ama sadece kalemleriyle düşüncelerini ifade ettiler. Güçler ayrılığı yoksa o ülkede demokrasi yoktur, dikta yönetimi vardır.
Eğer devleti demokratikleştirmezseniz süratle organize suç örgütü haline dönüşebilir. Cumartesi Anneleri’ne yapılana bakın. Orantısız güç kullanıyorsunuz, yerlerde süründürüyorsunuz o yaşlı kadınları, anneleri. Bu annenin suçu ne? Bir suçu var, ‘Oğlumun mezarı nerede’ sorusunu sormak. Örgütlü suç işte devlette böyle oluşur.”
9 SORU
Kemal KILIÇDAROĞLU, toplantının sonunda, “Erdoğan’a 9 soru soruyorum. Bu soruları size de dağıtacağım. Gittiğiniz her yerde, yaptığınız her toplantıda dillendirin” diyerek şu soruları yöneltti:
1- ‘Tarımı bitir, çiftçiyi borç batağına sürükle, samandan mercimeğe, canlı hayvandan ete kadar tarım ürünlerini ithal et’ diyen dış güçler miydi?
2- ‘Yandaşlarına, Türkiye’nin en büyük ihalelerini dolar endeksli ver. Ver ki dolar yükseldikçe daha fazla kazansınlar’ diyen dış güçler miydi?
3- Haydi ihaleyi dolarla verdin, ‘Yandaşlarına dolarla gelir garantisi de ver’ diyen dış güçler miydi?
4- Haydi dolarla gelir garantisi de verdin, peki ‘yandaşlarının sözleşme devri 123 milyar dolar olan projelerinin dış borcuna devleti kefil et’ diyen dış güçler miydi?
5- ‘Döviz gelir olmayan şirketlerin, döviz cinsinden borçlanmalarına izin ver’ diyen dış güçler miydi?
6- Geçmişte üreten ve saygınlığı olan Mustafa Kemal’in Türkiye’sini Londra’daki bir avuç tefeciye teslim eden dış güçler miydi?
7- ‘Merkez Bankası’na müdahale et, bağımsız kurumların bağımsızlıklarını sonlandır, her şeyi sen belirle’ diyen dış güçler miydi?
8- Haklı olarak ‘Borç alan emir alır’ diyordun. Memleketi bu hale getirmek için bugüne kadar emir aldığın dış güçleri açıklayacak mısın?
9- Geldiğimiz noktada artık Londra’daki tefeciler, faizi yetersiz buldukları ve sana güvenmedikleri için borç vermiyorlar. Yeni emirleri Katar’dan mı alacaksın?

19 Ağustos 2018 Pazar

Bunu yapan "KÖPEK DOMUZU LANETLİ YARATIKLAR" halâ, tutuklanıp koğuşlarda infaz edilmediyse millet'de; Bunu temin için gerekeni yapmadılarsa sırasıyla sorumlularında kâfirlik var demektir!.. Göz yumanların, sabilerin intikamını almayanların ALLAH BİN TÜRLÜ BELÂSINI VERSİN.

İhmali sabit olanlar ve bütün suçlular Halâ HAPİSTE DEĞİLSE; Bu Hükümet MEŞRU DEĞİL demektir. "Spor kulübünde çocuklara toplu taciz.."
Takımın koçu M.E.
ÇOK ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA: 
Bu gibi insanlık, ahlâk ve hukuk dışı saldırı, taciz, tecavüz ve "insan hayatına müebbeden kast" amaçlı menfur mahlûk, anarşit ve teröristlere karşı mevcut Hükümetin (DEVLETİN) Önleyici Adli Takip, Çok Sıkı İstihbarat ve özellikle ADLİ POLİS Teşkilâtı gibi unsurları ivedilikle kurup; Bütün Toplum ve insan unsurunun "sürdürülebilir güvenlik" ortamını sağlaması şarttır; Acilen ve mutlaka zorunludur. Bu vesileyle Devleti 'HÜKÜMETİ' göreve davet ediyoruz. İyi, namuslu, dürüst ve ahlâken yüksek olmayan insanlar (ve/veya insan suretindeki lanetli yaratıklar) devlet hizmetinden derhal atılmak zorundadır.       
Türk Telekom çocuk basketbol takımı oyuncularına taciz skandalı! 11-14 yaş arasındaki çocuklara yapılan toplu taciz videoya alındı. Skandala karışan isimler arasında takım koçu da var.
TÜRK Telekom iletişim firmasının spor kulübünün çocuk basketbol takımında taciz skandalı yaşandı. Aydınlık’ın edindiği bilgiye göre, kulübün basketbol bölümünde ‘koç’ M. E. ve yardımcısı A.Ş.’nin de karıştığı skandal, bir otel odasında yaşandı. 11-14 yaş arasındaki erkek çocuklar, takım arkadaşlarının yanında, sırayla taciz edildi. O anlar, odada bulunanlar tarafından videoya kaydedildi.

Aydınlık’a ulaşan görüntülerde çocukların belden aşağısının çırılçıplak soyularak yatağa yüzüstü yatırıldığı görülüyor. Görüntülerde çocukların özel bölgelerine zorla krem sürülüyor ve sprey sıkılıyor.
TEKBİR GETİRDİLER
Bazı çocuklar “Benim ne suçum var” diye kaçmaya çalışıyor, bazı çocuklar da “Çok acıyor” diye bağırıyor. Bu sırada da bazı kişilerin tekbir getirdikleri duyuluyor. Görüntülerde bazı çocukların erkeklik organlarına da tokat atıldığı görülüyor. Çocuklara karşı zor kullanıldığı net olarak görünüyor. Görüntüleri izlettiğimiz hukukçular özetle şöyle dedi: “Görüntüler çok net. Hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde ortada. Küçücük çocuklara cinsel istismar söz konusu. Bu ağır cezalık bir durum.”
YETKİLİLERE ULAŞTIRACAĞIZ
Aydınlık olarak, taciz olayına adı karışan koç ve yardımcısının isimlerini elimizdeki görüntülerle birlikte yetkililere ulaştıracağız. (Kaynak: Aydınlık Ankara-7.8.2018 05:20)

11 Ağustos 2018 Cumartesi

Türk "JENERATÖR" gemisi Lübnan’ı karıştırdı!.. "Lübnan da ki hizipler (siyasi, dini, mezhep bataklığının bölücü barbar ve canavar unsurlar) tam bir İNSANLIK DÜŞMANLIĞI, DİN TÜCCARLIĞI ve fanatik melânetlere dönüşmüş) Orada yaşam savaşı veren masum insanlara çok yazık!

Çok garip bir durum. Olacak şey değil. Türk "JENERATÖR" gemisi Lübnan’ı karıştırdı!..

Lübnan’da yaşanan elektrik krizi nedeniyle geçici olarak ülkeye gönderilen Türk jeneratör gemisi, ülkedeki siyasi ve dini ayrılıkların bir kez daha su yüzüne çıkmasına neden oldu. ‘Ayşegül Sultan’ olan geminin adı önce Şiileri rahatsız etmesin diye ‘Esra Sultan’a çevrildi. Şii Emel grubu geminin kendi bölgelerine demirlemesine izin vermeyince gemi Hıristiyan bölgesine gitti. KARADENİZ Enerji Şirketleri’ne ait Esra Sultan gemisi, temmuz ayının ortasında elektrik enerjisi temin etmek üzere üç aylığına Lübnan’a gönderildi. Ancak ‘Esra Sultan’ gemisi, Lübnan’a varışının hemen ardından ülkedeki mezhepsel ve siyasi derin ayrılıklar nedeniyle ortaya çıkan krizin içinde kaldı. Geminin Lübnan karasularına girmesinin ardından hangi limana konuşlanacağı ve 235 megawatt’lık enerjisinin ne şekilde dağıtılacağı tartışma yaratırken gemi zaman zaman birbirlerine yönelik rekabetleri gün yüzüne çıkan Şii gruplar Emel ve Hizbullah arasında ‘krize’ neden oldu. Emel grubu, geçici değil kalıcı bir çözüm talebi nedeniyle Türk gemisine karşı olduğunu duyururken, Hizbullah gemiye karşı olmadığını belirtti.
‘LÜBNANLI BAKAN İŞ ÇEVİRİYOR’
Lübnan Maliye Bakanı ve Emel partisinin önde gelen üyelerinden Ali Hasan Halil, Lübnan’ın güneyinde yaşayanların kalıcı bir enerji santralına ihtiyaç duyduğunu söylerken, Türk gemisinin geçici olarak gelmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Associated Press haber ajansına göre Halil’in açıklamasını eleştirenler, Emel liderlerinin jeneratörleriyle pahalı elektrik satanlarla iş çevirdiğine dikkat çekiyorlar. Lübnan’ın Al Cedid televizyonuna konuşan Emel partisi eski yetkililerinden Muhammed Obeid, “On yıllardır onları bir enerji santralı inşa etmekten alıkoyan hiçbir şey yoktu” dedi.

GEMİNİN İSMİ BİLE DEĞİŞTİ
Hıristiyan kökenli Lübnan Enerji Bakanı Cesar Abi Halil ise Emel Partisi’nin Türk gemisine tavrını eleştirdi. Halil, Türk şirketin ‘Sünni kesim’ ile bağlantı kurulmaması için geminin adını Ayşegül Sultan’dan Esra Sultan’a değiştirdiğini söyledi. Hürriyet’e konuşan Karadeniz Enerji Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Doğan Karadeniz, “Şiilerden direkt bir tepki gelmedi. Ancak hassasiyet olabileceği kaygısıyla eşim Ayşegül Sultan isimli gemimizin adını kızım Esra Sultan ile değiştirdik” dedi. 18 Temmuz’da Beyrut’un güneyinde farklı mezheplerin bir arada yaşadığı Zahrani limanının kuzeyine demir atan gemi altyapının yetersiz olduğunun açıklanmasının ardından bölgeden ayrıldı. Esra Sultan, Hıristiyan bölgesindeki Zouk Mikhail’e demirleyerek bölgeye elektrik vermeye başladı.

LÜBNAN’A GİDEN ÜÇÜNCÜ GEMİ
Lübnan Enerji Bakanlığı, 2013 yılında Karadeniz Enerji ile iki gemi ile ülkeye enerji temin etmesi konusunda anlaşma gerçekleştirmişti. Bu iki gemi, hâlihazırda Ciyeh ve Zouk Mikhail limanlarında Lübnan’a elektrik temin ediyor. Bu yaz başında Lübnan Enerji Bakanlığı ile imzalanan yeni anlaşmaya göre, şirketin gemileri 3 yıl daha Lübnan’da kalacak ve 3 ay için üçüncü bir gemi Lübnan’a gönderilecekti. Esra Sultan gemisinin 18 Temmuz’da gittiği Lübnan’dan 18 Eylül’de ayrılması bekleniyor.
HASSAS DENGELER
Lübnan’ı diğer Ortadoğu ülkelerinden ayıran en büyük özelliği dini ve mezhebi bakımdan önemli derecede çeşitliliklere sahip olması. Lübnan’da 1975 ile 90 arasında iç savaş yaşanmıştı. Savaş sonrasında üst düzey devlet yönetimi makamları, mezhep ve dini bazlı dağıtılmıştı.

7 Ağustos 2018 Salı

Bir nevi meydan okuma ve doğru yola davet "İYİ Parti'den Erdoğan'a destek mesajı: Dik durursanız yanında oluruz" Pati Sözcüsü Aytun Çıray (Bakalım AKP bu lisandan iyi olmaya davet mesajından ne anlayacak!..

İYİ Parti'den Erdoğan'a destek mesajı: "Dik durursanız yanında oluruz"
Parti Sözcüsü Aytun Çıray, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ekonomi konusunda şimdiye kadar yapılanların 180 derece tersini yapma çağrısında bulunarak, "Türkiye’den Kıbrıs ve benzeri konularda siyasi tavizler isteyen olursa dik dursunlar yanlarında oluruz" dedi. İYİ Parti Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Aytun Çıray , İYİ Parti Başkanlık Divanı Bildirisi’ni açıkladı. Çıray şunları söyledi:
"DÖVİZ ARTIŞI 2010 HEDEFİNİ AŞTI"
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener yönetiminde toplanan Başkanlık Divanımız vahim ekonomik gelişmeler hakkında görüşlerimizi belirlemiştir. AKP Hükümet’inin Yatırım Programlarında 2018-2020 yılları için belirlen Dolar/TL kurları bırakın 2018 yılı için öngörülen 3,73 TL’lik dolar/TL kurunu, bugün itibarı ile 2020 için öngörülen 4,02 TL’lik hedef aşmıştır. 7 Ağustos 2018 tarihi itibarıyla dolar/TL kuru 5,33 TL ile rekor düzeye erişmiştir. Yani Türk Lirası yılbaşından bu tarafa yaklaşık %44 devaüle olmuştur. Bu ne anlama gelmektedir? TÜİK’in hesaplama oyunları ile 10.597 $ olarak açıklanan fert başına düşen milli gelir 4.000 $ erimiş, Türkiye ekonomisi ise 320 milyar $ küçülmüştür.
"DIŞ MİHRAKLAR GÜÇLÜ EKONOMİLERE BİR ŞEY YAPAMAZLAR"
AKP iktidarlarının yöneticileri ekonomik başarısızlıkları konusunda milleti yanıltmaya çalışıyorlar; “iyi olursa bizden kötü olursa dış güçlerden,” diyorlar. Sanki AKP iktidara gelinceye kadar dış güçler yokmuş gibi. Her dönemde dış güçler olmuştur, olacaktır ve Türk milleti her zaman dış güçlere karşı birlik içinde olmuştur. Yine olur. Esas olan dış güçlerin etkilerine karşı sizin hazırlıklı ve güçlü olup olmadığınızdır. Şimdi soruyoruz; ekonomimize komplo kurduğunu “üst akıl” diye işaret ettiğiniz ABD'yi bizden çok Malezya, Rusya, Çin ve Kuzey Kore de rahatsız ettiğine göre neden onların paraları da dolar karşısında yerlerde sürünmüyor? Sağlam, üreten, markalaşmayı başarmış bir ekonomik yapımız olsaydı bunlar olur muydu? Başımıza gelenlerin içinde dış mihrakların rolü de olmuş olabilir. Öyleyse ekonomimizi manüplâsyonlara açık hale getiren AKP Hükümetlerinin yanlış ekonomik uygulamaları ve muazzam israfları değil mi?
"TÜRKİYE ŞU ANDA ŞÖYLE GÖRÜNÜYOR"
Ne yazık ki Türkiye’nin ilk bakıştaki görüntüsü şudur; Tek karar verici var yanlış kararlar alıyor, Merkez Bankasını ben idare edeceğim diyor. Söylemleri ile ekonominin yapısal olarak her an temerrüde düşebilecek kırılganlığı yaratıyor. Zira Türk özel sektörünün toplam yabancı para borçları GSMH'nın yüzde 75'ini ilk defa geçti. Bunun büyük bölümü kısa vadeli ve 2018'de ödenmesi gerekiyor. Ayrıca, içerde muazzam bir bütçe açığı ve ekonomik getirisi olmayan önlenemeyen israf harcamalarının dur durak bilmemesi. En çarpıcı örneği; milletimizden yastık altı paralarını çıkarmaları istenirken ve bütçe kısıntısına gitme zorunluluğu varken Sayın Erdoğan’ın 300 odalı yazlık saray yaptırması ve Ankara’daki Sarayı da orijinal planın dört misline büyütmesi.
Türkiye süratle büyük bir ödeme krizine düşmek üzere.
"KAMU ÖZEL ORTAKLIKLARI BUGÜNLERİ HAZIRLAYAN ÖNEMLİ FAKTÖR"
Yine AKP Hükümeti tarafından 2010 yılında çıkartılan ve 2018’de sınırlama getirilen kararname bugün yaşadığımız sorunların önemli faktörlerinden biri olmuştur. Bu kararname ile şirketlerin içerideki bankalardan dövize endeksli kredi verilmesine izin verilmiştir. Bunun üzerine şirketler dışarıdan borçlandıkları yetmiyormuş gibi içeriden de dövizle borçlandılar. 2013 yılına gelindiğinde FED’in o zamanki Başkanı Bernenanke uyarıyı yaptı ve “Likiditeyi azaltacağız” dedi. AKP Hükümetleri bu alârm sinyaline de kulaklarını kapattılar. Köprü geçiş ücretleri dahil her şeyi dolarize ettiler. AKP Hükümetleri özelleştirmeyi satıp savma olarak anladılar. Çözüm bulmak yerine, her ekonomik sıkıntıyı “dış kaynaklara” bağlayarak başarısız ekonomik yönetimlerinin üzerini örttüler. Türkiye’yi sermaye ilişkilerindeki kuralsızlık ve adaletsizliğin artışının en hızlı olduğu dört ülke arasında ikinci sıraya yerleştirdiler. Büyük sermaye gruplarının bankalardan istediği borç yapılandırma talebi Hükümetin hatalı ekonomi politikalarının hem kabulü hem de tescilidir. Sonuçta hızla tedbir alınmazsa eğer, borç yapılandırma talebiyle bankaların kapısına dayanan firmaların sayısı artacak ve bankaları da 2001 krizini andırır bir şekilde bir likidite kriziyle karşı karşıya bırakacaklardır. Son açıklanan 10 günlük paket ve “yastık altından dövizleriniz çıkarın” açıklamaları dış dünyada “bunlar borçlarını ödemeye niyetli değiller galiba” şeklinde algılanmıştır.
"YAPTIKLARINIZIN 180 DERECE ZIDDINI YAPIN"
Sayın Erdoğan ve arkadaşları ekonomi konusunda artık hamaseti bırakmalılar, mahalli seçimleri unutmalılar ve bugüne kadar ekonomide yaptıklarının tam 180 derece zıddını yaparak yapısal tedbirler almalılar. Ayrıca Türkiye’nin içine girdiği bu ekonomik darboğazı bahane ederek Türkiye’den Kıbrıs ve benzeri konularda siyasi tavizler isteyen olursa dik dursunlar yanlarında oluruz.
Kaynak: İYİ Parti'den Erdoğan'a destek mesajı: Dik durursanız yanında oluruz

6 Ağustos 2018 Pazartesi

MİLLETE İHANET ALAMETLERİ "lüks, gösteriş, israf, alâyiş ve şatafat" UNUTMAYINIZ!.. "Devleti Mali Deniz, Haksız-yolsuz ve suiistimal vasıtasıyla yiyenlerin-edinenlerin tamamı istisnasız domuzdur. Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK"

MİLLET Meclisi'nin "koltuk ısıtmalı makam aracı" ihalesi yeniden açıldı!..
Hükümet, seçim dönemi yapılan büyük harcamalar ve ekonomi politikalarından kaynaklanan bütçe açığı ile başa çıkmak için israfla mücadele edeceğini söyler ve “tasarruf tedbirleri” uygulanacağını açıklarken her türlü imtiyazdan vareste olması "milli geleneklerimizin gereği olan" TBMM, yeni makam araçları kiralamak için ihaleye çıktı.

İsmail Kahraman’ın görevinin son günlerinde ilanı yayımlanan ancak “yüksek maliyet” gerekçesiyle iptal edilen lüks araç kiralama ihalesi araç sayısı da arttırılarak yeniden açıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, geçtiğimiz günlerde iş dünyasından temsilcilerle yaptığı görüşmede "kamu harcamaları ile ilgili tasarruf tedbirleri alınmaya başlan" demişti. Ancak, 2017-2018 yılları için 30’u Volkswagen Passat, 34’ü Audi A-6 marka sürücüsüz araç kiralayan TBMM , seçimlere iki aydan daha az süre kala yeni bir araç kiralama ihalesine çıktı. TBMMBaşkanlığı, 2019 ve 2020 yıllarında kullanacağı tümü 1950 motor hacminde olacak araçların 28’i için ayrı, 38’i için ayrı teknik özellikler belirledi. 1 Haziran günü yapılması planlanan ve hem araçların lüks özellikleri hem de kısa süre önce kiralanan yeni araçlar olmasına karşın yenilerinin kiralanmak istenmesi nedeniyle tepki yaratan ihale 4 Haziran’da iptal edildi. İptal gerekçesi olarak da “Bütün tekliflerin alıma ayrılan ödeneğin/yaklaşık maliyetin çok üzerinde olduğu” açıklaması yapıldı.
Sayı arttı
24 Haziran seçimlerinin ardından meclisBaşkanlık Divanı’nın oluşmasıyla yeniden ihaleye çıkılmasına karar verildi. 20 Temmuz’da onaylanan yeni ihale kararıyla kiralanacak araç sayısı da 64’ten 66’ya çıkartıldı.
Birgün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre ihale şartnamesinde, 2018 model “0 kilometre” ve siyah renkli olacak araçların sahip olması istenen özelliklerinden bazıları şöyle:
“Dört silindir, turbo dizel motor, tam otomatik klima, renkli ekranlı Türkçe dil seçenekli yol bilgisayarı, ön ve arka park sensorü, sürücü yorgunluğu tespit sistemi, işitsel ve görsel uyarı ikazı, radyo, CD-MP3 çalar, araç içi orijinal halı ve kauçuk taban paspasları, dört bölgeli tam otomatik klima, deri döşeme, orta konsolda en az 6,5 inç ve üstü ekran, ısıtmalı ön ve arka koltuklar.”
Araçlara taşıt tanıma sistemi (TTS), otomatik geçiş sistemi (OGS), hızlı geçiş sistemi (HGS) ve araç takip sistemi (GPRS) takılması da istendi.
Yeni yöneticilere
Araçlar, 24 Haziran’dan sonra oluşan yeni Meclis’in başkanlık divanı üyeleri, grup başkanvekillikleri, komisyon başkanları ve uluslararası komisyon başkanlarının makam hizmetlerinde kullanılacak. 2017/2018 yılları için açılan iki yıllık ihaleyi kazanan Kopuz Otomotiv ve Turizm Sanayi Ticaret AŞ’den yine sürücüsüz 64 araç kiralayan TBMM , ulaşım hizmetleri için de Sözkur Turizm Otomotiv’den sürücülü kiraladığı 10 araca milyonlarca lira ödeme yaptı.
30’u Volkswagen Passat, 34’ü Audi A­6 marka olduğu bilinen bu araçlara 2015 yılında 3 milyon 304 bin lira, 2016’da 3 milyon 643 lira ödendi. 2017’de yapılan ödeme 4.5 milyon liraya yaklaştı. TBMM makam hizmetleri için kullanılan bu araçların yanı sıra ulaştırma hizmetlerinde kullanılmak üzere de üç yıllığına 2 milyon 514 bin lira karşılığı 10 araç kiralandı. Ayrıca, panelvan minibüs tipi bir araç da yemekhane hizmetlerinde kullanılmak üzere Meclis’in kiralık araç filosuna katıldı.