'Lale Devri’ni yaşıyoruz'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirirken “Osmanlı’nın Lale Devri’ni yaşıyoruz. Ekonomisi bizden daha iyi olan bir ülkenin bakanı normal uçakla seyahat ederken bizimki özel uçak tutup gidiyor” dedi. Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesinde özetle şunları söyledi:
BORÇ BATAĞI İÇİNDEYİZ
“TAM bir borç batağı içindeyiz. Sadece borçları ödemek için değil, aldığımız borçların faizini ödemek için de borçlanıyoruz. Biz bir sorumluluk içinde ‘Türkiye bu badireyi nasıl atlatır’ diye 13 maddelik bir açıklama yaptık. Dedik ki, devlette liyakat sistemini darmadağın ettiniz, yeniden oluşturun. Tipik bir örnek vereceğim. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın üst yönetiminin tablosu yayımlandı. Bir numarada yer alan kişinin hiçbir unvanı yok ama bakan yardımcısından üstte. Hanedandan birisi.
İHALELERİ TL’YE ÇEVİRSENE
‘Merkez Bankası’nın bağımsız olması lazım. Merkez Bankası’nın saygınlığı da itibarı da dünyada yoktur. Akılcı sıcak para politikası izleyin’ dedik. Sıcak para niye geliyor Türkiye’ye? Vurgun yapmak üzere, spekülatif amaçlı. Karar almışlar AVM’lerde dolarla kiralama yapılmayacakmış. Günaydın beyler. Sen onu bırak, şu yandaşlara verdiğin milyar dolarlık ihaleleri TL’ye çevirsene.
DÜYUN-U UMUMİYE DÖNEMİ
Borçlanıyorsun, niçin? Yatırım, üretim yapıyorsan eyvallah. Kardeşim faiz ödemek için borçlanılır mı? 16 yılda Türkiye’yi tefecilere teslim ettiler. ‘Borç alan emir alırmış’; günaydın beyefendi. Bir Düyun-u Umumiye dönemine doğru Türkiye süratle gidiyor.
Dünyanın bildiği bir gerçek var; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacaksın. Biz tam tersini yapıyoruz. Bir tık daha ileri gittiler şimdi; ‘Paranız varsa Türkiye’ye getirin, hiç sormayacağız, suçlamayacağız beş kuruş vergi de almayacağız’ diyorlar. Haram, yasadışı paradan medet uman bir siyasal iktidar Türkiye’nin çıkarlarını savunabilir mi?
İSRAF ADALETİN DÜŞMANIDIR
İsraf ahlakın, adaletin düşmanıdır. Altlarında milyonluk arabalar, şu Ankara’daki büyük binalara bakın, büyük kısmı kiralık ve bakanlıklar oturuyor. Osmanlı’nın Lale Devri’ni yaşıyoruz. Ekonomisi bizden daha iyi olan bir ülkenin bakanı normal uçakla seyahat ederken bizimki özel uçak tutup gidiyor.
İSPAT ET İSTİFA EDECEĞİM
13 maddeyi açıkladım, bekledim ki, olur ya alır birileri değerlendirir. Ama sarayda oturan zat dedi ki, ‘Kılıçdaroğlu döviz baronları ile hareket ediyor.’ Pes vallahi, sanki benim kızımın, çocuklarımın Amerika’da apartmanları, daireleri var. Döviz baronları ile bir olan, döviz bazında ihale dağıtan sensin. Benim bir liralık, döviz baronları ile ilişkimi ispat et siyaseti bırakacağım.
Ekonominin geldiği bu durumu hepimiz biliyorduk. Seçimlerin erkene alınmasının nedeni de buydu. Neymiş Amerikalı bir papaz varmış da o nedenle kriz çıkmış. Bizde kriz zaten vardı.”
BERBEROĞLU NİYE HAPİSTE
“BİR kişinin dünya görüşü, kararları, Türkiye’nin hukuku olarak artık algılanıyor. Geldiğimiz nokta budur. Enis Berberoğlu, Eren Erdem niye hapiste? Osman Kavala, Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan bunlar niye hapiste? Düşüncelerini beğeniriz ya da beğenmeyiz ama sadece kalemleriyle düşüncelerini ifade ettiler. Güçler ayrılığı yoksa o ülkede demokrasi yoktur, dikta yönetimi vardır.
Eğer devleti demokratikleştirmezseniz süratle organize suç örgütü haline dönüşebilir. Cumartesi Anneleri’ne yapılana bakın. Orantısız güç kullanıyorsunuz, yerlerde süründürüyorsunuz o yaşlı kadınları, anneleri. Bu annenin suçu ne? Bir suçu var, ‘Oğlumun mezarı nerede’ sorusunu sormak. Örgütlü suç işte devlette böyle oluşur.”
9 SORU
Kemal KILIÇDAROĞLU, toplantının sonunda, “Erdoğan’a 9 soru soruyorum. Bu soruları size de dağıtacağım. Gittiğiniz her yerde, yaptığınız her toplantıda dillendirin” diyerek şu soruları yöneltti:
1- ‘Tarımı bitir, çiftçiyi borç batağına sürükle, samandan mercimeğe, canlı hayvandan ete kadar tarım ürünlerini ithal et’ diyen dış güçler miydi?
2- ‘Yandaşlarına, Türkiye’nin en büyük ihalelerini dolar endeksli ver. Ver ki dolar yükseldikçe daha fazla kazansınlar’ diyen dış güçler miydi?
3- Haydi ihaleyi dolarla verdin, ‘Yandaşlarına dolarla gelir garantisi de ver’ diyen dış güçler miydi?
4- Haydi dolarla gelir garantisi de verdin, peki ‘yandaşlarının sözleşme devri 123 milyar dolar olan projelerinin dış borcuna devleti kefil et’ diyen dış güçler miydi?
5- ‘Döviz gelir olmayan şirketlerin, döviz cinsinden borçlanmalarına izin ver’ diyen dış güçler miydi?
6- Geçmişte üreten ve saygınlığı olan Mustafa Kemal’in Türkiye’sini Londra’daki bir avuç tefeciye teslim eden dış güçler miydi?
7- ‘Merkez Bankası’na müdahale et, bağımsız kurumların bağımsızlıklarını sonlandır, her şeyi sen belirle’ diyen dış güçler miydi?
8- Haklı olarak ‘Borç alan emir alır’ diyordun. Memleketi bu hale getirmek için bugüne kadar emir aldığın dış güçleri açıklayacak mısın?
9- Geldiğimiz noktada artık Londra’daki tefeciler, faizi yetersiz buldukları ve sana güvenmedikleri için borç vermiyorlar. Yeni emirleri Katar’dan mı alacaksın?