25 Şubat 2019 Pazartesi

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği 30. yılını coşkuyla kutladı. (HABER:Nesrin Hekimoğlu Kurumsal İletişim Birimi Sorumlusu)

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) 30. yılını coşkuyla kutladı.
21 Şubat 1989 yılında kurulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği 30. yılını Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlediği etkinlikle kutladı.
Sunuculuğunu ÇYDD’nin burslu öğrencilerinden Şilan Onay ve Çağlar Akay’ın yaptığı gece Genel Başkan Prof. Dr. Aysel Çelikel’in açış konuşmasıyla başladı.
30 yılın sonunda tüm bu sürecin tanığı olan Çelikel, derneğin kuruluş günlerini, bugüne kadar gelinen noktayı, başarılarını ve yaşadığı zorlukları davetlilere aktardı.
Çelikel “ÇYDD’nin bir yıl Aysel Ekşi, 19 yıl Türkan Saylan ve 10 yıl da Aysel Çelikel Genel Başkanlığındaki yönetim kurullarının özverili çalışmaları sonunda bu gün on binlerce genç kızımızın eğitimli, meslek sahibi bireyler olarak yetişmesini sağladık. Binlerce üniversiteli gencimiz aynı şekilde özgür düşünceli Atatürkçü demokrat gençler olarak topluma kazandırdık. Çalışmalarımız bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün simgesi, Atatürk Devrimlerinin korunması ve geliştirilmesi amacıyla eğitime verdiğimiz her türlü destekle devam etti. Kız öğrenci yurtları, okullar, anasınıfları, kütüphaneler vd. yanında, çocukların sosyal gelişimi için açtığımız sayıları bu gün 26’yı bulan eğitim evleri ve diğer projelerle devam ediyor. 2009’dan beri önceki projelere devam ederken yeni projelerle hiç eksilmeyen umut ve heyecanla çalışıyoruz. Gençlerimizle birlikte insana saygıya, sosyal sorumluluğa, dayanışmaya etik değerlere, emeğe saygıya dayalı bir çağdaş yaşam kültürü oluşturduk.” dedi.
Derneğin çalışmalarına 13 Nisan 2009 yılında maruz kalınan iftiralar, acılar, haksız uygulamalar nedeniyle dahi ara vermediği vurguladı. Hatta yeni dönemde uygulanmaya başlayan kurumsallaşma çalışmaları ile genel merkezin birimleri arasında ve şubeleriyle birlikte ilkeler ve kurallar çerçevesinde sistemli çalışma ortamı oluşturulduğu ve şeffaflık için iç eğitim ve iç denetimlerle desteklendiğini sözlerine ekledi.
Çelikel, “başarımızı kurumsal ve bireysel desteklere borçluyuz. ÇYDD ile burs projeleri uygulayarak, bağış yaparak, vasiyetname yolu ile destek olan, yüreğinde insan sevgisi ve yurt sevgisi taşıyan sosyal sorumluluk sahibi bireylere ve kurum yöneticilerine sevgi, saygı ve minnet duygularımızı iletiyoruz. Onlar olmasaydı bu günleri göremezdik. Elbirliğiyle yaptığımız çalışmalar geleceğimizin güvencesi olacaktır.” diyerek ÇYDD’nin bugünlere gelmesinde desteğini esirgemeyen tüm bağışçılarına da teşekkürlerini iletti ve yapılan bağışların ÇYDD’ye duyulan güvene yakışır şekilde değerlendirildiğinin altını çizdi.
Aysel Çelikel’in konuşmasının ardından ÇYDD’nin burslu öğrencisi Musa Bölükbaşı tarafından hazırlanan “Umudun Yüzü” adlı belgesel film gösterildi.
30. yıl gecesinde mesajlarıyla ÇYDD’nin yanında olan pek çok özel kişi ve kuruma da yer verildi. Sunucular gelen tebrik mesajlarını ve dilekleri davetlilerle paylaştı. Bu mesajlar arasında Avrupa Parlamentosu Milletvekili AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Başkan Yardımcısı Miltiadis Kyrkos’un video mesajı da yer aldı.
Ocak ayında Avrupa Parlamentosu tarafından düzenlenen “Civil Society Faces of Turkey” etkinliğinde 11 sivil toplum kuruluşundan biri olarak ÇYDD de yer almış, ÇYDD’yi eski burslu öğrenci ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Elif Kiy temsil etmişti.
Programda yayınlanan mesajın ardından Elif Kiy etkinlik ve bu sayede bağlantı kurduğumuz Mr. Kyrkos ile ilgili bilgiyi geceye katılan davetlilerle paylaştı.
30. yılında ÇYDD, öğrencileri ile sahnedeydi. Yine ÇYDD’nin burslu öğrencileri Dilan Azad, Nurevşan Kırçiçek ve Altuğ Özşekerci’den oluşan Çağdaş Trio verdikleri mini konserle davetlilere hem duygusal hem de keyifli anlar yaşattı.
Programın son bölümü Türk pop müziğinin sevilen isimleri Grup Gündoğarken’e ayrılmıştı. Yaklaşık bir saat süren konserde grup en sevilen şarkılarıyla geceye renk kattı. Tüm şarkılar hep bir ağızdan söylendi ve büyük beğeni topladı.
Program sonunda emeği geçen herkese teşekkür belgesi ve çiçek takdimi yapıldı.
Daha demokratik, daha çağdaş ve geleceğe daha güvenle baktığımız, değerlerimizi birlik içinde, dayanışmayla çoğalttığımız yeni yıl dönümlerine, yeni başarılara hep birlikte ulaşmak dileğiyle program sonlandırıldı.
Nesrin Hekimoğlu
Kurumsal İletişim Birimi Sorumlusu
ÇYDD Genel Merkez
Evliya Çelebi Mah. Şimal Sok. No:10 Şişhane / Beyoğlu - İSTANBUL / TÜRKİYE
Tel : +90 212 252 44 33 / 131 | Fax : +90 212 252 65 95
Web : www.cydd.org.tr  // https://www.instagram.com/cagdasyasamdd/
www.facebook.com/CagdasYasamiDD  // https://twitter.com/CagdasYasamDD
https://www.linkedin.com/company/çağdaş-yaşamı-destekleme-derneği

11 Şubat 2019 Pazartesi

CHP İKTİDAR HAREKETİ BAŞKANI RUFAY KARAHAN: "AYAĞA KALK VE BİR ŞEYLER YAP TÜRKİYE'M” (Cafer UĞURLU-Göktürk TUNÇTÜRK: Haber 2000.com-Siyaset, Ankara: 10 Şubat 2019)

CHP İKTİDAR HAREKETİ BAŞKANI RUFAY KARAHAN: “BİZ CHP’NİN İKTİDAR KOLUYUZ. HEDEFİMİZ CHP’Yİ LÂYIK OLDUĞU YERE TAŞIMAKTIR. AYAĞA KALK VE BİR ŞEYLER YAP TÜRKİYE'M”
CHP İktidar Hareketi Yönetimi ve Danışma Kurulu kalabalık bir grupla "Türkiye ve dünya gündemi değerlendirme toplantısını" 9 Şubat 2019 Cumartesi günü Ankara'da faaliyet gösteren Merkez Bürosunda başarıyla gerçekleştirdi.
PARTİ İÇİ MUHALEFET DEĞİL; CHP'NİN İKTİDAR KOLU
Milletvekili ve Belediye Başkan Aday adayları, eski milletvekilleri, çeşitli Sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri tarafından kurulan ve CHP içinde birlik- beraberliği koruma hedefi taşıyan, “Biz parti içinde muhalefet değil, partinin iktidar koluyuz, CHP’yi hak ettiği yere taşımak için varız” diyerek yola çıkan CHP İktidar Hareketi, Ankara- Kızılay semtinde ki Merkez Bürosunda kalabalık bir grup ile Yönetim ve Danışma Kurulu toplantısını gerçekleştirdi..
GÜÇLÜ BİR KATILIM, YÜKSEK MORAL VE ÖZGÜVEN
Toplantıya, çeşitli Sivil toplum kuruluşları, belirli yerel gruplar ve mahalle temsilcileri; Gazeteciler, yazarlar, emekli bürokratlar ile önemli ve önde gelen bazı partili isimlerin de katılması, katkı vermesi ve değerlendirmeler yaparak, Harekete samimi destekler vermeleri dikkat çekti, sevinçle karşılandı ve takdir topladı. 
CHP İktidar Hareketi Başkanı Rufay Karahan
Toplantıya katılanlar görüşlerini belirtilirken, CHP İktidar Hareketi Başkanı Rufay Karahan, Dünyanın ve Türkiye’nin üzücü gündeminin olduğuna dikkat çekerek; “CHP doğru yönetilir ve ayağı kalkar ise Türkiye’de ayağı kalkar.. Bizim çıkış noktamız ve hedefimiz bunu sağlamaktır” dedi.
Hareketlerinin, CHP içinde muhalefet olmadığına işaret eden Başkan Rufay Karahan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü; “Biz muhalefet değil, partiyi doğru yönetemeyen, görevini iyi yapamayan, aktif muhalefet sergilemeyen yönetimi değiştirmek için varız.. Çıkış noktamızın amacı da budur..
Biz CHP’nin muhalefet kolu değil, İktidara taşıma koluyuz.
Bugün maalesef CHP layık olduğu yerde değildir.. CHP hak ettiği yere gelir ise Türkiye kurtulur, adalet sağlanır, İnsan hakları eşit şekillerde dağıtılır ve Ülkemizde tam bağımsız Demokrasi yaşamı gerçekleştirilir.. Bu anlayışla CHP İktidar Hareketi yönetimi, ülke genelinde temsilcilerini işbaşına getirip, bölge çalışmaları da başlatılmıştır..
Hareketimiz, Yerel Seçimlerde de Millet İttifakının adaylarına destek verecek ve bu yönde çalışmalarda bulunulacaktır… Ve bu Yerel seçimlerde seçimlerde de başarılar kazanmak zorundayız.. Tüm adaylarımızı ziyaret edip, kendilerine desteklerimizi sunacağız” (www.haber2000.com Siyaset - 10 Şubat 2019, Pazar 14:17:34)

7 Şubat 2019 Perşembe

Kadir Mısırlıoğlu’nun Ayıbı.HABER MAKALE. "Gazeteci-Eğitimci, Araştırmacı-Yazar: Sıddık DEMİR" -Malum, kendisi kurucu liderimiz olan Atatürk’e karşı son derece rijit ifadeleri bulunan bir tarihçidir.


Kadir Mısırlıoğlu’nun Ayıbı!.. 
Sıddık DEMİR
Eğitimci, Araştırmacı-Yazar
Merhum Galip Kuşçuoğlu hakkında 2015 tarihli videosu sosyal medyaya intikal etmiştir. Bir dostumun uyarısı üzerine olaya vakıf oldum. Malum, kendisi kurucu liderimiz olan Atatürk’e karşı son derece rijit ifadeleri bulunan bir tarihçidir. İnsan boyunu aşan eserleri vardır. Uzun bir ömrü yakın tarihimizi inceleyerek geçirmiş olup kendi alanında markalaşmış bir kalemdir. Görüş ve düşünceleri kabul görür veya görmez; önemli olan çizmeyi aşmadan makul ölçüler içerisinde kalarak görüş sarfetmesidir. Fikir özgürlüğü veya ifade hürriyeti açısında en kötü tarz bile bu alanda yer bulmalıdır. Aykırı düşünce ve tavırlar çoğu zaman saklanılan gerçeğin berraklaşmasına katkı sağlar.

Tarih sosyolojisi olmadan tarihçilik yapılır mı bunu uzmanlarına sormak lazım. Tenkit edilen bir kişi veya bir olay hakkında teferruatlı bilgiye ulaşmadan yapılan katı yargılama veya analiz altı boş olacağı için muhatabını sıkıntıya sokar. Kadir Mısırlıoğlu’nun iştigal ettiği alanla ilgili onu sorgulamak için en azından onun emeği kadar bu alanahâkim olmak gerekir. Bu konuda bende oluşan şu algı da onun eseri olduğu için beyan etmeden geçmek de olmaz. Tarihi yapıldığı dönemin sosyolojisini bilerek günümüze yansıtmanın daha insaflı ve amaca uygun çalışma hissiyatından hareketle incelenmelidir. 2015 tarihli, internet üzerinden servis edilen bu konuda âcizane olarak ilgi alanıma giren söylem veya konuşma metnine karşı diyeceğimiz vardır.

Adı Kadir, soyadı Mısırlıoğlu olunca her konuyu herkesten daha iyi bildiği bir gerçek olmayacağına göre nasıl ki kendisi çok ağır ifadelere başvurarak düşüncelerini beyan ediyor; biz de Üstat Necip Fazıl’ın dediği gibi “Orada dur Kadir Bey bu yol çıkmaz sokak.” deme özgürlüğüne sahibiz. Malum araştırmacı bu zat, özellikle Cumhuriyet tarihimizi inceler. Bu konu onun uzmanlık alanıdır. Yıllar var ki eserleri okunur. Biz de kendisinden istifade etmişizdir. Özellikle resmi tarihe alternatif olan bilgi ve belgeler ışığında yeni bir tarih anlayışının gelişmesinde olumlu katkıları inkâr edilemez. Biz kendisine Profesör Yusuf Halaçoğlu’nun dediği gibi “Satılık tarihi kalem” de demiyoruz.

Son dönemlerde devletimizin kurucu lideri Atatürk hakkında aşırı ve zorlama yorumlarıyla gündem oluşturmuştur. Ülke insanımızın bir kesiminin kendisine ilgi ve iltifatı karşısında büyük bir kesimin tepkisiyle karşılaşmasında üslubununda çok önemi olmuştur. Durduğu yeri savunmak için önüne gelen her malzemeyi araştırmadan veya sosyolojisini yapmadan kullanmada pek mahir olduğunu bahsettiğimiz tarihte sosyal medyaya düşen konuşmasından anlıyoruz. Kadir Beye göre; Atatürk hakkında olumlu tavır ortaya koyan kalem erbabı veya kanaat önderlerinin kendi fikriyatına zarar verdiği endişesinden hareketle onların önlerini kesmek, yıpratmak ve hatta daha ileri giderek hakaret etmeyi uğraş alanına sadakat olarak görme hastalığı anlaşılır gibi değil.

Kadir-i Rufai Şeyhi Merhum Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu Hazretlerini iyi tanıyan ender insanlardan biri sayılırım. Kendisi yakın zamanda ebediyete intikal etmiş bir gönül adamı veya kanaat önderidir. Hakkında kalem oynatmış biri olarak eserlerini defalarca taramışımdır. Galip Efendinin basılmış altı adet kitabı vardır. Hiçbir yerde Atatürk’ün “MEHDİ” olduğundan bahsedilmez. Bahsedildiği gibi altı Tarikatı birleştirmişte değil. Bu konudaki ithamlar külliyen yanlıştır.

Mısırlıoğlu bahsi olan konuşmasında yaklaşık olarak diyor ki “ Bu zatın kitaplarını taradım. Kendisini çocukken Samsun’a gelen Atatürk başını okşayarak sevmiş. Bunun etkisinden olacak, onu Mehdi ilan ediyor, hatta altı Tarikatı şahsında birleştirerek tek Tarikat yapmış. Birleştirmiş olduğu bu altı Tarikatı da ortadan kaldıracağını söylemektedir.” Devamında zındık, gâvur, melun gibi kelimeleri kullanarak galiz küfürler sarfediyor. Bir kalem erbabına, bir münevver insana yakışmayan bu sözleri sarf edene terbiyesiz adam denmez mi?. Hicap duymanın yanında insan neslinin sapkın bir hastasına karşı “Edep Yahu” demekten kendimizi alamıyoruz. Velakin özellikle de şahsının alanıyla ilgili olmayan bir konuda sırf Atatürk’ü seviyor diye rahmetli olmuş bir Tarikat önderinin aleyhinde acımasızca ifadelerde bulunmasına kayıtsız kalınmaz. Adama demezler mi “Be adam taradığın eserlerin neresinde Atatürk’e Mehdi dediği yazılıdır. Altı Tarikatı birleştirerek tek Tarikat oluşturduğu ifadesi nerede yazıyor. Tarihi konularda da yaptığın araştırmalar böyle ise yazık senden istifade eden kesime. Tasavvufi haller konusunda ilmin nedir bilinmez ama kullandığın ifadeler bu konuda nadanlığını ortaya koymaktadır.

Tasavvufa karşı olabilirsin, Atatürk’e ve onun gibi bazı tarihi şahsiyetlere karşı olabilirsin. Bu insanların aleyhinde de inancımıza uygun bulunabilirsin. Bu duruş senin ve bütün kalem erbabı olanlar için haktır, hukuktur. Velakin zındık, gâvur veya melun kelimelerini hiç de haketmeyen bir kanaat önderi hakkında kullanamazsın. Ben kullanırım diyorsan bu durumda seni gâvur, melun, zındık ruh hastası veya sadist ilan edilmekten kim kurtarır.

Bütün insanlığın sıhhat ve selameti için bir ömür harcayan ve bütün mücadelesi bu mihver üzerine olan bir gönül adamına, bir gönül ve aşk insanına karşı bu sözleri sarfetmen senin ilmine ve manevi hayatına ne kazandırır. Siz bu ruh haliyle mi tarih ummanına daldınız. Sizde hiç insaf, sizde hiç idrak, hiç hoşgörü ve esneklik yok mu? Uzmanlık alanınızla ilgili kelam etmek bize yakışmaz. Sizin de uzmanlık alanınız olmayan bu alana girerek bir Allah dostuna karşı açıkça sövmeyi nasıl kendinize yakıştırıyorsunuz.?

Her Türk aydını devletimizin kurucu liderini sever. Onu farklı açılarda değerlendirir, bu onların zenginliğidir. Galip Efendi merhumu da Atatürk’e bildik Tarikat liderlerinin ekserisi gibi bakmaz. Bu alanda tek de değil. Mesela Çorumlu Şeyh Hamza, İskilipli İbrahim Ethem gibi… Kurucu önderin uygulamalarına yekpare bakarlar. Şayet Şeyh Galip Efendi Atatürk’e sıcak bakan birisi olarak bu tarihi görevden imtina etmiş olsaydı sizde aynı kanaat oluşur muydu? Sizinki sokak takımının basit partizanlığı gibi bir şey oluyor. Senin görüşünde değilse, senin sevmediklerini seviyorsa tu kaka ilan etmek kolay iş.

Galip Efendi merhumunu seven binlerce insanı gönülden yaralayarak kul hakkına girmeni hangi imanla izah edersin? Tövbe istiğfar etmek erdemliliktir. Bir şartla; aynı sosyal medyada yayınlanması lüzumu halinde. Kadir Mısırlıoğlu’nun tahammülünü zorlayan Galip efendinin şu sözüdür; “Allah’ın istisnai yaratılmış seçkin kulları Emr-i İlahi’nin bekçileridir. Onların bazıları irşada, bazıları ikaza, bazıları da ıslaha vazifelidir. Atatürk ıslahla vazifeliydi,, ben şahidim”.

Biline...