HABER MAKALE: (15 TEMMUZ) DESTAN!...
Arzu KÖK
Cumhurbaşkanlığı bir hafta sürecek 15 Temmuz etkinlikleri için çeşitli afişler hazırlatmış. Ancak o resimleri gördüğümde kanım dondu adeta. Afişlerde Türk askeri küçük düşürülüyordu. Destan diye nitelenen 15 Temmuz afişlerinde milleti yüceltelim derken askerlerimiz rezil ediliyordu. Oysa destanlar vatan borcunu ödeyen askerlere karşı yazılmaz. Eğer yazılıyorsa da bir yanlışlık var demektir bu işte.Sormak gerekiyor:
“O resimlerdeki askerler Türk askeri ise sizler kimsiniz?”
Onlar emir kulu birer erdi ve 15 Temmuz sonrası onlar Suriye cehennemine yollandılar, şehit oldular oralarda. Doğuda bu vatanın bütünlüğü için mücadele verip bedenlerinin parçalarını, canlarını yitirdiler. Bugün bu yapılan afişler ile orada yiten tüm canların hatırasını çiğnenmiyor mu? Bugüne kadar canını bu topraklar için ortaya koymuş tüm askerlerimiz ayaklar altına alınıyor.
Ne acı…
Eğer amaç bu darbe girişimini halka anımsatmak ise neden darbeci komutanlar değil de masum erler konuldu o afişlere? Bu darbeyi önleyenler de yine askerler değil miydi? Neden unutuluyor bunlar da halk ile asker düşman gibi gösteriliyor?
Neden tüm afişlerde askerlerin dövülme ve çaresiz görüntüleri kullanılıyor?
Neden?
Vatan aşkı ile çarpışan askerlerin moralini bozmayacak mı bu afişler? Ordu içindeki küçük bir cuntanın yaptığı bir hareket neden tüm askerlere mal ediliyor? Emir kulu askerlerimizin boğazının kesildiği, cenaze namazlarının bile kılınmadığı neden hiç söz konusu edilmiyor. Oysa tek suçu üslerinin emirlerine uymaktı. Yazık değil miydi o askere?
Türk halkı yıllardır ‘Peygamber ocağı’ bildi orasını. Evladını oraya gönderirken onurla, şevkle gönderdi. Çünkü biliyordu ki "Askerlik üniforma değil yürek işiydi." Atatürk’ün ordusunun bir parçası olacaklardı, onurla gidiyorlardı, aileler gururla gönderiyordu evlatlarını. Ancak Atatürk'ün ordusu hiç bu kadar çaresiz durumda bırakılmamıştı.
Yazıklar olsun!
Bir asker görevini şöyle tanımlıyor: “ Suyun kıymetini, insanların kıymetini bilmektir askerlik... Öyle her şeye kapılamamaktır... Her yerde konuşamamaktır... Her engeli aşmaktır ve her yerde var olabilmektir... Doğuda terörle boğuşmak, batıda vatandaşla sarmaşmak demektir... Ve kutsal bir gül olan bayrağımıza sarılmaktır... Unutulmaktır ölmek... Bağışlanmaktır şehit tahtında... Gözleri açık gitmek ama yüzü güleç ölmektir... Koşuşturmaca yaşamak ve uyurken bile uyanık kalmaktır... Git gide elleri nasır tutmak, yüreği aydınlanmaktır... Gözleri kararmak alnı parlamaktır... Askerlik bütün sefalardan feragat etmektir… Bütün cefalara abone olmaktır… Ve askerlik ulular gibi yaşatmak ve kahramanlar gibi ölebilmektir...”
Türk halkı her zaman askerine sahip çıkmıştır ve çıkacaktır. Kim ne derse desin bu halk bilir ki o askerler gariban halkın, yani onların evladıdır. Ne olursa olsun askere güveni tamdır ve öyle olmaya devam edecektir. Kimsenin gücü asker ile halkın arasını açmaya yetmez, unutmayın… Ve yine unutmayın ki eğer ortada bir destan varsa o destan yine o askerler tarafından yazıldı… Askerlerimize bunu yapmayın...
Arzu KÖK
ELEŞTİRİ, YORUM, TENKİD VE KATKILAR:
1 yorum:
NURAY SOMER BOZBEY 12 Temmuz 2017 03:57
Gözlerim dolarak okudum, isyan dolu bir yürekle.. Kaleminize, yüreğinize sağlık.
2 yorum
alto <huguzman@gmail.com>
Sayın Arzu hanım, yazınızın arasında paylaştığınız afiş resmi bile çalınarak hazırlanmıştır. En başarılı yaptıkları şeylerden biridir çalmak çünkü... Türk askerini aşağılayan bu posterleri görünce bir kusma geldi içimden.
Sonra birindeki askerin ifadesine gözüm takıldı.
Bunu bir yerden hatırlıyorum dedim.
Yıllar içinde milyonlarca fotoğraf tarayan gözlerim beni yanıltmadı.
Küçük bir araştırmada hemen buldum.
1991'deki Körfez savaşının ikonlaşmış fotoğrafını kullanmışlar.
David Turnley'in Detroit Free Press'de yayınlanan Black Star fotoğrafı.
Yuh dedim! Milyonlarca yuh! İllüstrasyonları bile çalarak yapıyorlar.
Gözlerime teşekkür ettim, hırsızı yine yakaladığı için.
ek not: Sanırım gözlerime "gördüğü için" teşekkür etmem daha doğru olacak.
Yanıtla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder