YAŞANILAN EKONOMİK KRİZE RAĞMEN ŞİMŞEK KOLEJİ DİMDİK AYAKTA

YAŞANILAN EKONOMİK KRİZE RAĞMEN ŞİMŞEK KOLEJİ DİMDİK AYAKTA

14 Eylül 1986 yılında İstanbul’un Kartal ilçesinde 9 Hazırlık Şubesi ve İlkokul sınıfları ile kademeli olarak öğretime başlamış olan AHMET ŞİMŞEK KOLEJİ kurucusu AHMET ŞİMŞEK gibi dimdik ayakta. 

87 yaşında genç bir iş adamı gibi, her gün işinin başına gelen ve Eğitim sevdalısı olan Ahmet Şimşek, bütün gücü ile Eğitim Kurumunu yönetmeye çalışmaktadır.

Ülkenin içerisinde bulunduğu krizde, bir çok özel okulların kapandığı ve açık olanların da büyük dar boğazda olduğu bir dönemde, Kartal Merkezinde bulunan AHMET ŞİMŞEK KOLEJİ Eğitimden kopmamaya ve öğrencilerini en iyi şekilde okutmaya çalışmakta.

AHMET ŞİMŞEK KOLEJİ Atatürk’ün izinde giderek öğrencilerini yetiştirmeye çalışmakta. 

Okulun içerisi Atatürk resimleri ve Türk Bayrakları ile donatılmışken, okulun dış yüzeyinde de Atatürk Resmi ve Türk Bayrağı asılmasını isteyen AHMET ŞİMŞEK KOLEJİ, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü’ne bağlı zabıtaların müdahalesi ile Türk Bayrağını ve Atatürk Resmini okulun dış cephesine asamadı.

AHMET ŞİMŞEK KOLEJİ Atatürk’ün izinde giderek öğrencilerini yetiştirmeye çalışmakta. Okulun içerisi Atatürk resimleri ve Türk Bayrakları ile donatılmışken, okulun dış yüzeyinde de Atatürk Resmi ve Türk Bayrağı asılmasını isteyen AHMET ŞİMŞEK KOLEJİ, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü’ne bağlı zabıtaların müdahalesi ile Türk Bayrağını ve Atatürk Resmini okulun dış cephesine asamadı.

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı Kentsel Tasarım Müdürlüğü Teşkilat Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 15. Maddesinde belirtilen (Kent estetiğini bozan, görüntü kirliliğine teslim olan tüm olumsuzlukların önüne geçilmesi amacı ile Zabıta Müdürlüğü ile Koordinasyon sağlamak,)hükmünü içerdiğinden,  Zabıta memurları Ahmet Şimşek Koleji’nin ön yüzüne asılacak Türk Bayrağı’na ve Atatürk resmine herhalde kentin estetiği bozulacak diye müdahale ettiler!

Ahmet Şimşek Koleji yetkilileri ise, ilgili yerlere resmi müracaatlarını yapmış ve cevap beklemektedir.

Bundan böyle, ekte yayınladığımız İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin Reklam ve İlan Yönetmeliği’nde belirtilen hususlara riayet edilerek Türk Bayrağı ve Atatürk Resmini de duvarlara asılabilmesi için ilgili mercilerden  gerekli izinlerin alınması gerekecek herhalde!

Türk Bayrağı ile Atatürk resimleri ne zamandan beri reklam olarak addediliyor, bunu ise anlamış değiliz.

Türk Bayrağı elbette reklam amaçlı kullanılamaz diye hüküm bulunmaktadır.

2893 sayılı Türk Bayrağı Kanunu’nun 7. Maddesinin 3. Fıkrası Türk Bayağı’nın “Hiçbir siyasi parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz.” Şeklinde.

Söz konusu hüküm, ticari amaçlı reklam ve markalarda da esas ya da fon teşkil edecek şekilde Türk Bayrağının kullanılmasını yasaklıyor.

Bu hükme aykırı davranış ve uygulamalar ise hem 2893 sayılı Türk Bayrağı Kanunu’na hem de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16. Maddesine aykırılık teşkil ettiği için, ilgililer hakkında Türk Bayrağı Kanunu’nun 8. Maddesi ve atıfta bulunduğu Kabahatler Kanunu ve ilgili sair mevzuat uyarınca İdari Para Cezası ve Kullanımın durdurulması, Toplatma gibi Cezalar verilebilmekte.

Türk Bayrağını esas veya yan unsur olarak içeren markalar Türk Patent Enstitüsü’nce 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kararname’nin 7/1-(g) hükmü uyarınca reddedilmektedir. Kanunen Türk Bayrağı kullanma yetkisine sahip olan kuruluşların yaptığı başvurular ise Enstitüsünce tescil edilebilmektedir. )

(Yazan: Av.Levent Yaralı)

AHMET ŞİMŞEK KOLEJİ Türk Bayrağını ve Atatürk Resmini sadece okulların açılmasına az bir zaman kaldığında duvarına hiçbir reklam ve başka bir niyet olmadan astığını, ancak müdahale edildiğini, ilgili yerlere müracaat ettiğini, cevabın beklenildiğini, söylemiştir.

EKLER:

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT , GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ İLE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL REKLAM, İLAN VE TANITIM YÖNETMELİĞİ'Nİ GOOGLE DEN BULUP İNCELEYEBİLİRSİNİZ.

Kanadalı Şirketin Ceosu Alamos Gold'undan skandal açıklama

KANADALI ŞİRKETİN CEOSUAlamos Gold'undan skandal açıklama

Kaz Dağları'nda altın madeni çıkarmak için çevre katliamı yapan Kanadalı şirketin CEO'su John McCluskey, ağaçları kendilerinin değil hükümetin kestiğini söyledi ve Kaz Dağları'ndaki protestoların siyasi olduğu iddiasında bulundu.

Kaz Dağları’nda 195 bin ağacın kesildiği ve Alamos Gold'un 4 milyar dolar kazanması beklenen projeye yönelik tepkiler artarken, projeyi yürüten Kanada merkezli şirketin CEO’su John McCluskey protestoların ‘siyasi’ olduğunu öne sürdü.

Reuters'a konuşan McCluskey, suya siyanür karışmasının ‘imkânsız’ olduğunu ve altı yıl sonra kesilen ağaçların yerine yenilerinin dikilmeye başlanacağını savunarak, ‘siyasi amaçlı dezenformasyon’ iddiasında bulundu. McCluskey, “… Tüm bu saldırının, esasında derin bir siyasi gündemin üzerine konulan çevreci bir kılıf olduğuna inanıyorum” dedi.

"YENİDEN AĞAÇLANDIRMA İÇİN 5 MİLYON DOLAR ÖDEDİK"

Görüşmeler için geldiği Ankara’da Reuters haber ajansı ile iki saatlik bir söyleşi yapan McCluskey, Kaz Dağları’nın Kirazlı köyünde kesilen ağaçların yerine yenilerinin dikilmesi için ön ödemeyi şimdiden yaptıklarını söyledi. Ağaçların kesildiği bölgenin altı yıl sonra eski haline döneceğini savunan McCluskey, “Bunun parasını çoktan ödedik. Şunu takdir etmeniz gerekir ki, ormancılık izni için yaklaşık 5 milyon dolar ödedik. Bu ücretin büyük bir kısmı yeniden ağaçlandırma içindi” dedi.

Şirketin ağaç kesme yetkisinin olmadığını, bunu sadece hükümet yetkililerinin yapma izninin bulunduğunu belirten Kanadalı CEO, “Altı buçuk yıl içinde, bu bölgede yeniden ağaçlandırma yapılacak. Ve 10 yıl, belki bundan birazcık daha uzun bir süre içinde, burası yeniden bir orman gibi görünecek” iddiasında bulundu.

McCluskey, madende siyanür kullanımının ekolojik dengeye zarar vereceği, toprağı ve Atıkhisar Barajı yakınındaki su kaynaklarını zehirleyeceği yönündeki endişeleri de ‘yersiz’ bulduğunu söyledi. Siyanürün altın çıkarma işleminin sadece son aşamasında kullanılacağını söyleyen McCluskey, Alamos Gold’un ‘çevreye hiçbir sızıntı olmaması için gereken önlemleri aldığını’ belirtti.

Madencilik işleminin suya zarar vermeyeceğini savunan McCluskey, “Biz bunu imkânsız hale getirdik; imkânsız hale getirmeseydik işleme başlamamış bile olmamız gerekirdi çünkü siyanürü sürece eklediğiniz sırada orada altın da var. Siyanürü kaybederseniz [sızıntı olursa], altını da kaybedersiniz” diye konuştu.

McCluskey, “Bir su geçirmez zarımız ve onun altında bir su geçirmez zarımız daha var. Bu iki katmanın ortasında bir sızıntı dedektörü sistemi var. Eğer böyle bir şey olursa, ikinci katmana geçmeden haberimiz olur” dedi.

Kanadalı CEO, madenin Atıkhisar Barajı’nı etkilemesinin de imkânsız olduğunu savundu. Bunun gerçekleşmesi için ‘madendeki solüsyonun yokuş yukarı akarak bir başka su yatağına karışması gerektiği’ni belirtip, “Bunun aksi yönünde bir şeyi dile getirmek için yalan söylüyor olmak gerekir” diye konuştu.

PROTESTOLAR İÇİN ‘SİYASİ GÜNDEME ÇEVRECİ KILIF’ DEDİ

McCluskey’nin Kaz Dağları’ndaki binlerce protestocu için ‘huzursuzluk yaratma amaçlı siyasi bir saldırı’ yorumunu yaptı. McCluskey, “Söylemesi çok kötücül ama tüm bu saldırının, esasında derin bir siyasi gündemin üzerine konulan çevreci bir kılıf olduğuna inanıyorum” dedi. Kanadalı CEO, ‘sosyal medyada hızla çok duygusal bir tepki almak amacıyla proje hakkında kasten yanlış bilgi verildiğini’ öne sürdü.

NE OLMUŞTU?

Çanakkale’nin Kaz Dağları bölgesinde yer alan Kirazlı köyünde Kanada firması Alamos Gold’un yerli ortağı Doğu Biga Madencilik şirketi tarafından yürütülen altın madeni projesinde, ÇED raporunda 45 bin denmesine rağmen yaklaşık 195 bin ağaç kesildiği ortaya çıkmıştı. Çok sayıda tepki alan olay sonrası bir çok siyasetçi, sanatçı ve bölge halkı Kaz Dağları’nda yapılan katliamın durdurulması çağrısında bulunmuştu. Ayrıca 26 Temmuz’da Çanakkale Belediyesi öncülüğünde maden şantiyesinin yakın bir alanına kamp kurularak ‘Su ve Vicdan’ nöbetlerine başlanmıştı.

Kaynak Yeniçağ: Alamos Gold'un CEO'sundan skandal açıklama

İNSANLIK KENDİ SONUNU HAZIRLIYOR. DOĞA İNTİKAMINI ALACAKTIR.

İNSANLIK KENDİ SONUNU HAZIRLIYOR!

NASA’NIN YAYINLADIĞI FOTOĞRAFLAR ÜRKÜTÜCÜ!...

Nasa’nın paylaştığı fotoğraflar arasında İSTANBUL’UN da görüntüsü yer alıyor.

Nasa’nın yayınladığı fotoğraflarda, Dünya’nın yıllar içerisindeki değişimi görüntüleniyor. Bu değişim insanlığın geleceğinin tehlikelere maruz kalacağını gösteriyor. Küresel ısınma Dünya'nın dengesini bozacaktır.

İNSANLAR YAŞADIKLARI DÜNYANIN KIYMETİNİ BİLMEZLER VE KENDİLERİNDEN SONRA GELECEK NESİLLERİ DÜŞÜNMEDEN, ŞAHSİ ÇIKARLARI UĞRUNA DÜNYAYI MAHVEDEBİLİRLER, DOĞA MUTLAKA İNTİKAMINI ALACAKTIR.

Gün geçtikçe kızaran Dünya’nın görüntüsü Amerikalıları korkuttu.

Karbondioksit oranının son 10 yılda iyice artması, haritanın rengini iyiden iyiye kırmızıya çevirmiş durumda.

BUGÜN YAPILAN KAZILARDA BİR SÜRÜ YER ALTI ŞEHİRLERİ BULUNUYOR. YAKINDA DA ŞU AN YAŞANILAN ŞEHİRLER, DOĞANIN İNTİKAMI İLE BİR GÜN GELECEK TOPRAKLARIN ALTINA GÖMÜLECEKLERDİR.

Aral Gölü’nün yok olması için 100 yıl gerekmedi. Aral Gölü 14 yıl içerisinde büyük değişime uğradı ve bu hale geldi. Soldaki fotoğrafa baktığımızda değişimi görebiliyoruz.  14 yılda Aral gölü nasıl değişime uğramış.

Aşağıdaki fotoğrafa baktığımızda 1917 yılında Alaska Pedersen Buzulu’nun nasıl olduğunu görüyoruz.

BUZULLARIN ERİMESİ DEMEK, DÜNYANIN SU ALTINDA KALMASI DEMEKTİR. EKOLOJİK DENGE BOZULURSA, DOĞA KENDİNİ YENİLEYECEKTİR. ANCAK, BU DA İNSANLIĞIN SONU OLACAKTIR. 

Ancak, 1917 den 2005 yılına kadar Alaska Pedersen Buzulu kaybolmuş ve ortalık yeşile bürünmüş.

Kaliforniya’da bulunan Oroville Gölü’nün fotoğraflarına baktığımızda, 2010 Temmuz’da çekilen görüntü solda, sağdaki görüntü ise 2016 yılında ki görüntü. Değişim inanılmaz. Aradan 6 yıl gibi kısa bir zaman da bu değişim Dünya’nın geleceğinde neler yaşanacağını gösteriyor.

En büyük değişim Alaska’da yaşanıyor. 1909 yılı Temmuz ayında çekilen Bear Buzulu bu halde imiş.

 

2005 yılında ise ne hale gelmiş. Bu görüntü görülmek istenmeyen bir görüntü.

Yer gene ABD ve Oroville Gölü… Temmuz 2011 ve Ağustos 2014 yıllarında çekilmiş görüntüler böyle… Fark büyük!.

 

Üstteki resim Alaska’daki Carroll Buzulunun 1906 yılının Ağustos ayında çekilmiş.

Aynı yerin 2003 yılında ne hale geldiğine bakın. Gerçekten durum gittikçe tehlikeli bir hale gelmeye başlamış.

1999 yılının Mart ayında NASA tarafından yakalanmış görüntüsü ile 2014 yılının Mayıs ayında çekilen bir görüntüsü. 

Brezilya’daki Rondonia Ormanı’nın 1975 yılının Haziran ayında çekilen bir fotoğrafı ile 2009 yılının Ağustos ayında çekilen bir fotoğrafı. Değişiklik insanlı çok düşündürüyor.

1956 yılının sonbaharında Amphu Gölü'nün üstündeki bir noktadan görüldüğü gibi, Imja Buzulunun Himalayalar'da eritilmesi..

 Ve 18 Ekim 2007 yılı

Alaska'daki McCarty Buzulu'nun 1909 yılının temmuz ayında çekilen bir fotoğrafı..

Ve 2004 yılının ağustos ayında çekilen bir fotoğrafı..

Muir Buzulu'nun 1882 ağustos ayında çekilen görüntüsü ile 2005 yılının ağustos ayında çekilen bir görüntüsü..

Pakistan'daki Dasht Gölü'nün 1999 yılı haziran ayında çekilen bir fotoğrafı ile 2011 yılının ağustos ayında çekilen bir fotoğrafı. Bu göl aynı zamanda çevreye temiz içme suyu ile enerji sağlıyor..

Alaska'daki Muir Buzulu'nun 1941 yılının ağustos ayında çekilen bir görüntüsü ile 2004 yılının ağustos ayında çekilen bir görüntüsü..

İsviçre ve İtalya arasındaki sınırda bulunan Alpler'deki Matterhorn Dağı'nın 1960 yılının ağustos ayında çekilen bir fotoğrafı..

Ve 2005 yılının ağustos ayında çekilmiş olan bir fotoğrafı..

Uganda'daki Mabira Ormanı'nın 2001 yılının kasım ayında çekilmiş olan bir görüntüsü ile 2006 yılının ocak ayında çekilmiş olan bir görüntüsü..

İzlanda'nın dördüncü en büyük buz örtüsü olan Myrdalsjökull, 1986 ve 2004 yıllarında böyle görüldü..

Yosemite Ulusal Parkı'ndaki Lyell Buzulu'nun 10 Eylül 2009 tarihindeki görüntüsü..

Ve 16 Eylül 2014 tarihindeki görüntüsü..

.

Alaska'daki Toboggan Buzulu'nun 1909 yılının haziran ayında çekilmiş bir görüntüsü..

Ve 2000 yılının eylül ayında çekilmiş bir görüntüsü..

Libya'daki Büyük İnsan Yapımı Nehir Projesi yapılmadan önce yani 1987 yılının nisan ayı ile 2010 yılının nisan ayında çekilmiş olan görüntüsü. Proje, dünyadaki en büyük mühendislik projesi.

Peru'daki Qori Kalis Buzulu'nun 1978 yılının temmuz ayında çekilen bir görüntüsü..

Ve 2011 yılının temmuz ayında çekilmiş bir görüntüsü..

New Mexico'daki Elephant Butte Rezervuarı, 2013 yazında 41 yıl içinde en düşük seviyesine geldi. Fotoğraf, 2 Haziran 1994 tarihinden..

Bu fotoğraf ise 8 Temmuz 2013'te çekildi..

1940 ve 4 Ağustos 2005 tarihleri arasında Alaska'da Kuzeybatı Buzulu'nun erimesi... 2005'te çekilen görüntü bir sonraki karede ama hiç iç açıcı değil!.

4 Ağustos 2005..

Alaska'daki Muir Glacier'in 13 Ağustos 1941 tarihindeki hali..

Ve 31 Ağustos 2004 tarihindeki erimiş hali..

30 Temmuz 1909 yılında Alaska'nın güneyindeki McCarty Buzul'u..

Ve 2004 yılında buzuldan eser yok..

30 Temmuz 1909 yılında Alaska'da eriyen McCarty Buzul'u..

Ve 11 Ağustos 2004 yılı..Eriyen buzlar deniz seviyesini yükseltecektir.

Arjantin'deki Mar Chiquita Gölü'nün 1998 yılının temmuz ayında çekilen bir görüntüsü ile 2011 yılının eylül ayında çekilmiş bir görüntüsü..

Uruguay Ormanı'nın 1975 yılının mart ayında çekilen bir görüntüsü ile 2009 yılının şubat ayında çekilen bir görüntüsü. Uruguay, ormanlık alanını 45.000 hektardan 900.000 hektara çıkarmayı başardı.

.

 Bu görüntü ise İstanbul'dan... Takvimler 1984 yılını gösteriyor!.

2018 yılına geldiğimizde ise İstanbul'un son durumu bu... Yani 100 yıllık bir süreye bile gerek yok İstanbul'daki değişimi resmetmek için!

İstanbul'da yapılan yol, köprü ve çevre çalışmaları da dikkat çekti.

İNSANLAR YAŞADIKLARI DÜNYANIN KIYMETİNİ BİLMEZLER VE KENDİLERİNDEN SONRA GELECEK NESİLLERİ DÜŞÜNMEDEN, ŞAHSİ ÇIKARLARI UĞRUNA DÜNYAYI MAHVEDEBİLİRLER, DOĞA MUTLAKA İNTİKAMINI ALACAKTIR.

BUGÜN YAPILAN KAZILARDA BİR SÜRÜ YER ALTI ŞEHİRLERİ BULUNUYOR. YAKINDA DA ŞU AN YAŞANILAN ŞEHİRLER, DOĞANIN İNTİKAMI İLE BİR GÜN GELECEK TOPRAKLARIN ALTINA GÖMÜLECEKLERDİR.

BUZULLARIN ERİMESİ DEMEK, DÜNYANIN SU ALTINDA KALMASI DEMEKTİR. EKOLOJİK DENGE BOZULURSA, DOĞA KENDİNİ YENİLEYECEKTİR. ANCAK, BU DA İNSANLIĞIN SONU OLACAKTIR. 

.Kaynak: Brightside, Msn.com.
https://www.ahaber.com.tr/galeri/yasam/nasa-korkutan-goruntuleri-yayinladi-iste-dunyanin-yillar-icindeki-degisimi