ÜRETMEK
YASSAH, HEMŞERİM
(Nereye gidiyoruz yazı serisi)
Yeryüzünde
üretimin yasak olduğu tek ülke var. Bakın, üretim yapılmıyor veya yapılamıyor
demiyorum, üretim yasak diyorum. Özellikle her şeyin özü olan tohum üretimi… Bu
ülkede bir şey üretirseniz size ceza verirler ve “Neden bizim koyduğumuz yasağı
deldin? Al sana ceza…” derler. Önce üretimin değerini anlamalıyız
ki üretim yapılmazsa ne olur, daha iyi anlaşılsın.
Üretim,
kendimizin veya toplumun ihtiyacı olan bir maddeyi emek ve sermaye vererek hazırlamaktır.
Bu madde bazen can alıcı öneme sahip de olabilir.
Bizim
toplumumuzda ekmek, yenmeden olmayan bir nesnedir. Ekmeğin sofralarımıza
gelebilmesi ve yenecek duruma gelebilmesi için onu üretmek gerekir. Ne kadar
dua edersen et, eğer üretimin zahmetini çekmezsen o ekmek sofraya gelmez ve
başta kendimiz, sonra çoluk çocuğumuz olmak üzere hepimiz açlıktan ölürüz. Gerçi
İngiliz kraliçesi, sarayın penceresinden bakarken meydanda toplanan ve miting
yapan kalabalığı görünce yanındakilere, “Bunlar ne yapıyorlar böyle? Ne
istiyorlar?” diye sormuş. Yanındakiler; “ Kraliçem, bunlar İngiliz
çiftçileridir. Ekmek istiyoruz, diye bağırmaktadırlar” diye bilgi vermiş.
Sarayda yaşayan ve hayatın zorluklarını bilmeyen kraliçe bu sefer yanındakilere
kendi hayat standardında bir cevap vermiş. “Ekmek yoksa pasta yesinler”
deyivermiş. Millet
olarak bizim, “ekmek yoksa pasta yemek gibi bir lüksümüz yok” onun için mutlaka
ekmeğe erişmemiz gerekir.
ÜRETİM
İÇİN ÇALIŞMAK LAZIM
Bir
şeyin üretimi için önce çalışmak o şeyin tohumunu ekmek, dikmek, gübrelemek,
sulamak, yabani otları temizlemek gerekir. Sonra hasat için güneşin en sıcak
olduğu bir zamanda ekini biçmek, onun sap ile danelerini birbirinden ayırmak
yani harman yapmak gerekir. Bununla da iş bitmiyor. Sonra buğday tanelerinin
değirmenlerde öğütülerek un haline getirilmesi, içinden buğdayın kabuğu olan
kepekle buğdayın içi olan unun ayrılması gerekir. Daha sonra da fırında unun
hamur haline getirilmesi, hamurun ekmek şekline sokulması ve fırında yüksek
sıcaklıkta pişirilmesi gerekir. Üretim
için yatırım yapmak gerekir. Üretim için riziko taşımak gerekir. Yani tohumu
toprak çürütebilir. Yağmur yağmayabilir veya çok yağarak sel haline gelir ve
tarladaki ekini siler süpürür. Ayrıca ekini yabancı otlara boğdurmamak, kuşlara
ve çekirgelere karşı da korumak lazımdır.
Buna
mukabil üretim, insanın şahsiyetini (kişiliğini) korur. Onun başkasına muhtaç
olmasını önler. Üretim, bir insanın el emeği göz nurunun karşılığı almış
olmanın büyük hazzı ve mutluluğu yaşamasını sağlar. Üretim, borçtan kurtulmanın
ve varlığa kavuşmanın kapısını açar. Üretim, başkalarına iyilik yapmanın da ilk
şartıdır. Öyle ya, ancak varlığı olan bir insan başkalarına yardımcı olabilir,
hayır ve iyilik yapabilir. Ülkede
üretim arttıkça, üretim fazlalığının yurt dışına satılması yani ihracatın
artması ve ithalatın (dış alımın) azalmasını sağlar. Bu gün karşımızda bir kara
delik olan “dış ticaret açığı” yani ihracat ve ithalat arasındaki açığın
kapanmasını sağlar. Yoksa borç al, nefes al mantığı ile sadece köle olunur. Velhasıl
(özetle) üretim, insanlıktır. Üretici, alnı öpülecek insandır. Her türlü
desteğe ve her türlü teşvike layık olmaktadır.
ÜRETİMİ
YASAKLAMAK CİNAYETTİR
Çalışmadan
kazanmak, terlemeden yemek, üretmeden zengin olmak, ihracat yapmadan borçtan
kurtulmak, ithalatı önlemeden bağımsız kalabilmek mümkün değildir. Evet,
değişmez kaide şu dur ki; “Borç alan, emir alır.” 2006
yılında AKP hükümeti 3555 sayılı bir kanun çıkarır. Bu kanunda “tohum üretimi
yasaklanır ve üretene ağır cezalar getirilir” Ve denir ki, “Vatandaş… Ürettiğin
tohum sertifikalı veya tescilli olacak” Yani ben, senin tohum üretmene izin
vermiyorum. Çünkü sertifika almanın şartlarını ben belirliyorum, denir. İşte
bu kanunun basına intikal eden bir uygulaması İzmit’te yaşanmış ve dört adam
tohum üretmemiş ama dondurma yapabilmek için salep tohumu toplamış. Vay sen
misin bu tohumları toplayan… Vurun abalıya… Salep toplayan her bir kişiye 38’er
bin lira olmak üzere toplam 152 bin TL para cezası uygulanacağı ifade edilmiş.
Haber,
DHA (Doğan Haber ajansı) tarafından basına servis edilmiş ve haber Milli Gazetenin
1.Mayıs.2015 tarihli sayısında yayınlanmış. Haber aynen şu şekildedir. “İzmit’te
ormanlık arazide kendiliğinden yetişen ve ekolojik denge için toplanması ve
satılması yasak olan, salep ve dondurma imalatının hammaddesi olarak da
kullanılan yabani orkide tohumlarını toplayan 4 kişi, gözaltına alındı.
Yanlarında 20 kilo orkide çiçeği tohumu ele geçirilen bu kişilere, yasa gereği
38’er bin lira olmak üzere toplam 152 bin TL para cezası uygulanacağı
bildirildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder