BARZANİ’YE KARŞI
ELİMİZDEKİ BÜYÜK KOZ: "STATÜKO ANTE"
AHMET TAKAN
Çapulcu başı
Barzani, ateşe odun taşımakta ısrarcı… Küstahça meydan okumaya devam ediyor. 25
Eylül’de Kuzey Irak’ta bağımsızlık konusunda referandum düzenleyeceğini her gün
papağan gibi tekrarlıyor. Dış destekçileri hepinizin bildiği gibi. Sırtını
sıvazlayıp duruyor!.. İran referanduma şiddetle karşı çıkıyor.
Peşmerge paçavrasını Türkiye’de göndere çeken AKP iktidarı sessiz
kalarak çapulcu başına ve sözde Kürt devletine desteğini sürdürüyor. Peki, bu duruma
karşı, Türkiye çaresiz mi?.. Eli kolu bağlı mı?.. Uluslararası anlaşmalardan
kaynaklanan hakları yok mu?.. Tabii ki var. Hem de kapı gibi!.. Ama bunların
gündeme getirilmesi ve harekete geçilmesi için önce millî bir Hükümet
gerekli.
Adam yerine koyanların Allah bin türlü belasını versin. |
Sene 2002… ABD’nin
Bahreyn Manama’da konuşlu 5’inci Deniz Kuvvetleri Filosu’nun Komutanı
Koramiral Timoty Keatings, Ürdün Amman’da katıldığı bir resepsiyonda Türk
Askeri Ataşesi’ne önemli açıklamalarda bulunur… Koramiral Keatings, "ABD’nin,
İngiltere ve Türkiye ile birlikte Irak’ta savaşa girmek istediğini ve Saddam
yönetiminin devrilmesi sonrasında Irak’ı üçe bölerek kuzeyde Kürt Devleti orta
bölgede Sünni Devleti ve güneyde Şii Devleti kuracaklarını" söyler.
Türk Askeri
Ataşesi’nin, "Kuzey Irak’ta 3,5 milyon Türk var, onlar ne
olacak?" sorusuna verilen cevap daha da ilginçtir. Keatings, "Kuzey
Irak’taki Türkler, kurulacak Kürt Devletinin egemenliği altında yaşarlar,
beğenmezlerse Türkiye’ye giderler" der. Bunun üzerine Türk Askeri
Ataşesi, şiddetli bir tepki gösterir, "Irak’ın üçe bölünmesi halinde
5 Haziran 1926 Antlaşması’nın geçerliliğini yitireceği ve ‘statüko ante’ye
dönülerek Musul ve Kerkük petrol alanları dahil olmak üzere Kuzey Irak
bölgesinin Türk toprağı olacağını" ABD’li generalin suratına
haykırır. Türk Askeri Ataşesi’nin, "ABD’nin kurmak istediği devlet
Kürt Devleti mi yoksa İkinci İsrail Devleti mi" sorusuna karşılık
olarak Koramiral Keatings, "yorum yok" demekle yetinir,
pabucun pahalı olduğunu görünce hemen oracıktan sıvışır!..
Merak ettiniz
değil mi bu Türk Askeri Ataşesi’nin kimliğini?.. YENİÇAĞ okurları çok
yakından tanır. Yıllardır Ege’deki adalarımızın Yunanistan tarafından nasıl
işgal edildiğini belgeleriyle ortaya çıkaran ve yılmadan mücadelesini sürdüren,
Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay AlbayÜmit Yalım.
Yıllar önce,
bizzat kendisinden dinlediğim bu olayı yazmak için müsaadesini aldığım Ümit
Yalım ile, "Barzani’nin karşısında Türkiye çaresiz mi?"yi
konuştuk. Yalım, tarihi gelişimi sıraladıktan sonra"Bağımsız Kürt Devleti" ifadesinin
tamamen paravan olup Kuzey Irak’ta kurulacak olan İkinci İsrail
Devleti‘ni gizlemek için kullanıldığının altını çizdi, "referandumun
gerçekleşmesi ve bağımsız devlet kurulmasına karar verilmesi halinde Türkiye ve
İran, İkinci İsrail Devleti ile komşu olacak"dedi. AKP
iktidarının da Barzani’ye zemin hazırladığını örnekleriyle anlatan Ümit Yalım
şunları söyledi:
"Amerika,
Irak Savaşı sonrasında Saddam yönetimini devirdikten sonra,
Kerkük-Ürdün-Hayfa/İsrail Petrol Boru Hattını açmak istedi. Ancak Ürdün
Hükümeti boru hattını açmayı kabul etmedi. Amerika, Ürdün’ün açmadığı petrol
boru hattı yerine daha kolay bir yol seçti ve petrolün Türkiye üzerinden
Akdeniz’e çıkarılmasını sağladı. Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti, boru hattını
işletmeye açarak Barzani yönetimine hayat öpücüğü verdi ve İsrail’in petrol
maliyetlerini düşürdü. Barzani, PKK terör örgütüne silah, mühimmat, yiyecek ve
giyecek desteği sağlıyor. Yani Türkiye üzerinden Akdeniz’e çıkarılan petrol,
Mehmetçiğe kurşun olarak geri dönüyor."
"Kuzey
Irak’ta İkinci İsrail Devletinin kurulması halinde Irak’ın güney bölgesinde
bulunan Şiilerin de İran ile birleşmesi kaçınılmaz bir durumdur. Böyle bir
birleşme bölgedeki gerilimi iyice artıracaktır" diyen Ümit Yalım,
Türkiye’nin haklarını nasıl savunabileceğini tane tane anlattı:
"Türkiye
ile Irak arasındaki sınırı belirleyen ve komşuluk ilişkilerini düzenleyen
Ankara Antlaşması, 5 Haziran 1926 tarihinde, Türkiye, Irak ve İngiltere
arasında imzalanmıştır. Antlaşmanın1’inci maddesi ile Türk-Irak hududu,
Milletler Cemiyeti’nin 29 Ekim 1924 tarihinde kararlaştırıldığı
şekilde (Brüksel Sınır Çizgisi) kesinleşmiştir. Kuzey Irak’ta bağımsız bir
devlet kurulması halinde1926 Ankara Antlaşması ile Milletler Cemiyeti’nin 29
Ekim 1924 tarihli kararı ortadan kalkmış olacaktır. Böyle bir durumda ‘statüko
ante’ye dönülerek Musul ve Kerkük petrol alanları dahil olmak üzere Kuzey Irak
bölgesi yeniden Türk toprağı olacaktır.
Türkiye ne
yapmalı ?
Türkiye, 1926
Ankara Antlaşması’nın tarafları olan İngiltere ve Irak nezdinde diplomatik
girişimlerde bulunmalı, tarafları referandumun neden olacağı vahim sonuçlar
konusunda uyarmalı ve referandumun yapılmasına kesinlikle engel olmalıdır.
Türkiye,
İngiltere ve Irak’ın yeterli tepki vermemesi halinde 29 Mart 1946 Türkiye-Irak
Dostluk ve iyi Komşuluk Antlaşması’nın 11’inci maddesinden kaynaklanan
hakkını kullanarak uygun tedbirlerle referanduma engel olmalıdır.
Anılan madde Türkiye’ye, Irak’ın ülke bütünlüğüne yönelik hareketlere karşı
engel olma yetkisi vermektedir.
Kuzey
Irak-Ceyhan boru hattı derhal kapatılmalı; Barzani’nin
Türkiye’de bulunan paravan şirketlerine el konulmalıdır.
1926 Ankara
Antlaşması’nın taraflarına, ABD ve Birleşmiş Milletler’e, Kuzey
Irak’ta referandum yapılması halinde Türkiye’nin "statüko ante"den
kaynaklanan hakkını kullanacağı diplomatik nota ile duyurulmalıdır."
Lozan’ı
beğenmeyenler!.. Her şey ortada… Haydi bakalım görelim sizi!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder