Erdoğan'dan
Doğu Türkistan açıklaması
Cumhurbaşkanı
Recep Tayip Erdoğan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylarla ilgili
açıklamalarda bulundu.
Erdoğan: “Bu
rakamlar siyasi ve diplomatik gücü resmediyor..!”
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylarla ilgili,
“Medyada dolaşan önemli bir bölümü de yalan veya yanlış olan görüntüler ve
haberler bu duyarlılığı istismara açık hale getirdi. İstanbul’da küçükte olsa
asla görmek istemediğimiz, asla tasvip etmediğimiz hadiseler yaşandı. Öncelikle
şunu ifade etmek isterim ki Türkiye tüm soydaşları ve kardeşleri gibi Çin’deki
Uygur Türklerinin de sonuna kadar yanındadır” dedi.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, büyükelçilerle iftar programında bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen iftar programında yabancı
misyon temsilcilerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak bütün
Avrupa ülkeleriyle ilişkileri daha ileriye götürmek, güçlendirmek ve zenginleştirmek
arzu iradesine sahip olduklarını ifade etti.
AB ile
tesis edilen çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesinin ve durgunluk içindeki
müzakere sürecinin canlandırılması tüm tarafların çıkarına olduğunu dile
getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bakımdan yeni fasılların açılmasına ve
üyelik sürecinin hızlandırılmasına büyük önem atfediyoruz. Diğer yandan AB ve
ABD’de ırkçı ve Müslüman karşıtı tutumlarda gördüğümüz artış eğilimi bizi derin
bir endişeye sevk ediyor. Avrupa ülkelerini büyük bir bölümünde Müslüman toplulukların
çoğunluğunu yada önemli bir bölümü Türkler oluşturuyor. Dolayısıyla Türkler
islamafobiden en çok etkilenen kesimlerin başında geliyor. Bir çok Avrupa
demokrasisinde artık açık bir tehlike haline gelen popülist aşırıcı sağcı
partiler hepimiz için kaygı vereci bir unsurdur. Bu gelişmelerin önüne
geçebilmek için okullarda Avrupalı ve ABD’li genç nesillere Türkler, İslamiyet,
Müslümanlar ve göçmen topluluklar hakkında objektif bilgiler verilmelidir” diye
konuştu.
Bu sorunla birlikte mücadele edilmesinin ve ortak bir çaba sergilenmesi
gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı Ermenilerin 1. Dünya
Savaşı’nın olağan dışı koşullarında yaşadıkları acıları paylaştıklarını çeşitli
vesilelerle dünyaya ilan ettiklerini kaydetti.
Türkiye
1915 olayları konusunda yapılacak akademik çalışmaları tüm arşiv belgelerini
açarak her türlü desteği vermeye kararlı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Ortak tarih komisyonu önerimiz geçerliliğini halen koruyor. Buna
rağmen son dönemde yaşanan gelişmeler konunu tarihi bir mesele olmaktan
çıktığına aşırı derece siyasallaştığına işaret ediyor, Türkiye kültürler,
inançlar ve medeniyetler arasında uyum, huzur ve dostluk için büyük bir
gayretle çalışmıştır, çalışmaya da devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE
ÇİN’DEKİ 'DOĞU TÜRKİSTAN' SİNCAN - UYGUR TÜRKLERİNİN DE SONUNA KADAR YANINDADIR”
Konuşmasında paralel yapıyla ilgili açıklamalarda da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 2 yıldır paralel devlet yapılanması diye atlandırdığımız legal görünümün altında illegal faaliyetler yürüten bir örgütle mücadele içerisindeyiz. Fakat burada son günlerdeki bir gelişmesi özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu ay sonu itibariyle bir Çin seyahatim söz konusu ve bu Çin seyahati öncesinde özellikle ülkemizdeki gelişmeler manidardır. Bunu burada siz değerli diplomatlarımızla bu akşam paylaşmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak dünyanın her köşesinde bizim soydaşlarımız var. Balkanlar Orta Asya’ya, Kırım’dan Kuzey Afrika’ya her bölgede bütün yaşanan hadiseler bizi doğrudan ilgilendiriyor. Bu çerçevede Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan kardeşlerimize baskı yapıldığı iddiaları kamuoyumuzda hassasiyetlere yol açtı. Bilhassa medyada dolaşan önemli bir bölümü de yalan veya yanlış olan görüntüler ve haberler bu duyarlılığı istismara açık hale getirdi. İstanbul’da küçükte olsa asla görmek istemediğimiz, asla tasvip etmediğimiz hadiseler yaşandı. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki Türkiye tüm soydaşları ve kardeşleri gibi Çin’deki Uygur Türklerinin de sonuna kadar yanındadır. Uygur Özer Bölgesi’nde yaşayan kardeşlerimizle ilgili sıkıntıları en üst düzeyde dile getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz. Dışişleri Bakanlığımız konuyla ilgili hassasiyetimizi Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi’ne iletti. Biz de ay sonunda yapacağımız Çin ziyaretimizde meseleye muhataplarımızın dikkatine getireceğiz. İstanbul’da yaşanan provokatif olaylar ne bizim misafirperverliğimize yakışır ne de Uygur kardeşlerimizin dertlerine derman olur. Bu konuda ülkemiz kamuoyunu dikkatli çağırıyor, provokatörlerin oyununa gelinmemesini rica ediyorum. Ülkemize iş için gezmek için, yaşamak için gelen Doğu Asyalı tüm misafirlerimizin can ve mal güvenliği bizim namusumuzdur. Bu insanlara zarar veren herkes milletimizin en kadim töresi olan misafirperverliğine ihanet etmiş demektir. Güvenlik güçlerinin de bu konuda çok daha dikkatli, çok daha hassas olacaklarına inanıyorum.”
Konuşmasında paralel yapıyla ilgili açıklamalarda da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 2 yıldır paralel devlet yapılanması diye atlandırdığımız legal görünümün altında illegal faaliyetler yürüten bir örgütle mücadele içerisindeyiz. Fakat burada son günlerdeki bir gelişmesi özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu ay sonu itibariyle bir Çin seyahatim söz konusu ve bu Çin seyahati öncesinde özellikle ülkemizdeki gelişmeler manidardır. Bunu burada siz değerli diplomatlarımızla bu akşam paylaşmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak dünyanın her köşesinde bizim soydaşlarımız var. Balkanlar Orta Asya’ya, Kırım’dan Kuzey Afrika’ya her bölgede bütün yaşanan hadiseler bizi doğrudan ilgilendiriyor. Bu çerçevede Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan kardeşlerimize baskı yapıldığı iddiaları kamuoyumuzda hassasiyetlere yol açtı. Bilhassa medyada dolaşan önemli bir bölümü de yalan veya yanlış olan görüntüler ve haberler bu duyarlılığı istismara açık hale getirdi. İstanbul’da küçükte olsa asla görmek istemediğimiz, asla tasvip etmediğimiz hadiseler yaşandı. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki Türkiye tüm soydaşları ve kardeşleri gibi Çin’deki Uygur Türklerinin de sonuna kadar yanındadır. Uygur Özer Bölgesi’nde yaşayan kardeşlerimizle ilgili sıkıntıları en üst düzeyde dile getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz. Dışişleri Bakanlığımız konuyla ilgili hassasiyetimizi Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi’ne iletti. Biz de ay sonunda yapacağımız Çin ziyaretimizde meseleye muhataplarımızın dikkatine getireceğiz. İstanbul’da yaşanan provokatif olaylar ne bizim misafirperverliğimize yakışır ne de Uygur kardeşlerimizin dertlerine derman olur. Bu konuda ülkemiz kamuoyunu dikkatli çağırıyor, provokatörlerin oyununa gelinmemesini rica ediyorum. Ülkemize iş için gezmek için, yaşamak için gelen Doğu Asyalı tüm misafirlerimizin can ve mal güvenliği bizim namusumuzdur. Bu insanlara zarar veren herkes milletimizin en kadim töresi olan misafirperverliğine ihanet etmiş demektir. Güvenlik güçlerinin de bu konuda çok daha dikkatli, çok daha hassas olacaklarına inanıyorum.”
“BU
KARANLIK ÖRGÜTLE MÜCADELEMİZDE SİZ DOSTLARIMIZI YANIMIZDA GÖRMEK İSTİYORUZ”
Yaklaşık paralel devlet yapılanması diye adlandırılan ulusal güvenliği tehdit eden örgütlerden birisiyle de mücadele içerisin de olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu örgüt 40 yıldır kendisin gizleyerek devletin kritik noktalarını sızmış, milletimizin iyi niyetini istismar etmiş, son derece karmaşık bir yapıdır. Devletin meşru hiyerarşisi dışında örgütlenen bu yapı son yıllarda milli kurumlarımızı çok ciddi zararlar vermiştir. Faaliyetlerini okul, dernek, vakıf gibi kuruluşlar arkasına gizleyerek yürüten paralel yapı 2013 yılı sonunda hükümeti hedef alan darbe girişimi sonrasında deşifre oldu. Büyük bir titizlikle devam eden idari ve hukuki süreçler bu yapının gerçek yüzünün hem devletimiz hem de milletimiz nezdinde görülmesini sağladı. Artık bu yapıyla ilgili ve ilişkili kuruluş ve şahısların milletimizin nazarında hiçbir itibarı ve meşruiyeti kalmadı. Bu yapının mensupları gayri meşru yöntemlerle elde ettikleri bilgileri çarpıtarak dünyanın her yerinde ülkemiz aleyhinde bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Avrupa’dan ABD’ye Afrika ülkelerine kadar bunu yapıyorlar. 40 yıllık bir hazırlıktır bu. Bu karanlık örgütle mücadelemizde siz dostlarımızı yanımızda görmek istiyoruz. Artık Milli Güvenlik Siyaset Belgesi içerisinde de bu örgüt yerini almıştır. İfade şudur, ‘ulusal güvenliğimiz tehdit eden legal görünümüm altındaki illegal örgütler.’ Bu da bu örgütlerden bir tanesidir. Dünyamız zor bir dönemden geçiyor. Savaşlar, terörizmin, aşırı hareketler, etnik ve mezhebi çatışmalar, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı, göç, ırkçılık, kadına yönelik şiddet, küresel ısınma, çevre kirlenmesi ve benzeri sorunlar kürsel nitelik arz ediyor. Küresel sorunlarla baş edebilmek için küresel bir bakış açışına ve siyasi kararlığa ihtiyacımız var. Daha güzel, daha barışçıl ve müreffeh bir dünya kurmak elbette mümkündür. Böyle bir dünya için mücadele etmek hepimizin ortak siyasi ve ahlaki görevidir” şeklinde konuştu.
Yaklaşık paralel devlet yapılanması diye adlandırılan ulusal güvenliği tehdit eden örgütlerden birisiyle de mücadele içerisin de olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu örgüt 40 yıldır kendisin gizleyerek devletin kritik noktalarını sızmış, milletimizin iyi niyetini istismar etmiş, son derece karmaşık bir yapıdır. Devletin meşru hiyerarşisi dışında örgütlenen bu yapı son yıllarda milli kurumlarımızı çok ciddi zararlar vermiştir. Faaliyetlerini okul, dernek, vakıf gibi kuruluşlar arkasına gizleyerek yürüten paralel yapı 2013 yılı sonunda hükümeti hedef alan darbe girişimi sonrasında deşifre oldu. Büyük bir titizlikle devam eden idari ve hukuki süreçler bu yapının gerçek yüzünün hem devletimiz hem de milletimiz nezdinde görülmesini sağladı. Artık bu yapıyla ilgili ve ilişkili kuruluş ve şahısların milletimizin nazarında hiçbir itibarı ve meşruiyeti kalmadı. Bu yapının mensupları gayri meşru yöntemlerle elde ettikleri bilgileri çarpıtarak dünyanın her yerinde ülkemiz aleyhinde bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Avrupa’dan ABD’ye Afrika ülkelerine kadar bunu yapıyorlar. 40 yıllık bir hazırlıktır bu. Bu karanlık örgütle mücadelemizde siz dostlarımızı yanımızda görmek istiyoruz. Artık Milli Güvenlik Siyaset Belgesi içerisinde de bu örgüt yerini almıştır. İfade şudur, ‘ulusal güvenliğimiz tehdit eden legal görünümüm altındaki illegal örgütler.’ Bu da bu örgütlerden bir tanesidir. Dünyamız zor bir dönemden geçiyor. Savaşlar, terörizmin, aşırı hareketler, etnik ve mezhebi çatışmalar, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı, göç, ırkçılık, kadına yönelik şiddet, küresel ısınma, çevre kirlenmesi ve benzeri sorunlar kürsel nitelik arz ediyor. Küresel sorunlarla baş edebilmek için küresel bir bakış açışına ve siyasi kararlığa ihtiyacımız var. Daha güzel, daha barışçıl ve müreffeh bir dünya kurmak elbette mümkündür. Böyle bir dünya için mücadele etmek hepimizin ortak siyasi ve ahlaki görevidir” şeklinde konuştu.
“ELÇİLERE
RTE İMZALI KRAVAT HEDİYE EDİLDİ”
Suudi Arabistan’ın Dışişleri Bakanı Suud El Faysal vefat etmesi dolayısıyla Allah’tan kendisine rahmet dilediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecek hafta idrak edilecek Ramazan Bayramı’nı şimdiden kutluyor, tüm insanlık, İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Çıkışta eşimle beraber teker teker sizleri uğurlayacağız. Hanımefendilere birer fular hediyemiz olacak. Beyefendilere birer arkasında imzam olan kravatım hediye edilecektir” dedi.
Suudi Arabistan’ın Dışişleri Bakanı Suud El Faysal vefat etmesi dolayısıyla Allah’tan kendisine rahmet dilediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecek hafta idrak edilecek Ramazan Bayramı’nı şimdiden kutluyor, tüm insanlık, İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Çıkışta eşimle beraber teker teker sizleri uğurlayacağız. Hanımefendilere birer fular hediyemiz olacak. Beyefendilere birer arkasında imzam olan kravatım hediye edilecektir” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder