8 maddelik AKP & PKK mutabakatı!.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP heyetinin yaptığı
görüşme, tıkanan Açılım’ı yeniden başlatma mutabakatıyla sonuçlandı.
Açılıma “mecbur ve mahkûm” olduğunu bilen her iki taraf da
karşılıklı kazancı esas alan bir orta yol bulmuş oldu. İnceleyelim:
1) DİYALOĞA DEVAM
Taraflar öncelikle diyaloğa devam kararı aldılar. Diyaloğun
kesilmesinin hem AKP’ye hem de PKK’ye zarar verdiğini saptayan taraflar
“gerekirse hergün görüşelim” iradesi beyan ettiler.
2) İZLEME KURULU
Taraflar 16 kişilik İzleme Kurulu’nun oluşturmasında mutabık
kaldılar. 8 kişiyi AKP’nin, 8 kişiyi de PKK’nin belirleyeceği 16 kişilik İzleme
Kurulu, hakem heyeti rolü görecek ve bir nevi 3. göz olacak.
AKP bu tavizi “PKK’nin ‘ABD 3. göz olsun’ kozunu elinden
aldık” diyerek anlatmaya çalışıyor ve “milli sürece milli göz” diye propaganda
ediyor.
3) HEYET GENİŞLEYECEK
3 HDP’liden oluşan İmralı heyeti, bugüne kadar önce
Öcalan’la, ardından da Kandil’e gidip PKK liderleriyle görüşüyordu.
Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve Pervin Buldan’dan
oluşan üç kişilik İmralı heyeti, AKP-PKK mutabakatıyla 5 kişiye çıkarılıyor.
Heyete yeni katılacak isimlerin Hatip Dicle ve Ceylan Bağrıyanık olacağı
belirtiliyor. (Selahattin Demirtaş ismi gündeme bile gelmiyor!)
4) KAMU DÜZENİNİ SAĞLAMA
Taraflar, kamu düzeninin sağlanması konusunda karşılıklı
irade beyan ettiler!
Bu 6-8 Ekim’in tekrarlanmamasının bir yolu olarak görülse de
pratikte PKK’ye ülkenin bir bölgesinde otorite rolü veriyor!
Çünkü kamu düzeni devletin birincil görevidir, paylaşılmaz!
Paylaşıldığı anda devlet devlet olmaktan çıkar, devlete paralel devlet oluşur!
Nitekim PKK lideri Cemil Bayık 1 Kasım olaylarından sonra
yaptığı bir açıklamada, bölgede kamu düzeninin sağlanması için AKP’nin
kendilerinden yardım talep ettiğini söylemişti. İddiaya göre Diyarbakır Emniyet
Müdürü Halis Böğürcü, DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle’yi arayarak Kobani eylemlerinin
yapılacağı 1 Kasım’da olay çıkarılmaması ricasında bulunmuş, Dicle de bu talebi
Kandil’e iletmişti!
5) SİLAH BIRAKMA
Mutabakata varılan bir diğer konu da Öcalan’ın bahar
aylarında silah bırakma çağrısı yapacağı. Ancak burada önemli bir ayrıntı var.
PKK tümden silah bırakmayacak, silahları Türkiye’de bırakacak ama dışarıda daha
da silahlanacak, silahları özellikle Suriye’de kullanacak.
Yani yaklaşık iki yıldır yapılan şey devam edecek. AKP,
PKK’nin silah bırakmayacağı gerçeğini perdeleyerek kamuoyu tepkisini azaltacak.
6) EVE DÖNÜŞ
AKP’nin bu süreçte eve dönüş konusunda yasal düzenlemeler
yapması için de mutabakata varıldı. Ancak ne tür yasalar çıkarılacağı, kimlerin
yararlanacağı, genel af mı yoksa daha asgari bir düzenleme mi yapılacağı
ilerleyen süreçteki temaslarda netleştirilecek.
7) ÖCALAN’A SEKRETERYA
Mutabakata varılan bir diğer konu da Öcalan’a sekreterya
oluşturulması. Mutabakata göre Öcalan’a arkadaşlık yapması için daha önce
İmralı’ya gönderilen 5 tutuklu adadan gönderilecek.
Yerlerine ise Öcalan’ın istediği iki yeni tutuklu gelecek.
Ayrıca tutuklu olmayan ve yine Öcalan’ın belirlediği iki kişi daha sekreterya
ekibine dahil edilecek. Böylece Öcalan’ın ikisi tutuklu ikisi dışarıdan 4
kişilik çalışma ekibi olacak.
8) ÖCALAN’A EV HAPSİ
Mutabık kalınan bir diğer konu da Öcalan’ın ev hapsine
çıkarılması. Ancak kamuoyu buna hazır olmadığı için AKP öncelikle ev hapsinin
İmralı içinde yapılmasını istiyor. Buna göre Öcalan ve sekreterya ekibi, yapımı
bitmek üzere olan İmralı’daki eve taşınacak.
Sekreterya’nın tutuklu olmayan 2 üyesi de isterlerse bu evde
Öcalan’la birlikte yatılı kalabilecek!
SONUÇ
AKP bu anlaşmayla 2015 seçimlerini garantiye almayı, PKK de
ABD’nin IŞİD hamlesinin yaratacağı avantajlardan yararlanmayı esas elıyor.
Dolayısıyla ortaya şu sonuç çıkıyor: Esad’ı hedef alan
politikalardan keskin bir dönüş yapılmadığı müddetçe, Türkiye kan kaybını
sürdürecek!
(***Haber: Mehmet Ali GÜLLER, Gönderen: Engin Albayrak,
Kaynak: Özgür Gündem, Ulusal Haber & Ulusal Ajans)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder