Sosyal medya'da Sivas'ta yaşanan ve unutulması mümkün olmayan olayla ilgili paylaşım yapmış olan Ali Berham Şahbudak'ın yazısını biz de tüm kamu oyuna duyurmak amacı ile aynen yayınlıyoruz.
TÜRK KAMU OYUNA. SAYGILARIMLA.
1999 yılı CHP Genel Başkan Aday Adayı Ali Berham ŞAHBUDAK
CUMHURİYETİN #AYDINLANMA MEŞALESININ IŞIĞI #SİVAS’TA VE #CUMHURİYETTE ASLA SÖNMEZ.!!
#Atatürk'ün ilk aydınlanma meşalesi yaktığı Sivas'ta bu meşale 100 yıldır yanarken "hiç bir gücü #Atatürk'ün kurduğu bu cumhuriyette bu meş'aleyi söndürmeye gücü yetmez".!
SİVAS #KATLİAMI’NI ASLA UNUTMA VE UNUTTURMA!
MADIMAK #KATLIAM ACISINDA ZAMAN AŞIMI OLMAZ ! 2 Temmuz 1993... SIVAS O GÜNÜ #ALEV ALEV YANIYORDU 30 YIL OLDU VE BU ACI HALEN YÜREKLERDE #DİNMEDI.!!
30 yıldır "yüreklerde ki bu yangın halen sönmedi temmuz, ayi sicaginda sivas madimak'ta bir madımak ayazı gibi adeta tüm insanlığın üzerine çöktü gibi bedenleri donduruyordu"...
Sivas Katliamı’nın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen Madımak’ın dumanı halen cumhuriyet üzerinde tütmeye devam ediyor.
Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak için Sivas’a giden 33 aydının, ozanın, gencin ve otelde çalışan 2 işçinin acısı hala yüreğimizde ilk günkü açısıyla yüreklerimizi dalıyor.
Bu insanlik sucu Türk toplumda derin izler bırakan, ayrışmanın tohumlarının atıldığı Katliamın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen hala aynı ayrıştırıcı ve kışkırtıcı söylemlere devam ediliyor.
Suçluların hesap vermemiş olması ise Madımak alevinin sıcaklığını hissettiriyor dalga dalga... Demir de soğumuyor, Madımak ateşi de...
2 Temmuz günü, hem yaşananlar ve siyasilerin açıklamaları, hem de dava sürecinin seyri toplumun objektif hafızasında kara bir leke olarak yuz yillar gecsede düşünen insan hafizasında daima kalacak.
Devlet destekli gerici-faşist çetelerin kara propagandası eşliğinde Madımak Oteli kundaklandığı saatlerde, içeride hayatta kalma mücadelesi verilirken, her saniyenin yaşamsal önemi varken dönemin hükumeti katliamı seyretmekle yetindi.
Dönemin Başbakanı Tansu Çiller “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” derken, ne kadarda insanlıktan uzak bir ibsan olduğunu da dünya kamuoyuna ve Türk milletine de kanıtlamış oldugunun ispatıydı..
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel “Olay münferittir diyerek yönettiği bu cumhuriyete ve Türk milletine de ihanet etmeye devam edeceğini de sinyallerini veriyordu.
Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur” sözleriyle Katliamı önemsizleştirmeye Devlet denetiminde yapilan bu katliamı görünmez kılmaya çalıştı" işte devleti yöneten çağdışı zihniyet buydu " bu zihniyet bu cumhuriyete 70 yıldır aynı düşünce ve aynı eylem içinde"...
Dava sürecinin akıbeti ise, en az Katliam günü yaşananlar kadar vahim ve üzücü. Türkiye’nin en büyük siyasi katliamlarından biri olan Sivas Katliamı’nın davası, zaman aşımına uğradı denilerek "dünün başbakanı bugünün ise cumhurbaşkanı olan Erdoğan'in Sivas davasıyla ilgili sözleri de unutmadık.
Sivas Madımak katliamını organize eden asli sorumlular yargı önüne çıkarılmadığı gibi, Katliamın ardındaki karanlık ilişki perdesi aralanamadı. Çok boyutlu ve çok katmanlı bu katliam sonrası açılan dava 20 yıl sürdü, yargılanan 2 kişi dava süreci içinde ölürken diğer 5 kişi ise zaman aşımından serbest bırakıldı ve böylece dava kapatıldı.
Zaman aşımı, vicdanları sızlatmaya, yakınlarını yitirenlerin acısını büyütmeye devam ediyor. Sivas Katliamı bugün hâlâ toplumun vicdanında kanayan bir yara olarak duruyor!
Geçmişi unutturmaya çalışarak değil, onunla yüzleşerek toplumsal barışı sağlayabiliriz. Bir katliamın faillerinin aklanmasının toplum için “hayırlı” olacak hiçbir yanı yoktur, olamaz.
Sivas Katliamı, siyasal şiddetin ve toplumu kutuplaştırmanın vardığı en uç noktalardan, insanlık suçlarından birisidir.
Madımak Oteli’nde diri diri ateşe verilen aydınlar ve ozanlar için o gün sarf edilen hedef gösterici ve kutuplaştırıcı dil, bugün daha “olağan” gözüken seçim süreçlerinde bile ortaya çıkmaktadır.
Ne yazık ki, iktidar mensupları geçmişten ders almadığı gibi, yurttaşları etnik aidiyetine, mezhebine, siyasi ve cinsel kimliğine göre yaftalamaya, itibarsızlaştırmaya devam etmektedir.
Kutuplaştırıcı ve ayrımcı söylemler toplumsal barışı zedelemekte, bir arada yaşama duygusunu örselemektedir. İçeride ve dışarıda çatışmaları derinleştiren, savaşları körükleyen politikalardan vazgeçmelidir.
Düşünen ve sorgulayan çağdaş ve modern yaşamı savunan aydın ve yurtsever yurttaşlar olarak bizler topyekün olarak "din irk mezhep" ayrımı yapmaksızın Türk milleti olarak Sivas Katliamı’nı unutmadığımız gibi, yarın yeni Sivas’ların Maraş’ların Çorum’ların 10 Ekim’lerin olmaması için insan haklarının egemen kılındığı, toplumsal barışın ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir ülkede yaşamak isteğimizi bir kez daha dile getiriyoruz.
Onların işi Katliamı yok saymak, unutturmak ise bizlerin görevi bu ve benzer katliamları ve suçlularını unutturmamak, kaybettiklerimizi anmak, yaşatmak olacaktır.
Gericiliğe karşı laikliğin, karanlığa karşı aydınlanmanın ne kadar hayati olduğunu Sivas Katliamı’ndan biliyoruz, tanığıyız.
Toplumumuzun ve insanlığın ihtiyaç duyduğu şey, Sivas Katliamı’nın gerçek suçlularının cezalandırılmaları ve gerici ırkçılığın, insanlık düşmanı anlayışların tarih karşısında mahkum edilmesidir.
Sivas Katliamı nezdinde yaşadığımız tüm katliamları bir kez daha Atatürk'ün kurduğu bu cumhuriyetin temellerinin Sivas'ta atıldıgını asla unutmayan" ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk aydınlanma meşalesini Sivas'ta yaktığını unutmayan biz Atatürkçü yurt sever Kemalist devrimciler olarak unutmayacağız.
Temmuz ayında doğmuş olan ve Madımak Oteli’nde 2 Temmuz’da katledilen ve şair olan Behçet'in şiiri ile Madımak katliamında canlarını veren tüm yitirdiklerimizi aydınların anısına saygıyla. Ali Berham ŞAHBUDAK. ..
Hoşçakalın bu ülkenin barışsever aydınları… “Hoşça kal ayak izim serseri sokaklarda hoşça kal kendine bir başka gökyüzü büyüten kardeşim gece feneri hoşça kal çaldığım ıslık söylediğim türkü doludizgin karlarda hoşça kal”...
TÜRK KAMU OYUNA. SAYGILARIMLA.
1999 yılı CHP Genel Baskan Aday Adayı Ali Berham ŞAHBUDAK .01.07.2023..