6 Ocak 2018 Cumartesi

ŞOK HABER "Türkiye’nin ilk çocuk kütüphanelerinden biri olan Çorum’daki Faik Tonguç Çocuk Kütüphanesi yerini Çorum Belediyesi’nin aldığı kararla dokuz katlı apartmanlara bırakacak!.."

ÇORUM BELEDİYE MECLİSİ "TARİHİ BİR UTANÇ VE YÜZ KARASINA" TAM BİR GAFLET VE HIYANETLE "EVET" DEDİ!.. "Çocuk kütüphanesini yıkıp yerine 9 katlı 'beton yığını ucube' apartman yapacaklar!"
Birinci Dünya Savaşı kahramanlarından biri olan Faik Tonguç’un 1964 yılında tüm kitaplarını bağışlayarak kurduğu Çorum’daki çocuk kütüphanesi yıkılarak yerine 9 katlı apartmanlar yapılacak… HABER: Yusuf Yavuz
Türkiye’nin ilk çocuk kütüphanelerinden biri olan Çorum’daki Faik Tonguç Çocuk Kütüphanesi yerini Çorum Belediyesi’nin aldığı kararla dokuz katlı apartmanlara bırakacak. Kütüphanenin bulunduğu Çöplü Mahallesinde kentsel dönüşüm kararı alan belediye, bölgedeki konutları yıkarak yerine altı ticarethane olarak belirlenen dokuzar katlı apartmanlar yapacak. TOKİ’nin uygulayacağı projeyle ilgili imar planı onaylandı. Tek katlı ve bahçe içinde bulunan çocuk kütüphanesinin yıkılmasını istemeyen Faik Tonguç’un torunları, Çorum Belediyesi ile temasa geçerek taleplerini ilettiler. Çorum Belediyesi ise aileye verdiği yazılı yanıtta, kütüphanenin bulunduğu parselin de projede altı ticarethane 9 katlı konut alanında kaldığını bildirdi. Bir çok çocuk kitabına imza atan Faik Tonguç’un torunu yazar Şafak Okdemir Elginöz, ‘Dönüşüm’ daha iyi, daha güzel olsun diye yapılmaz mı? Acaba bu imar planını çizenler, onaylayanlar, daha güzel bir mahalle yaratma iddiasındaki ‘yetkililer’, ülkenin en eski çocuk kütüphanelerinden birini yok edip, yerine 9 katlı bina dikmeyi düşünenler; Çorum’da büyüyen binlerce çocuktan biri değiller miydi?” sözleriyle karara tepki gösterdi.
Faik Tonguç 1916, 1917 yıllarında.JPG
(Birinci Dünya Savaşı patlak verince İngiltere’deki eğitimini bırakıp cepheye gitmek için ülkesine dönen Faik Tonguç, 1916-17 yıllarında)
SAVAŞ ÇIKINCA İNGİLTERE’DEKİ EĞİTİMİNİ BIRAKIP CEPHEYE KOŞTU
1889’da Çorum’da doğan Faik Tonguç, Mülkiye mektebini bitirdikten sonra ailesinin isteğiyle dil eğitimi almak üzere Fransa’ya gitti. Ardından İngiltere’de eğitimine devam eden Tonguç, bu sırada Birinci Dünya Savaşı patlak verince ülkesine dönerek savaşa katıldı. Doğu Cephesinde, Sarıkamış’ta Ruslarla savaştı. Ruslara esir düşerek dört yıl esir kamplarında ölümle burun buruna yaşadı. Bolşevik devriminin ardından esir kampından kaçmayı başardı. Binlerce kilometrelik yolculuğun ardından ülkesine döndüğünde mülkiyeli olarak idareci olma hakkı bulunmasına rağmen Faik Tonguç Ankara’ya yerleşti ve mütevazı bir evde, yaşamını ticaretle sürdürmeye başladı. Savaş yılları ve esir kamplarında yaşadıklarını ‘Birinci Dünya Savaşı’nda Bir Yedek Subayın Anıları’ adıyla bir kitapta toplayan Tonguç, aynı zamanda okumayı çok seven gerçek bir kitap tutkunuydu. 1964 yılında memleketi olan Çorum’da bir çocuk kitaplığı inşa edilmesini sağlayarak evindeki kitapları da bu kitaplığa bağışladı. 1968’de yaşamını yitiren Tonguç, arkasında binlerce çocuğun yaşamına dokunan bir çocuk kütüphanesi bıraktı.
Faik Tonguç torunlarıyla.jpg                                            (Faik Tonguç torunlarıyla birlikte)
FAİK TONGUÇ ÇOCUK KÜTÜPHANESİ YIKILIP APARTMAN YAPILACAK
Çorum’un tarihi kent merkezine oldukça yakın mesafede, Çöplü Mahallesi’nde bulunan bu kütüphane, Faik Tonguç Çocuk Kütüphanesi adını taşıyor. Ancak tek katlı ve bahçe içindeki çocuk kütüphanesi, Çorum Belediyesi’nin aldığı kentsel dönüşüm kararıyla yıkılarak yerine 9 katlı apartmanlar yapılacak. TOKİ eliyle uygulanacak olan kentsel dönüşüm projesiyle ilgili imar planları onaylandı.
Faik Tonguç (ortada) Ruslara esir düştüğü günlerde Vetluga'da çekilmiş bir fotoğraf.jpg(Faik Tonguç (ortada), Birinci Dünya Savaşı sırasında doğu cephesinde savaştığı Ruslara esir düştü. Yukarıdaki fotoğraf, Rus esir kampının bulunduğu Vetluga’daki esirlik günlerinden…)
TONGUÇ’UN TORUNLARI KÜTÜPHANENİN YIKILACAK OLMASINA TEPKİLİ
Çorum Belediyesi’nin kütüphanenin de bulunduğu parselde kentsel dönüşüm uygulayacağını öğrenen Faik Tonguç’un torunları, belediyeye başvurarak konu hakkında bilgi talebinde bulundu. Aileye yazılı olarak yanıt veren Çorum Belediyesi, kütüphanenin bulunduğu parselin de altı ticarethane olarak ayrılan 9 katlı konut projesi kapsamında kaldığını bildirdi.
Çorum Belediyesi'nin yanıtı.jpgÇocuk kütüphanesinin bulunduğu parsel de konut ve ticari alana dönüştürüldü.jpg(Çorum Belediyesi, Tonguç’un ailesine kütüphanenin bulunduğu alana 9 katlı konut yapılmasını öngören kentsel dönüşümle ilgili uygulama imar planının onaylandığını bildirdi…)
‘KENDİSİ ESKİ BİR EVDE YAŞAYIP MEMLEKETİNE KÜTÜPHANE YAPTIRDI’
Dedesinin adını taşıyan çocuk kütüphanesinin yıkılarak yerine apartmanlar yapılmak istenmesine tepki gösteren yazar Şafak Okdemir Elginöz, Faik Tonguç’un büyük bir öngörüyle Çorum’da tam da ihtiyaç duyulan bir mahallede çocuk kütüphanesi yaptırdığına işaret ederek, şöyle konuştu: “Kendisi Ankara’da eski bir kagir evde son derece mütevazı bir hayat sürerken, memleketi Çorum’da bir çocuk çocuk kütüphanesi yaptırarak ve kendisinin binlerce kitabını da bağışlayarak; yalnızca Çorum’un değil, tüm ülkenin geleceğine bir miras bırakmıştı. Hazine arazisine yurttaş katkısıyla inşa edilmiş yüzlerce kültürel ve sosyal hizmet yapılarından yalnızca bir tanesidir.
Faik Tonguç bütün kitaplarını çocuk kütüphanesi kurulması için bağışladı.jpg
(Faik Tonguç)
‘KÜLTÜREL VE SOSYAL HAYATIN ZENGİNLEŞTİRİLMESİ İÇİN YAŞATILMALI’
Ülkemizin her köşesi, bağışçılarının adıyla anılan okullar, sağlık ocakları, kütüphaneler, çeşmeler ve camilerle doludur. Her biri kendilerinden sonra, hiç tanımadıkları, bilemeyecekleri insanların hayatlarına dokunur. Çocukları ve torunları da onları bu eserlerle anar ve biraz da bu yüzden daha çok sever. Ve bu sonsuzluğa akışın sürdürülmesi için, insanların el birliğiyle kültürel ve sosyal hayatın zenginleştirilmesine, her gün yeniden çoğaltılmasına katkı yapabilmesi için de, yaşatılmaları gerekir.
Türkiye'nin az sayıdaki çocuk kütüphalenerinden biri olan Faik Tonguç kütüphanesi.JPG(Faik Tonguç Çocuk Kütüphanesi, geniş bahçe içerisinde tek katlı binadan oluşuyor)
‘DÖNÜŞÜM DAHA GÜZEL OLSUN DİYE YAPILMAZ MI?’
Çocuk kütüphanesinin kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacağını geçtiğimiz 2017 yazında tesadüfen öğrendiklerini anlatan Elginöz, “Önce inanmak istemiyor insan. Kentsel dönüşümde eski, yıkılma tehlikesi olan, içinde yaşaması zor olan, toplumun sağlığını ve güvenliğini tehdit eden binalar yıkılmıyor muydu? ‘Dönüşüm’ daha iyi, daha güzel olsun diye yapılmaz mı? Saf mıyız? Sonra, ‘e yıkılacaksa, yenisi ve daha güzeli yapılacaktır a inanmaya çalıştık. Hatta, telefonla ulaştığımız kütüphaneler il müdür vekili de- her ne kadar kendisine sorulmamış, bildirilmemiş olsa da- tabii ki, yıkılsa da yenisi yapılacaktır inancındaydı. Ama işin aslını öğrenmek maalesef bize düştü” diye konuştu.
Faik Tonguç'un torunlarından Şafak Okdemir.jpg(Kendisi de çocuk kitapları yazarı ve ressam olan Tonguç’un torunlarından Şafak Okdemir Elginöz, kütüphanenin yıkılmasını öngören projedeki yanlıştan dönülmesini istedi…)
TEK KATLI BİNA YENİLENDİ, 54 YILDIR HİZMET VERİYOR
Kütüphanenin 54 yıldır yetkililerin gözü gibi baktığı ve yıllar içinde onarımı, yenilenmesi yapılmış tek katlı bir bina olduğunu dile getiren Elginöz, “En son ısı yalıtımı bile yapılmış, mobilyaları yenilenmiş, bilgisayarları alınmış, kapasitesi yeterli, çok kıymetli kitap birikimine sahip şipşirin bir yapı. Her şeyden önemlisi, bulunduğu yerde, 54 yıldır hiç azalmadan çok yoğun bir ihtiyaca cevap veriyor. Personel sıkıntısı yok. Canla başla ve bilinçle çalışan kütüphanecileri var. Üstelik kütüphaneye tahsis edilmiş olan arsa, güvenli bir bahçeye dönüştürülmüş, yetişkin ağaçlarıyla, çiçekleriyle çocuklar için tam bir vaha niteliğinde” dedi.
Faik Tonguç kütüphanesi bahçesi. fot. fatih erdoğan.jpg(Faik Tonguç Çocuk Kütüphanesi’nin bahçesi de çocuklar için nefeslenme ve oyun alanı niteliğinde. Fotoğraf: Fatih Erdoğan.)
‘BELEDİYE BAŞKANINA ULAŞMAK MÜMKÜN OLMADI’
Çorum Belediyesinden konuyla ilgili bilgi almaya çalıştıklarını dile getiren Şafak Okdemir Elginöz, belediye başkanına ulaşmalarının da mümkün olmadığını belirterek, şunları söyledi: “İmar müdürlüğünden planla ilgili önce sözlü, sonra sorgu dilekçelerimize yazılı cevap aldık. Her yazılı cevap için bir ay bekleyerek. Anladık ki, plan bir yıkım projesidir. 54 yıllık çocuk kütüphanesinin yıkılması ve yerine 9 katlı bir apartman yapılması öngörülmektedirYeni bir kütüphane için ayrılmış bir yer bulunmamaktadır.
Yazar Fatih Erdoğan ve Şafak okdemir 2015'te kütüphanede bir etkinlik yaptı.JPG (2015 yılında kütüphanede yapılan bir etkinlikten)
‘TONGUÇ’UN TORUNLARI OLARAK KAYGI VE ÖFKE İÇİNDEYİZ’
Düşünmeden edemiyor insan, acaba bu imar planını çizenler, onaylayanlar, daha güzel bir mahalle yaratma iddiasındaki ‘yetkililer’, ülkenin en eski çocuk kütüphanelerinden birini yok edip, yerine 9 katlı bina dikmeyi düşünenler; Çorum’da büyüyen binlerce çocuktan biri değiller miydi? Binlercesi gibi onların da yolu düşmemiş miydi kütüphaneye? Eğer onlar da kütüphanede büyümüş olsalardı, yine de aynı soğukkanlılıkla böyle bir proje geliştirebilirler miydi?
IMG_8451.JPG
KÜLTÜR BAKANLIĞI, KÜTÜPHANENİN YIKILACAĞINI AİLEDEN ÖĞRENDİ
Faik Tonguç’un torunları olarak üzüntü, kaygı ve öfke içinde olduklarını söyleyen Elginöz, kentsel dönüşüme kurban edilmek istenen çocuk kütüphanesini kurtarmak için geçtiğimiz yazdan bu yana sürdürdükleri mücadeleyi ve duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Kültür Bakanlığının ilgili birimleriyle kurduğumuz temaslar sonucu, bir kültür varlığı olduğu halde, kütüphane yıkım projesinin kendilerine bildirilmediğini de öğrenmiş bulunuyoruz. Bu nasıl olabilir? O bir şehir belediyesidir, istediği yeri yok eder, istediği yere uygun gördüğü yapıları diker-öyle mi? Bir şehrin tarihini, mahallelerin hayatını bir hamlede yok edip, yerine dilediğini koyabilir mi? Belediyeler, şehirlerin efendileri midir? Bizim zamanımızda, hizmet için, şehir halkının mutluluğu, sağlığı için çalıştıkları öğretilmişti.
IMG_8450.JPG(Kütüphanedeki kitaplardan bir bölümü)
‘SORMAK İSTİYORUZ, NASIL YIKACAKSINIZ?’
Sormak istiyoruz, nasıl yapacaksınız? Yani nasıl olacak? Bir gece ansızın ya da sabahın erkeninde bir kamyon dayanacak kapıya. Binlerce kitap, dolaplar sonra masa ve sandalyeler, bilgisayarlar, arşiv kayıtları taşınacakYüklenecek kamyona… Ya da belki önce, kütüphanenin güvenli ve güzel bahçesinin rengarenk boyanmış demir parmaklıkları, araziyi çevreleyen duvarları yıkacaksınız. Ağaçları devireceksiniz önce… Böylece içerideki her şeyi boşaltmak daha kolay olacak… Kütüphanedeki her şeyi boşaltılınca, geriye 54 yıldır orada okuyan, yazan on binlerce çocuğun hayalleri, anıları ve kokuları kalır. Okul kokusu dedikleriBir de dünyanın en güzel kokusu, kitap kokusu kalır bir süre daha. Çok sürmez, ‘dönüşüm’ün iş makineleri için nedir ki, tek katlı bir binayı yerle bir etmek? Çatısını anıların, hayallerin ve çocuksu mis kokuların üzerine indirdiğinizde biter! Böyle mi olacak?
IMG_8445.JPG
KÜTÜPHANENİN BULUNDUĞU PARSEL 95 YILLIĞINA TAHSİS EDİLMİŞ
Bu imar planını çizenler, belediye meclisinde onaylayanlar, bir kültür varlığı olduğu halde, kültür bakanlığına bildirme gereği duymayan ‘sorumlular.’ Ülkemizin ilk çocuk kütüphanelerinden birinin yok edilme fetvasına imza atarken, ‘nasılını, ‘neden’ini düşündünüz mü? 1971 yılındaki Çorum Belediyesinin meclis kararıyla, bulunduğu parsel, 95 yıllığına kütüphaneye tahsis edilmiştir. Gelip geçici bir belediye yönetimi, bir şehrin tarihinde 54 yıldır bulunan bir kültürel varlık hakkında bu denli acımasız bir karar alabilir mi? Böyle bir hakkı olmalı mı?
IMG_8448.JPG
‘BİZLER MANEVİ MİRASIMIZI SAVUNMA HAKKINA SAHİBİZ’
Bizler, Faik Tonguç’un torunları olmakla, bize bırakılmış mal-mülk mirasçıları değiliz. Çaresizce belediye başkanına ulaşmaya çalışırken, özel kalemdeki memurun sorduğu, Mülk sizin mi ki hanfendi? sorusunun cevabı Hayır! Mülk sahibi değiliz ama söz sahibi olduğumuza, manevi mirasımızı savunmak için hak sahibi olduğumuza inanıyoruz.‘ Yalnız değiliz. Ülkemizin en sevilen, en çok okunan çocuk yazarlarıyla duygu ve düşüncelerimiz aynı. Bu yıkımı anlamak, bizim gibi onların da gelişkin yaratıcı zekâlarını zorluyor. Sayın Fatih Erdoğan gibi, ‘9 katlı binanızı yapacak başka yer bulamadınız mı? diyoruz.
Faik Tonguç torunları ile birlikte.jpg                                    (Faik Tonguç, torunları ile birlikte)
‘İNSAN HATASI SONUCU ÇİZİLMİŞ BİR PLANDIR, HATADAN DÖNÜLMELİ’
Sonuçta, takdir-i ilahi değildir. İnsan hatası sonucu, bilisizce ve düşüncesizce çizilmiş bir plandır. Hatadan dönmek gerekir. Geç olmadan. Öngörülen plan içinde, kütüphaneye yeni bir yer aranması da abestir. Bulunduğu parselde, yetişmiş ağaçların gölgesinde, güvenli bahçesinde, tertemiz ışıl ışıl binasında, canla başla çalışan personeliyle en iyi şekilde hizmet veren bu kütüphaneyi planın dışında tutunuz. Dönüşmesin, korunsun! Bir çocuk kütüphanesini 9 katlı anlamsız bir apartmana dönüştürenler olarak geçirmeyin adınızı tarihe.54 yıldır, on binlerce çocuğa yuva olmuş bir kütüphaneyi yok etmeye kalkıyorsunuz, İl Halk Kütüphanesi’nin, İl Kültür Müdürlüğü’nün fikrini sormuyorsunuz. Kültür Bakanlığı mülkü olduğu halde bakanlığa sormuyorsunuz. Peki, çocuklara sordunuz mu?
Faik Tonguç, savaş yılları ve esaret altında yaşadığı coğrafyaların insanını müthiş bir gözlem ve analiz gücüyle anlattığı anılarını ‘Birinci Dünya Savaşı’nda Bir Yedek Subayın Anıları’ adıyla kitaplaştırmıştı.
Faik Tonguç'un anıları ve günlüklerini bir araya  getirdiği kitabın kapağı.JPG

4 Ocak 2018 Perşembe

ŞOK HABER (HABER MAKALE) AHMET DURSUN "Türkiye Şeker Kurumu kapatıldı, ama neden? 10 milyar dolar cezayı AKP üyeleri ödesin."

TÜRKİYE ŞEKER KURUMU KAPATILDI. AMA NEDEN?.. 
ABD'DEN GELECEK 10 MİLYAR DOLAR CEZAYI AKP ÜYELERİ ÖDESİN!..
Malumunuz, AKP kendisine verilen görevi en iyi şekilde icra etmektedir. Yazık ki görev, Türk halkına karşı verilmiş bir görevdir.
Özellikle İslamcıların bu görevde kullanılmış olmasının bir çok sıkıntısı var. Bunları uzunca ve defalarca anlattım, o nedenle bu kez uzatmak istemiyorum.
Sadece şunu bilin ki, bu gün İslamcı diye bize dayatılanlar, uydurulmuş bir İslam hukukunu baz alarak işgal altındaki topraklarda ağaçları kesmekte ve ormanları yakmaktadırlar.
Bunları daha evvelki yazımda anlatmıştım.
Şeriatçılar, Türkiye’de her şeyi neden katlediyor?
Allah egemenliğinin ve şeriatın yürürlükte olmadığı ülkelerde, darü'l harb ilkeleri uygulanmalıdır.
Söz gelimi devlete ait camilerde namaz kılınmaz, dini faaliyette bulunmak ise günahtır.
İslam hukukunda cihat sırasında, düşman kesimindeki yaş ağaçların kesilebileceği, kesilmeden yakılabileceği hükme bağlanmıştır. İSLAM VE ŞİDDET. pdf
Tüm bunlara ilave olarak ise, kesemedikleri, yakamadıkları yerleri, efendilerinin hizmetine sunmak için satmaktadırlar.
Son örneği Şeker kurumuna bakalım.
Çok merak eden varsa bazı detaylar için, “Şeker pancarından etil alkole uzanan yol” başlığındaki video eşliğinde sunulan bilgilere baksınlar.
Ben başka bir konuya daha değineceğim. Y-CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Reza Zarrap’ın ABD’deki yargılamasını mahkeme salonunda izlemiş ve şöyle söylüyor.
“Bu dava ne zaman başlıyor? Kumpas operasyonlarının yapıldığı dönem, 2007 yılında Edirne’de 202 kilogram eroin yakalanmıştı. Eroinin bağlantılarında İstanbul’da bir döviz bürosu sahibine ulaştılar. Bu isim Abdullah Habbani’ydi. Yani Reza Zarrab’ın ortağı. ABD’de gıyabında yargılanan 7 kişiden biri. Devlet bunları bilmiyor muydu? Biliyorlardı. Türkiye’ye 10 milyar dolar civarında ceza verileceği söyleniyor. Bunu ödemek zorundayız. Ödemezsek bir dolar bankalarımızdan para aktaramayız. Peki, Mehmet Hakan Atilla’ya ne olacak? 5 yıl falan ceza alacak. Mehmet Hakan Atilla günah keçisidir. Zarrap da söyledi. Zafer Çağlayan ve Süleyman Aslan’ı söyledi. Suç sabitlenince Halk Bankası’na ceza verilecek. ABD’nin bu davayı hukuk davasına çevirmesi durumunda Birleşmiş Milletler’e götürebilecek, o zaman da ambargonun gündeme gelecek” demiş.
Başbakan Tayyip Erdoğan, bakan çocukları ve Reza Zarrab’ın bırakılmasıyla ilgili şu yorumu yaptı:
“Doğrusu benim beklentim bu istikametteydi. Bir kısım paralel yargı maalesef çok haksız mesneti olmayan adımlar attı. Er geç hak yerini bulacaktır diye bir temennim vardı ve hak yerini buldu. Benzer birçok mağdur olan insanlar vardı, temennim o ki, onların da hakkın tecellisiyle bu hapishanelerden bir an önce çıkma imkanı yakalasınlar." 28.02.2014-hurriyet
Bu konuşmadan yaklaşık 2,5 ay kadar önce de aynı şekilde, şimdilerde hırsız ve yolsuz diye tanımladığı şahsa şöyle sahip çıkıyordu.
Parayı evde saklaması doğru mu?
> AHMET DURSUN
Eğer mevzuat itibariyle makbuz teslim edilmişse, parayı veren hayır sahibi de bunun çıkışını kayıt altına aldıysa mesele yok. Hayır sahibi de, okul yönetimi de bunu söylüyor. Emniyetteki yetkililerin yapacağı şey, bu olayın bankayla en ufak bir bağlantısı var mı, yok mu onu arayıp bulmak.
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’a operasyonun kilit ismi Reza Zarrab’ı sorduk:
Altın ihracatı yapan bir zat, ülkeye katkısının olduğunu biliyorum. Hayır işlerine girdiğini biliyorum. Bu noktada AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın adının karıştırıldığı görüntüleri anımsadı:
Erdoğan’ın Pakistan seyahatini özetlemesinin ardından sorular Halkbank’tan iki bakan çocuğunu da kapsayan tutuklamalara uzanan operasyon üzerine yoğunlaştı:
“AB ofisine çantayla girdi, çantasız çıktı” diyorlar. Teslim edilirken bir görüntü var mı? Sadece “Çantayla girdi, çantasız çıktı” gibi bir yaklaşım olabilir mi? Böyle bir hukuk var mı? Belki o çantayla kitap falan götürülmüştür.
Gülümseyip, bizi uyardı:
Çantayla sakın bir yere girip çıkmayın. Malum, suç aleti oldu. Hele valizle hiç girmeyin.
Zafer Çağlayan’ın oğluna verildiği iddia edilen valize değindi: Zafer Bey oğluna hediye elbise gönderildiğini söylüyor. Böyle uyduruk şeyler. Kanıtın varsa görüntülü olarak suçüstü yap. O zaman eyvallah. Ama “çantayla girdi, çantasız çıktı” anlayışını anlamak mümkün değil. Vahap MUNYAR/26.12.2013-hurriyet
Demek ki neymiş?
Tüm bunlar bilerek, bilgileri dâhilinde, bilinçli yapılan sularmış. Kendi ifadesiyle hakkın yerini bulması gerekirmiş. Yine kendi ifadesiyle, “ülkeye katkısının olduğunu biliyorum. Hayır işlerine girdiğini biliyor” iseniz ve AKP seçmeni de sizi kayıtsız şartsız desteklediyse, 10 milyar doları 80 milyon vatandaşın sırtına yüklemeye kimsenin hakkı yoktur, olmamalıdır.
Bu milletin başka işi gücü yoktur da, sizin hata ise hatanızın, kasıt ise suçunuzun bedelini ödemeye ne mecburiyeti var? Siz devlet yönetmesini 15 yıldır öğrenemediyseniz, sürekli kandırıldığınızı söyleyip duruyorsanız, bu millet sizin günah keçiniz midir ki, durmaksızın hatalarınızın bedelini ödeyecek? Tıpkı gerçek Laiklik sisteminde nasıl ki devlet ibadet yerlerinin suyunu, elektriğini, görevlilerin maaşını ödeyemez, üye olanlar bunları karşılarsa, gerçek demokrasilerde olduğu gibi vatandaşın sizin suçlarınızı ödememesi de gerçek demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkesidir.
Bu ülkede ne demokrasi ne Laiklik olmadığını hepimiz biliyoruz.
Hangi ülkede var derseniz, yanlış anımsamıyorsam İsveç’te vatandaşlarının çıkan yasalara karşı ferdi olarak dava açma hakkı olduğundan, gerçek demokrasiye en yakın ülke orasıdır.
Burada benim çıkan yasaya dava açma hakkımı bırakın, TBMM’de çıkarttığınız çorbaya dönüşen torba yasaları bile, aynı gün, aynı dakikada hem onaylıyor hem iptal eden yasasını çıkartıyorsunuz.
Neden?
Çünkü bir yerlere rant sağlıyor ve derhal o yasayı iptal ediyorsunuz ki, başkaları bu ranttan fayda sağlamasın. Bunların hesabı elbet hukuk devleti tarafından sorulacak, siz olmasanız dahi çocuklarınızdan sorulacaktır, nihayete kadar orada kalamayacağınıza, millet de uyuyamayacağına göre, bunların hesabı elbet sorulacaktır. Halk Bankası’nın başına gelecekleri bildiğiniz için, son çıkarttığınız düzenlemeler de sizi kurtaramayacaktır.
Benden söylemesi.
Ayrıca, aklınız sıra etil alkole düzenleme getirmişsiniz, size göre düzenleme bana göre engel, yasaklama. Alkol vergisinden de vazgeçemiyorsunuz. Çünkü 10 milyar TL gibi bir rakamdan bahsediyoruz. İyi de, hem şeker kurumunu kapatıp, hem etil alkolü yasaklamanızın, sigaraya aşırı zam yapmanızın neyle ilgisi var? Vatandaşın sağlığı demeyin güldürmeyin.
Türkiye’de kanserin nüfusa oranı % 30’larda.
Nedeni alkol-sigara da değil, GDO’lu ürünlerdir.
Sahi, “Konya Şeker GDO yok” dediği için neden cezalandırılmıştı dersiniz? Yanıtı basit, sigara ve alkolden yabancı firmaların geliri düşmesin diye yaptığınız zamlar ve etil alkole katacağınız “denatonyum benzoat” neden ise, GDO’ya göz yumup milleti kanserden kırmanızın nedeni de ondandır. Zira sizi iktidar yapan öldürmeye ant içtiğiniz millet değil, efendilerinizdir.
Kara gün kararıp kalmaz, gün doğmadan neler doğar neler…! 03.01.2018
A.Dursun
***
30 Aralık 2017 CUMARTESİ "Resmî Gazete" Sayı : 30286
YÖNETMELİK
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:
ETİL ALKOL VE METANOLÜN ÜRETİMİ İLE İÇ VE DIŞ TİCARETİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 30/10/2011 tarihli ve 28100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Etil Alkol ve Metanolün Üretimi ile İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Evsel kullanım amaçlı etil alkol: Bu etil alkoller, sadece etil alkol üretim tesisinde veya uygun distile alkollü içki üretim tesisinde 70 cl veya 1 litrelik cam şişelerde mutlak alkol miktarı üzerinden 100 litresine 1,2 gram denatonyum benzoat katılması suretiyle ambalajlanır veya ambalajlı olarak ithal edilir. Yetkili etil alkol veya alkollü içki dağıtım firmaları eliyle piyasaya arz edilen bu etil alkol, etil alkol toptan satış belgesi, etil alkol ve metanol toptan satış belgesi ve etil alkol perakende satış belgesini haiz satıcılar eliyle tüketime sunulur. Bu ürünlerin etiketinde “Gıda amaçlı kullanılması uygun değildir.” ifadesi yer alır.”
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Geçiş süreci
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu maddenin yayımı tarihinden önce piyasaya arz edilen bu Yönetmeliğin 20 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki ürünler, 31/3/2018 tarihine kadar piyasada bulunabilir.”
MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.

1 Ocak 2018 Pazartesi

BUNLARI BİLMEK GEREK: "2018'in vergi, harç ve cezaları"



2018'in vergi, harç ve cezaları

Vergi, harçlar ve cezalar 2018'de yüzde 14,47 arttı. Motorlu taşıt vergisinden, pasaporta, ehliyetten, trafik cezalarına kadar birçok kalemde artış yaşandı. İşte yeni yılın vergi zamları...

  • 2018 için yeniden değerleme oranı 14,47 olarak belirlendi. Maliye Bakanlığı'nın konuya ilişkin tebliği Resmi Gazete'de yayımlandı. Yeniden değerleme oranına göre vergi ve harçlarda artış yapıldı. İşte 2018'in vergi, harç ve cezaları...
  • PASAPORT HARCI (1 YILLIK)

    1 yıllık pasaport harcı 24,5 lira artışla 193,5 lira olacak.
  • PASAPORT HARCI (3 YILDAN FAZLA)

    3 yıldan fazla süreli pasaport harcı 633,4 lira olacak.
  • EHLİYET HARCI

    Ehliyet harcı B sınıfı için 60 lira artarak 477 liraya yükselecek.
  • MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ

    MTV için uygulanacak yeniden değerlendirme oranı 1300 cc altı araçlar için yüzde 15, 1300 cc üstü araçlar için ise yüzde 25 olarak uygulanacak.
  • 1300 CC VE ALTI ARAÇLAR

    Eski vergi: 646 TL
    2018'deki vergi tutarı: 743 TL

    (Ödenecek vergi tutarları 1-3 yaş arası araçları kapsıyor)
  • 1301-1600 CC ARASI ARAÇLAR

    Vergi tutarı 1035 TL'den 1294 TL'ye yükselecek.
  • ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ

    Cep telefonlarından alınan Özel iletişim vergisi 54,6 liraya yükseldi.
  • KIRMIZI IŞIKTA GEÇME CEZASI

    Kırmızı ışıkta geçme ve hız sınırını aşmanın cezası 30 lira artışla 236 lira olacak.
  • ALKOLLÜ ARAÇ KULLANMA CEZASI

    Alkollü araç kullananlara ise ilk yakalanmalarında bin üç lira ceza uygulanacak.
    İkinci kez alkollü araç kullanırken yakalananların cezası, bin 258 lira olacak.
  • EMNİYET KEMERİ TAKMAMA CEZASI

    Emniyet kemeri takmayanlara ise, 110 lira ceza kesilecek.
  • ÇEVRE TEMİZLİK VERGİSİ

    Çevre temizlik vergisi, yeniden değerleme oranının yarısı kadar, yüzde 7.2 oranında artırılacak.

Hangi araç sahibi ne kadar MTVborcu ödeyecek? (2018 MTV oranı)

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde (MTV) 2018'de hangi araç sahibi ne kadar vergi ödeyecek? İşte yanıtı...

  • Torba yasa tasarının Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilmesiyle milyonlarca araç sahibinin ödeyeceği Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) oranları netleşti.

    Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) Kanunu'na eklenen hükümle taşıtın teslimi, ilk iktisabı ve ithalinde, hesaplanacak özel tüketim vergisi (ÖTV) hariç, KDV matrahını oluşturan değerler "taşıt değeri" olarak tanımlanacak.

    Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerlerinin vergilendirme usulü değiştirilerek, mevcut vergilendirme ölçütlerine taşıt değeri de eklenecek. Bu araçlarda MTV için uygulanacak yeniden değerleme oranı 1300 cc altı araçlar için yüzde 15, 1300 cc üstü araçlar için ise yüzde 25 olarak uygulanacak.
    31 Aralık'tan önce kayıt edilen araçlar için eski sistemde vergi alınacak. 1 Ocak 2018'den itibaren trafiğe kaydedilecek araçlar için taşıt değeri dikkate alınacak.
    İşte araç sahiplerinin 2018'de ödeyeceği yeni vergi tutarları...
  • 1300 CC VE ALTI ARAÇLAR

    31 Aralık 2017'den önce tescil edilenler:
    2018'deki vergi tutarı: 743 TL
    1 Ocak 2018 sonrası tescil edilenler: 
    Fiyatı 40 bini aşmayanlarda (1-3 yaş arası) 743 lira, fiyatı 40-70 bin lira arası olanlarda 817 lira, fiyatı 70 bini aşanlarda 892 lira olarak uygulanacak.
    (Ödenecek vergi tutarları 1-3 yaş arası araçları kapsıyor)
  • 1301-1600 CC ARASI ARAÇLAR

    31 Aralık 2017'den önce tescil edilenler:
    2018'deki vergi: 1294 TL
    1 Ocak 2018 sonrası tescil edilenler: 
    Fiyatı 40 bini aşmayanlarda (1-3 yaş arası) bin 294 lira, fiyatı 40-70 bin lira arası olanlarda bin 423 lira, fiyatı 70 bini aşanlarda bin 553 lira olacak.
  • 1601-1800 CC ARASI ARAÇLAR

    31 Aralık 2017'den önce tescil edilenler:
    2018'deki vergi: 2 bin 284 TL
    1 Ocak 2018 sonrası tescil edilenler: 
    Fiyatı 100 bini aşmayanlarda (1-3 yaş arası) 2 bin 512 lira, fiyatı 100 bini aşanlarda 2 bin 741 lira.
  • 1801-2000 CC ARASI ARAÇLAR

    31 Aralık 2017'den önce tescil edilenler:
    2018'deki vergi: 3 bin 598 TL
    1 Ocak 2018 sonrası tescil edilenler: 
    Fiyatı 100 bini aşmayanlarda (1-3 yaş arası) 3 bin 957 lira, fiyatı 100 bini aşanlarda 4 bin 317 lira.
  • 2001-2500 CC ARASI ARAÇLAR

    31 Aralık 2017'den önce tescil edilenler:
    2018'deki vergi: 5 bin 396 TL
    1 Ocak 2018 sonrası tescil edilenler: 
    Fiyatı 125 bini aşmayanlarda (1-3 yaş arası) 5 bin 936 lira, fiyatı 125 bini aşanlarda 6 bin 476 lira olarak uygulanacak.
  • 4000 CC VE ÜSTÜ ARAÇLAR

    31 Aralık 2017'den önce tescil edilenler:
    2018'deki vergi: 29 bin 483 TL
    1 Ocak 2018 sonrası tescil edilenler: 
    Fiyatı 475 bini aşmayanlarda (1-3 yaş arası) 32 bin 431 lira, fiyatı 475 bini aşanlarda 35 bin 379 lira olacak.
  • 31 ARALIK 2017 ÖNCESİ TESCİLLİ ARAÇLAR

  • 1 OCAK 2018 SONRASI TESCİLLİ ARAÇLAR

  • MTV ÖDEMESİ NASIL YAPILIR?

    MTV ödemesi yılda iki taksit olarak ocak ve temmuz aylarında ödeniyor.
    MTV ödemesi için birçok yol bulunuyor.

    1- MTV yönünden mükellefiyet kaydının bulunduğu veya MTV’yi tahsile yetkili diğer Vergi Dairesi müdürlüklerine başvurarak vergi ödenebilir.

    2- Anlaşmalı bankaların internet bankacılığını kullanarak veya banka şubelerine başvurarak ödeme yapılabilir.

    3- gib.gov.tr'de yer alan “Borç Sorgulama ve Ödeme” bölümüne 02:00 - 22:00 saatleri arasında giriş yaparak kredi kartı ve banka kartı ile ödeme yapılabiliyor.

    4- GİB Mobil uygulamasını (IOS ve Android) kullanarak da ödeme mümkün.