SES VERİN!...
Arzu KÖK
Onlar gençtiler. Yarı aç yarı tok, daha güzel bir dünya için taraftılar. Başlarında kavak yelleri esiyordu, insanlara güveniyorlardı. Henüz kimseden kazık yememişlerdi, atmayı da öğrenmemişlerdi. Sözlerini sakınmıyor, kimsenin de önünde eğilmiyorlardı. Gelecek önlerinde uzanan ışıklı ve düz bir yol, ömür dikensiz bir gül, gençlik ise bitmeyecek bir bahardı onlar için. Zamanın çok uzun, yaşamın en büyük öğretmen olduğunu bilmiyorlardı.
Haksızlık yenilmesi gereken bir kötülüktü.
Arzu KÖK
Onlar gençtiler. Yarı aç yarı tok, daha güzel bir dünya için taraftılar. Başlarında kavak yelleri esiyordu, insanlara güveniyorlardı. Henüz kimseden kazık yememişlerdi, atmayı da öğrenmemişlerdi. Sözlerini sakınmıyor, kimsenin de önünde eğilmiyorlardı. Gelecek önlerinde uzanan ışıklı ve düz bir yol, ömür dikensiz bir gül, gençlik ise bitmeyecek bir bahardı onlar için. Zamanın çok uzun, yaşamın en büyük öğretmen olduğunu bilmiyorlardı.
Haksızlık yenilmesi gereken bir kötülüktü.
Hayatlarının baharındaydılar daha. Aşırı demokratik
ülkemizin kurbanlarından oldular. Eyleme katıldılar, greve gittiler diye
başlarına gelmedik kalmadı. İşlerinden atıldılar, hak arama mücadelesine
giriştiler, dayak yediler, tutuklandılar ve 64 gündür açlık grevindeler. Ölüm
bir şeker olmuş, bir kuşun kanadında onları bekliyor. Nuriye Gülmen ve Semih
Özakça’dan bahsediyorum. İki güzel insan, iki onurlu gençten bahsediyorum.
Nuriye Gülmen
ve Semih Özakça
OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilen Konya Selçuk Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Nuriye Gülmen ve sınıf öğretmeni Semih Özakça oturma eyleminde 183, açlık grevinde ise 64. günü doldurdu. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'da Wernicke-Korsakoff Sendromu’nun öncü belirtilerinin görülmeye başlanmış. Ancak vicdanlar kör, kulaklar sağır. Seslerini hala kimse duymuyor. KHK’lar ile işten atılan binlerce işçinin onur mücadelesini veriyorlar ama onlar gibi işten atılanlardan da bir ses yok. Sadece eylemi sonlandırma adına ikna çalışmaları yapılıyor bol bol. Haklarını geri almanın yolunu açmaktan kimsenin bahsettiği yok.
BİZİ AÇLIKLA TERBİYE ETMEYE ÇALIŞANLARI AÇLIĞIMIZLA YENECEĞİZ!..
Nuriye Gülmen
ve Semih Özakça
OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilen Konya Selçuk Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Nuriye Gülmen ve sınıf öğretmeni Semih Özakça oturma eyleminde 183, açlık grevinde ise 64. günü doldurdu. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'da Wernicke-Korsakoff Sendromu’nun öncü belirtilerinin görülmeye başlanmış. Ancak vicdanlar kör, kulaklar sağır. Seslerini hala kimse duymuyor. KHK’lar ile işten atılan binlerce işçinin onur mücadelesini veriyorlar ama onlar gibi işten atılanlardan da bir ses yok. Sadece eylemi sonlandırma adına ikna çalışmaları yapılıyor bol bol. Haklarını geri almanın yolunu açmaktan kimsenin bahsettiği yok.
BİZİ AÇLIKLA TERBİYE ETMEYE ÇALIŞANLARI AÇLIĞIMIZLA YENECEĞİZ!..
Göz göre göre ölüme gidiyor Nuriye Gülmen ve Semih Özakça. Sivil toplum
örgütleri suskun, devlet suskun. İşlerine, öğrencilerine kavuşabilme hayaliyle
ölüme gidiyorlar gözlerini kırpmadan. Haksız yere işten atıldıklarını,
haklarını istediklerini haykırıyorlar ama onları işten atanlar suskun. Hiç mi
vicdan kalmamış diye soruyoruz, ama anlaşılıyor ki yok. Onlar arkadaşlar. Fırtınalara ve tufanlara karşı çatısı uçmayan dirençleriyle,
kendilerini adadıkları hak mücadelesini her gün yeniden doğurdular, yoğurdular,
yücelttiler. Onlar arkadaşlar. Bıçak sırtında gezinen bir hak arayışının kahramanı onlar.
Onurlu mücadelerinin önünde saygıyla eğiliyor ve haykırıyoruz:
SES VERİN…
SES VERİN…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder