4 Aralık 2017 Pazartesi

“KADININ SİYASETTE EKSİK TEMSİLİ BİR DEMOKRASİ MESELESİ”

KADINLARA, MİLLETVEKİLİ SEÇME SEÇİLME VE "DOĞRUDAN SİYASETE KATILMA HAKKI" TANINMASININ 83. YIL DÖNÜMÜ!..
“KADININ SİYASETTE EKSİK TEMSİLİ BİR DEMOKRASİ MESELESİ”
5 Aralık 1934 tarihi, Türkiye’de 1924 Anayasası ile sadece erkeklere tanınmış olan milletvekili seçme ve seçilme hakkının Anayasada değişiklik yapılarak kadınlara da tanındığı gündür.
Anayasanın 10. ve 11. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde İntibah-ı Mebusan Kanunu (Milletvekili Seçimi Kanunu)’nda da aynı tarihte değişiklik yapılmış ve kadınların seçme seçilme hakkı uygulamaya geçirilmiştir.
1935 yılında yapılan genel seçimde 18 kadın milletvekili seçilmiş ve Türkiye “kadın milletvekili ile” Dünya’da ikinci sırada yer almıştır.
Ancak ne yazık ki, bu doğru başlangıç sürdürülmemiş, 83 yıl içinde bir arpa boyu yol alınamamış, 2015 seçimlerinde kadın milletvekili oranı %14,7’de kalmıştır. Türkiye, 2017 yılında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde 144 ülke arasında 131. sıraya gerilemiştir.
Nüfusun yarısını oluşturan kadınların karar alma süreçlerine katılamaması, siyasette eşit oranda temsil edilememesi, her şeyden önce bir demokrasi meselesidir.
Ülkemizde 2 milyon 61 bin kadın okuma yazma bilmiyor, kadın istihdamı giderek azalıyor; her üç kadından biri ailede, sokakta veya iş yerinde şiddete uğruyor, son 11 ayda 349 kadın cinayeti işlenmiştir.
Kadınların karar verici konumlarda ve siyasette yeterli sayıda temsil edilmemesi, yaşamın her alanında cinsiyet ayrımcılığının giderek kökleşmesine, kısır döngü halinde devam etmesine ve gerçek demokrasinin yaşama geçirilememesine yol açmaktadır. Türkiye eğitimli, donanımlı ve konularında yetkin kadın potansiyelinden yararlanmamaktadır.
İKKB olarak, çocukların cinsel istismarına göz yuman siyasetçileri kınıyoruz.
Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi olan “kadın erkek eşitliğinin” başta siyasette olmak üzere yaşamın her alanında yer almasını istiyoruz.
Gerçek demokrasiye ulaşana dek mücadeleye devam diyoruz.
Nazan Moroğlu, İKKB Koordinatörü
Yazı gönderi: Prof. Dr. Tülay ÖZÜERMAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder