28 Şubat 2017 Salı

KÜRDİSTAN BAYRAĞI (HABER MAKALE/İKTİBAS) "Kürdistan bayrağı tarihte ilk kez Türkiye'nin başkentinde Ankara Esenboğa Havalimanı'nda göndere çekildi"

KÜRDİSTAN BAYRAĞI
Sabah işe geldim.
Bilgisayarı açtım.
Mesaj yağmış…
“Kürdistan bayrağı tarihte ilk kez Türkiye'nin başkentinde Ankara Esenboğa Havalimanı'nda göndere çekildi, bu konuyu yazın lütfen.”
Nesini yazayım birader…
Pkk'nın tanık, TSK'nın sanık yapılmasına şaşmadın da, Kürdistan bayrağının dalgalanmasına mı hayret ettin?
“Diyarbakır'a karışırım” diyen Barzani'nin Akp kongresinde onur konuğu yapılmasından rahatsız olmadın da, Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışlanmasından rencide olmadın da, Kürdistan bayrağının göndere çekilmesini mi yadırgadın?
“Yaşasın Kürdistan, keşke sayın Öcalan da aramızda olsaydı” diyen Barzani'nin, başkanlık sarayını biz inşa etmedik mi?
Barzani'nin babasına anıt mezar dikmedik mi?
Kürdistan'ın başbakanlık binasını, içişleri bakanlığı binasını, merkez bankası binasını, üniversitelerini, altyapısını, alışveriş merkezlerini, toplu konutlarını, otellerini, parklarını biz yapmadık mı?
Kürdistan'ın havalimanlarını “milletin orasına koyacağım” diyen yandaş müteahhit yapmadı mı?
Barzani'nin yancısı Talabani “hiçbir pkklıyı Türkiye'ye teslim etmem, Türkiye'ye kedi bile vermem” derken, pkklıların ücretsiz tedavi edildiği hastaneleri biz yapmadık mı?
Kürdistan'da askeri faaliyet göstermeyelim diye kafamıza çuval geçirdiler… Teşekkür mahiyetinde, Kürdistan'daki Amerikan üssünü biz yapmadık mı? Kürdistan Amerikan Elçiliği'ni biz yapmadık mı?
Kendi vatandaşımıza 20 kuruştan verdiğimiz elektriği, Kürdistan'a yarı fiyatına, 10 kuruştan vermiyor muyuz?
Kürdistan'ın çöpçülük işini, çöp toplama işini biz yapmıyor muyuz?
Kürdistan silahlı kuvvetleri, takvimde başka gün yokmuş gibi, tam 29 Ekim'de, Cumhuriyet Bayramı'nda, topuyla füzesiyle Kürdistan bayraklarıyla, Türkiye topraklarında resmi geçit yapmadı mı?
Kürdistan silahlı kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrak taşıyıcısı THY uçakları tarafından taşınmadı mı?
Kürdistan silahlı kuvvetlerinin yediği lahmacunun parasını bile Türkiye Cumhuriyeti devleti ödemedi mi?
TC silinirken, Pkk bayrağı serbest bırakılmadı mı?
Pkk bayrağıyla alakalı suç duyurusunu inceleyen savcılık “sarı kırmızı yeşil renkler pkk sembolü manasına gelmez, Senegal'in Gana'nın Kamerun'un bayrağı da yeşil kırmızı sarıdır” deyip, takipsizlik kararı vermedi mi?
Bodrum'a tatile gelen yabancı turist, dövmeciye girdi, omzuna Türk bayrağı yapılmasını istedi, dövmeci Türk bayrağı yerine Pkk bayrağı kazıdı, turist şikayetçi oldu, dava açtı ama… Hapis cezasına çarptırılan pkk'lı dövmeci, sayın hükümetimizin yargı paketiyle affa sokulmadı mı?
Akp'nin başbakanı “ulus devlet ayrıştırıcıdır, ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi, bana serok Ahmet diyorlar, bana biji serok Ahmet diyen dillerinize kurban olayım, Kobani'ye selam ediyorum, Kobani'deki kardeşlerimin alnından öpüyorum” demedi mi?
Başbakan yardımcımız “Kandil'le direkt görüşülmesini arzuluyorum” demedi mi?
Tbmm başkanımız “Pkk bayrağı taşımayı suç olmaktan biz çıkardık” diye övünmedi mi?
Aynı Tbmm başkanımız “Abdullah Öcalan oruç tutardı, camiye giderdi, namazında niyazında çocuktu, kandırıldı” demedi mi? Gelmiş geçmiş en kanlı teröriste “zavallı apocuk” demeye getirmedi mi?
Akp milletvekili “pkk seçime girsin, seçilsin” demedi mi?
Akp milletvekili “bağımsız Kürdistan için silah kullanabilirsiniz” demedi mi?
Akp milletvekili “pkk terör örgütü değildir” demedi mi?
Akp genel başkan yardımcısı “Türk yoktur” demedi mi?
“Ulus devlet Allah'ın belasıdır, Türk kimliği bölücüdür, Türk bayrağı demeyelim Türkiyeli bayrağı diyelim, Öcalan çok karizmatik” diyenler, akil insan yapılmadı mı?
Türkülerinde “barutun kokusu düştü burnuma, dört bir yanı istiyorum dibinden patlatayım, tutmak istiyorum Kürdistanımı” diyen Şivan Perver'e, adeta “barış güvercini” muamelesi yapılmadı mı, Akp mitinginde düet yaptırılmadı mı?
Pkk'lılar Habur'da havai fişekle karşılanmadı mı?
Oslo'da masaya oturulmadı mı?
Apo'ya Diyarbakır meydanında Ulusa Sesleniş konuşması yaptırılmadı mı?
Pkk kurşunuyla tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş, şeref madalyalı subayımız, Pkk itirafçısının yalanıyla intihar ettirilmedi mi?
Diyarbakır Akp teşkilatı temsili mahkeme kurup, şeref madalyalı şehit binbaşıyı müebbet hapis cezasına çarptırmadı mı?
Şehit babasına hapis cezası verilmedi mi?
Gazilerin protezlerine haciz gelmedi mi?
Şehit tabutu, portakal kasası gibi, kamyonette taşınmadı mı?
10 şehidimiz toprağa verilirken, başbakanımız şarkıcılarla birlikte Somali'ye gidip, Somalililere moral vermedi mi? Sekiz şehidimiz toprağa verilirken, dışişleri bakanımız Myanmar'a gidip, Myanmarlılara ağlamadı mı? 15 şehidimiz varken, Akp milletvekili stadyumda sünnet düğünü yapmadı mı? Sekiz şehidimiz toprağa verilirken, genelkurmay başkanı hulusi bey nikah şahidi olmadı mı?
Akp borazanı haline getirilen anadolu ajansı, Murat Karayılan'ın Kandil'deki basın toplantısını canlı yayınlamadı mı?
Nesini yazayım…
Irak Kürdistan'ı birinci çinko.
Suriye Kürdistan'ı ikinci çinko.
Tombala'nın eli kulağında mı diyeyim?
Eminim hatırlarsanız… Sınırötesi harekat yapmamıza karşı çıkan Barzani “Türkiye bizim topraklarımıza girerse, savaş anlamına gelir, karşılık veririz” dediğinde, asrın liderimiz esip gürlemişti, “Barzani muhabatım değil, haddini aştı, terör örgütüne yataklık yapıyor, söylediği lafların altında ezilir, bizim kim olduğumuzu tarih iyi bilir, biz aşiret değiliz, bedeli çok ağır olur” demişti. Abdullah Gül hiddetlenmişti, Barzani için Washington'a telefon etmiş, “susturun şu adamı, yoksa biz susturmasını biliriz” demişti. Bülent Arınç ağır konuşmuştu, “verdiğimiz ekmek bile hâlâ Barzani'nin kursağında duruyor, uyarıyorum, perişan olur” demişti. Akp grup başkanvekili tehdit etmişti, “Barzani'nin ağzından çıkanı kulağı duysun, sabrımızı taşırmasın, sonu Saddam'ın sonuna benzer” demişti. Sayın basınımız “Ortadoğu'nun dansözü, küstah Barzani, kukla Barzani, Osmanlı tokadı istiyor, günah bizden gitti, Barzani kaşınıyor, Barzani kudurdu” manşetleri atmıştı.
Breh breh breh…
Şimdi aynı Barzani, asrın liderimiz tarafından Mabeyn Köşkü'nde, binali bey tarafından da Çankaya Köşkü'nde ağırlandı mı diyeyim?
Devlet püskevit oldu mu diyeyim?
Bunların hepsi milletin gözünün önünde yaşanıyor… Sonra dönüp, aynı milletin gözünün içine baka baka “hayır diyenler pkklıdır” diyorlar mı diyeyim?
Bu kafayla gidelim, referandumda aynen devam edelim, Kürdistan bayrağını göndere çekerken, bari Türk bayrağını indirmediklerine şükredelim mi diyeyim?
YILMAZ ÖZDİL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder