8 Ağustos 2016 Pazartesi

BİRLİKTE TÜRK MİLLETİYİZ HAREKETİ YÜRÜTME KURULU

15 TEMMUZ KALKIŞMASINA DAİR
BASIN AÇIKLAMASI
Ankara: (8 Ağustos 2016) 15 Temmuz 2016 gecesi millî egemenliğimize kasteden kanlı darbe girişimi, devletimizin meşru güçleri tarafından 3-4 saat gibi kısa bir sürede bastırıldı. Bu haince saldırıyı şiddetle kınıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bütün devlet kurumları gibi Türk Silahlı Kuvvetlerine de sızan ve gördükleri geniş himayeyle güçlenip devleti ele geçirmeye cüret eden darbeciler, karşılarında yine Türk devletini ve Türk Milleti’ni buldu. Böylece Büyük Türk Milleti, Anadolu’da kesintisiz olarak sürdürdüğü bin yıllık egemenliğine, dost ve düşmanın önünde tekrar sahip çıktı.
Bu silahlı kalkışmanın bastırılmasında büyük payı olan başta Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma ve Güvenlik güçlerimiz olmak üzere; Siyasi Partileri, TV’den ilk defa Türk Milletine duyuran ve Ankara’ya ulaşan Başbakanı, vatandaşlarımızı meydanlara çağıran Cumhurbaşkanı ve medyayı yürekten kutluyoruz.
Hain darbeye karşı yükselen direniş bir defa daha göstermiştir ki, bu toprakların mayası ve yaşatıcı gücü Türk Milleti’nin egemenlik bilincidir.
Devletlerin bir defa kurulacağı gerçeğinden hareketle; bütün yurttaşlarda Türk egemenliğinin bölünmezliği ve ortağının olamayacağı şuur ve müşterek aklının güçlendirilmesi zorunludur. Bu amaçla eğitim ve öğretim başta olmak üzere, her türlü tedbir alınmalıdır. İlk adımda kurumlarımızdaki, Türk Milleti’nin birliğine, vatanımızın bütünlüğüne ve devletimizin bağımsızlığına olan inancın kökleştirilmesi gelir/gelmelidir. Bu değişmez milli hedefimizdir ve Türk Milleti kimliğinin üstünde veya eşitinde hiçbir egemenlik ve kimlik olamaz.
Bu gerçeklerin ışığında Büyük Türk Milletinin ve ilgililerin dikkatlerine; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve O’nun en büyük teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetlerini, kuruluş amaç ve esaslarına sadık kalarak güçlendirmek ve varlığımıza yönelen tehlikeleri önlemek için aşağıdaki tespit ve önerileri sunuyoruz:
1. Darbe girişiminin hedefi ve darbeyi önleyen temel güç Şanlı Ordumuzken, Türk Ordusunu darbeciymiş gibi gösteren tehlikeli tutumlar, büyük bir endişe kaynağı olmaktadır. Açıktır ki, ne Türk Devleti “darbeci”dir, ne de darbecilerin “devlet” ile bir ilgisi vardır. Kurumlarımız ise “darbeci” üretmemektedir. Darbecilerin ve hamilerinin kimler olduğu, bunların hangi çevrelerde üretilerek devlete nasıl sızdırıldığı da bilinmektedir.
2. OHAL kanunu, Cumhurbaşkanının ifadesi ile “sıfır kilometre devlet” yapılanmasının maymuncuğu olamaz. Bu yönde, Devletin yetkili organlarında incelenmeden alınan emrivaki şeklindeki kararlar, çok yanlış ve tehlikelidir; Millî - Üniter Devlet yapımızla bağdaşmaz, hiçbir meşruiyet kapsamına sığdırılamaz.
Bu bakımdan, darbe girişimi ileri sürülerek OHAL Kanunu ile devletin yeniden yapılanması Anayasaya aykırıdır. Eğer devlet organlarının yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç varsa, bunun anayasaya uygun olarak ve TBMM zemininde muhalefetin de katılımıyla yapılması gerekir.
3. Devletimize sızan darbeci zihniyet ve darbecilerle mücadele sürerken; benzer taktiklerle devlet kurumlarında yuvalanan PKK, DHKPC, IŞİD gibi bölücü, yıkıcı ihanet örgütleriyle de çok yönlü, sürekli ve yaygın mücadele yapılmalıdır. Bu hain unsurlar başta TBMM olmak üzere, kamu kuruluşlarından temizlenmeli; bu arada masum kişilerin zarar görmemesi için azami titizlik gösterilmelidir.
4. Suriye ve Irak’ta savaş gittikçe şiddetlenmekte ve ülkemizi de içine alacak bir istikamette ilerlemektedir. Böyle bir ortamda, kalkışma girişimiyle zaten zor duruma düşen Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yapısıyla oynayarak emir-komuta zincirini bozacak adımlar atmak, ordumuza, savaş ruhuna sahip fedakâr subaylar yetiştiren askerî liseleri kapatmak çok sakıncalıdır. Böylesine düzenlemeler, Türk Ordusunun iç siyasete alet edilmesinin önünü de açarak, bizi ikinci bir Balkan faciasına sürükleyebilecektir. Bunun için, yanlışta ısrardan vazgeçip, karşı karşıya olduğumuz yakın tehlikelere; özellikle Suriye, Irak, KKTC ve Ege Denizi’ndeki toprak bütünlüğümüz ve egemenliğimizi tehdit eden kuşatma ve tuzaklara karşı acil ve köklü tedbirler alınmalıdır.
5. Yüce Türk Milletini inanç alanında bölünmeye ve çatışmaya sürüklediği görülen tarikatçı, cemaatçi, mezhepçi ya da etnikçi yapılanmaların üzerinde hassasiyetle durulmalı; kişilerin iradelerine konulan vesayet kaldırılarak din, inanç ve ibadet hürriyeti tam olarak sağlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin laiklik ilkesine sahip çıkılmalı; din ve inançların siyasi, kişisel çıkar ve nüfuz sağlama amacıyla kullanılması mutlaka önlenmelidir.
6. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı yeniden ve süratle sağlanmalıdır. Hâkim teminatı garanti altına alınarak “adalet, mülkün temeli” yapılmalıdır.
7. Darbe girişiminden sonra ortaya çıkan milli birlik arzusunun hayata geçirilmesi için, aynı kaygıları taşıyan, siyasi partilerin bir araya gelmesi ile en az iki yıllık bir dönem için Milli Onarım Hükümeti kurulmalıdır.
Hayati derecede önemli gördüğümüz bu samimi uyarılarımızın dikkate alınacağını ümit ediyor, aksini düşünmek istemiyoruz!
YÜCE TÜRK MİLLETİNİN DİKKATLERİNE SUNARIZ.
BİRLİKTE TÜRK MİLLETİYİZ HAREKETİ
YÜRÜTME KURULU
(700 akademisyen, sivil ve askeri bürokrat ile fikir ve kanaat önderleri adına)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder