30 Haziran 2016 Perşembe

HABER/MAKALE: Türkiye Cumhuriyetinde Neden ve Niçin bir "TERÖR (ARAŞTIRMA) ENSTİTÜSÜ" yok?.. Yalçın KOÇAK, 18. Dönem Sakarya Milletvekili

TERÖR ENSTİTÜSÜ
Yalçın KOÇAK
Kurulmadı, kurulamaz NİÇİN?
Herhalde terör ve terörizmin bitmemesi istendiği için değil, ya ne için?
“Şimdi bu sorunun cevabını bulursak, işin çoğunu halletmiş olacağız.”
Aklı evvel terimi; iki anlamlı kullanılır biliyorsunuz.
Birisi hakikaten herkesten evvel kavrayan ve çözüme giden yolu bulan kişiye denir.
Eş anlamının manâsı ise tatlı bir argo ile anlatılabilir. Yani, aklı bir hoş, zihni sinir icatları ve buluşları olanlara da söylenir…
İbn-i Haldun ve ondan fikir ve pozisyon çalanlar, Başta Arnold J. Toynbee ile kötü öğrencileri Huntington, Brezinski, Fukuyama, T. Fridman, G. Fuller, bunların hepsi dünya yüzündeki merkezleri tespit etmişler ve oralara “ORTA” tabirini oturtarak siyasal ''National Geografic'' kavramlarını geliştirmişlerdir “Orta Doğu - Orta Asya - Orta Afrika - Orta Amerika, hatta dilim varmasa da Orta Anadolu ”
Ortalığı karıştıran bu arızalı beyinler ve aklı evvel fikir projeleridir.
Arap Baharı, BOP, Genişletilmiş Orta Doğu bunlardan sadece bazılarıydı.
BREXİT ise başka bir boyutta yeni olmayan bir oyun.
            Gelelim Bize; Cemil Çiçek’in Bakanlığı döneminde bir Sivil Toplum Teşekkülümüz çalışıyor. Özal rahmetlinin de rüyası olup, yapamadığını yapıyor ve “Kamu Güvenliği Müsteşarlığı” kuruluyor.
            Devlete karşı işlenen ve işlenecek olan suçların ve suçluların takip edileceği ve istihbarat faaliyetlerinin tek elde toplanıp Analiz edileceği bir Müsteşarlık düzeyinde amir kurum oluşturuluyor. İşlevini yapabildi mi? Hayır. Bürokrat açılım istemiyor. Niye? Tembelliği bir yana, Çapsızlığı, Tab’sızlığı ve Cehaletiyle köylülüğü ortaya çıkacak.
            Küreselleşme, Globalleşme, Dünyayı idare eder gözüken örgütler yetmedi. Ardındakiler: Kara ve Gri para, Uluslararası Ticaret Paktları ve Antlaşmaları, Para ile Finansın ilgisi, Narkotik malzemelerin üretimi pazarı ve tüketimi, Silah Endüstrisi ve İlaç Sanayinin Money üzerinden endirekt ilişkilerini bilmeden, saygın isimlerle kurulmuş Küresel soygun düzeni denilen Ahtapot’un kollarında vantuzlarından salgıladığı medya uyuşturuculuğu ile felç olmuş hafızalarımızla bir kez daha narkozsuz ameliyata alınıyoruz,
            Güler yüzlü Emperyalizmin, başta biz olmak üzere Ulus Devletler üzerinde ki emellerini ve yaptırımlarını bilmeden, okumadan, karşı oyunu sahneye koymadan bize rahat yok, Biline.
            Hasmımızın anlayacağı dilden konuşmalıyız;
            Bunları bilmemiş adamın devlette KPSS sorularıyla 657 ile memur olmaya hakkı yok.
Amir olmaya hiç yok.
Nasıl olacak?
Bunları okutacak bilgilere haiz Akademisyen Hocamızda mı yok; Eyvah ki eyvah! İşte o zaman böyle ciğerlerin yanar. Analarımız daha çok ağlar.
            Benim adamım olsun diye koltuklara oturtulan korkuluk beslemelerle yönetemezsiniz bu ülkeyi. İşte hal, işte pür melal!
            Koltuk verdiğin adam, makamdan kuvvet vakıf, dernek kuruyor. Görev dönemi sonrası Arpalık yapıyor. İşte Aklı evvel kafa, işte köylülük. Ne diyordu İbn-i Haldun “Bedevilik en az üç kuşakta Medeni yani şehirli olur.” Biz bunu Muhacirlik bitmez şeklinde özetlemişken “Yetim kuzudan, Koç olmaz” derken bu hataları üst üste nasıl yapıyoruz anlamak mümkün değil.
            İstihbarat teşkilatımıza ticari şirketler kurabilme konusunda yetki verdik de o şirketleri kim yönetecek? Bari babadan bakkal, manav olsalar da esnaflık kıvraklığına iş okumacılığına, Ticaret geleneklerine sahip olsalar..
Nafile; Benim adamım olsun?
            Değnekçi Terörü, Galerici Terörü, Minibüs Terörü, Motosiklet Terörü, Vale Terörü gibi masum kanun karşıtlığını mazur görerek vatandaşımızı devlete duyulan “Güven” Kriterinden yaraladık.
            Eşkıyalık Terör oldu, siyasallaştı Terörizm oldu.
            Siyasal Terörizm neden var? Niçin var? Sebep, sonuç. Kimin menfaati var? Nemalananlar, Mamalananlar. Neyin ardından ne olmuş, Ekim ayında neler olur? Kışın nerede kalırlar. Yüzlerce sorudan onlarca Akademik Tez konusu çıkarabiliriz.
            Cumhurbaşkanı defalarca yineledi “Teröre karşı birlik olmalıyız” terör örgütü sekiz illegal yapı bize karşı birlik oldu; Legal yapılarımızdan kim, kimler, hangi kuruluşlarımız birlik olmalı. Anlı, şanlı samlarımız (Stratejik Araştırma Merkezleri)’dan çıt yok.
            Biz daha onların gerekçelerini bilmiyoruz. Niye, niçin birlik olmuşlar? Sivillerle ne işleri var? Bu konuları çalışacak bir TERÖR ENSTİTÜ’müz yok, bu şu demektir: Terör ile ilgili elimizde tek merkezde bulabileceğimiz bilgi ve belge yok. Bilgi yok ise, fikir de yoktur.
            Sonuç da. Analiz yapacak datalarımız yoksa izm’lerle  baş edemezsiniz.
            Üzerimize oynanan oyun büyük.
Kimler bu işi yaptırıyor söbelemek istiyorsak, saklandığı çalıya taş atmaya mecburuz.
            Bizde iyi şeyler olurken kim sevinmez?
            a)      Rafiziler
            b)      Doğu ve Güney Doğumuzla hesabı olanlar.
            c)      Türkiye’nin hasta adam psikozundan çıkmasını istemeyenler.
            d)     Yakın gözüken müttefik kisveli arka hesapçılar.
            e)      Büyümemizden rahatsızlık duyanlar.
            f)       Hepsi.
            Terörizmin finansmanını daha yeni yasallaştıran, Uzantılarına bağlılarına, nemalananlarına “MÜSADERE” hukukumuzu çalıştırmayanlara; Devlete karşı cürüm işlemiş teröristin leşini örgütüne verip tören yaptıran, terörist anıt mezarları oluşmasına sebep olan zihniyete ne diyelim??. En masum tabirle Akıl tutulması...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder