30 Temmuz 2015 Perşembe

Dağcılarımız Hasan Dağı'nda ilimizi temsil ettiler

Dağcılarımız (Aksaray) Hasan Dağı'nda ilimizi temsil ettiler
Göksu GÜNAY ve
Koreli Dağcılar
Aksaray Valiliği tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen Hasan Dağı Tırmanış Şenliklerine katılan, Adana Web Yazılım sponsorluğundaki sporcular ve Doğanın Ezgisi grubu, 3268 mt'lik zirveye başarıyla tırmandılar.
AKSARAY VALİSİ ŞEREF ATAKLI
350 dağcının katılım gösterdiği etkinlikte Aksaray Valisi Şeref Ataklı başından sonuna kadar katılımcılarla bizzat ilgilendi. Katılan tüm dağcılar, Atatürk Anıtına çelenk sundu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının söylenmesinin ardından bir konuşma yapan Vali Sayın Şeref Ataklı, Hasandağı'nın Aksaray'ın en önemli simgelerinden birisi olduğunu söyledi. Aksaray'da bulunan yetkililer, ilimiz ve ilçemiz yöneticilerine selamlarını ilettiler.
GÜNEY KORE'Lİ DAĞCILAR
Güney Koreli Dağcılar Yoğun İlgi Gördü:

Köprü İnşaatında çalışan Güney Koreli Mühendisler Doğanın Ezgisi grubu ile birlikte etkinliğe katıldılar. Ülkelerinde sürekli olarak doğa sporları ile uğraşan Jaesoon Shim ve JongIn Choi, Türkiye'ye geldikten sonra Yaşar AYDIN ve Doğanın Ezgisi grubu ile tanıştıklarını, bu sayede bir çok doğal güzelliği gezdiklerini bildirdiler. Aksaray halkı, katılımcılar ve Hasan Dağı'nda bulunan yaylacılar tarafından yoğun ilgi gören  Güney Koreli sporcular sempatiklikleri ile de gönülleri fethettiler. Yöre halkı ve bazı katılımcılar, Güney Koreli sporcular ile anı fotoğraf çektirdiler.
BEŞ SAATTE ZİRVE
26 Temmuz sabahi 04:00 da tırmanışa başlayan sporcularımız; Göksu GÜNAY, Yaşar AYDIN, Neslihan İSKENDER, Birsen DEMİR, Umut İLHAN, Jaesoon Shim, JongIn Choi, Emirhan HAMARAT ve Laura Stoica 5 saatlik zorlu bir tırmanışın ardından saat 09:00'da 3268 mt lik zirveye vardılar. Ekip adına, Adana Web Yazılım Genel Müdürü Göksu GÜNAY'ın katılım belgesini takdim eden Şeref ATAKLI, katılımlarından dolayı Doğanın Ezgisi grubuna ve tüm diğer sporculara teşekkür etti. Aksaray Valiliği tarafından sağlanan zirve dönüşü yemek ikramları ve tebrikler sonrasında Adana Yazılım Hizmetleri sponsorluğundaki ekip, ilimize geri dönüş yaptı. (30.07.2015 16:57:40) Kaynak : www.adanayazilim.web.tr

28 Temmuz 2015 Salı

Yeni Bir ORDU kuruluyor. (Suriye) Birleşik Türkmen Tugayları!..

Ankara'da sürpriz toplantı!
IŞİD’e karşı başlatılan operasyonların ardından Ankara’da sürpriz bir toplantı yapıldı. IŞİD ve Esad’a karşı savaşan 20 Türkmen tugayının temsilcisi MİT’in koordinasyonunda bir araya geldi
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun “Bundan sonra sınırımızda IŞİD'i görmeyeceğiz. Nasıl yapacağımız bizde saklı” açıklamasının ardındaki detayları ortaya çıkmaya başladı. Bu kapsamda, MİT'in koordinasyonunda muhalif Türkmen tugaylar Ankara'da sürpriz bir toplantıda biraraya geldi.
Suriye kuzeyinde ve Halep çevresinde bulunan muhalif Türkmen tugaylar, MİT koordinasyonunda, güvenlik, istihbarat ve askeri birimlerden yetkililerin de katılımıyla geniş kapsamlı bir toplantı düzenledi. Dün başlayan toplantıda ele alınan ağırlıklı konu ise kurulma çalışmalarına hız verilen Birleşik Türkmen Ordusu oldu. Çağrıları “gizli” yapılan toplantıda kurulması planlanan 5 bin kişilik Birleşik Türkmen Ordusu'na son şekli verildi.
YENİ YOL HARİTASI
Yeni Şafak'ın haberine göre; Toplantıya Halep ve Bayır-Bucak bölgesinde Esad ve IŞİD'e karşı savaşan muhalif tugaylardan yaklaşık 20 temsilcinin katıldığı ifade ediliyor. Toplantıya Sultan Murad, Muntasır Billah, Sultan Mehmed gibi etkili tugaylardan temsilcilerin katıldığı ve yeni dönemdeki yol haritasının şekillendirildiği öğrenildi.
EĞİT-DONAT İFLAS ETTİ
ABD öncülüğünde başlatılan eğit-donat projesinin istenen başarıyı göstermemesi üzerine yeni formüller devreye girdi. Bu formüllerin başında ise Ankara'nın destek verdiği Birleşik Türkmen Ordusu olduğu belirtiliyor. Bu ordunun TSK'nın yapacağı sınır ötesi harekatlarda Ankara'yla koordineli olacağı iddia ediliyor. Türkmen Ordusu, IŞİD'den kurtarılacak Türkmen bölgelerinde denetimi ele alacak ve bölgenin nüfus yapısının değiştirilme tehlikesinin de önüne geçecek.
İKİ BÖLGEDE KONUŞLU
Kurulma çalışmalarında son noktaya gelinen Birleşik Türkmen Ordusu, 2 bölge odaklı şekillendirilecek. Ordunun Bayır-Bucak yapılandırması geçtiğimiz hafta tamamlandı ve Ahmet Arnavut Genel Komutan olarak tayin edildi. 2. Sahil Tümen Komutanı Teğmen Tarık Solak,
Dış İlişkiler Sorumlusu Başşar Molla, saha komutanları ise Ömer Abdullah ve Adil Orli oldu.
HALEP'TE TEK ÇATIDA
Halep bölgesinde ise en büyük üç tugay başta olmak üzere mahalli Türkmen birliklerle beraber diğer grupların da Sultan Murad Tümeni adı altında toplanması bekleniyor. Dün Ankara'da başlayan toplantıda ordunun görev dağılımının tesbiti bekleniyor. Birleşik Türkmen Ordusu'nun Türkmen Dağı'nda büyük bir gövde gösterisiyle tüm dünyaya ilan edileceği öğrenildi. Türkmen Ordusu'nun Suriye içinde ve dışında yaşayan Türkmenlere “vatanınızı savunun” çağrısında bulunacağı da belirtiliyor.
İLK HEDEF LAZKİYE
Ordunun, Bayır-Bucak bölgesinde mevzilendireceği tümen ise diğer muhalif ordularla birlikte Esad'ın kalesi Lazkiye'yi hedefliyor. Ordunun öncelikli hedeflerinden biri olarak Lazkiye sahil yolunun Esad ve İran unsurlarından temizlenmesi ve Lazkiye'ye gidecek yolun açılması gösteriliyor.

23 Temmuz 2015 Perşembe

Devletin kılcal damarlarına kadar giren yapı PKK ile işbirliği yapıyor!...

Emniyet Müdürü'nden törene damga vuran ve "devlet içindeki ihaneti" işaret eden sözler...
2 şehit Polis için düzenlenen törende konuşan Şanlı Urfa İl Emniyet Müdürü Eyüp PINARBAŞI, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Devlet kurumları içine sızan paralel çete ile terör örgütünün iş birliği yaptığını vurgulayan Pınarbaşı, paralel çetenin, Emniyet'in istihbarat faaliyetlerini engellenmeye çalıştığını belirtti.
Ceylanpınar'daki evlerinde PKK'nın alçak saldırısıyla öldürülen iki Polis için Şanlı Urfa Emniyet Müdürlüğü'nde tören düzenlendi. Törende konuşan Şanlıurfa İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, devletin kılcal damarlarına kadar giren yapının PKK ile işbirliği yaptığını söyledi.
Pınarbaşı, sözlerine ilk olarak, "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bu toprakları bize vatan eğlerken şehadet şerbeti içerek şehitler kervanın katılanlara iki meslektaşımızı daha uğurlamak için buradayız" diyerek başladı
"DEFALARCA TEZGÂHLANAN KANLI OLAYLARDAN BİRİ"
PKK'nın polisleri kahpece şehit ettiğini söyleyen Pınarbaşı, "Devletimizin bekası milletimizin birlik ve bütünlüğünü bozmak için daha önce defalarca tezgâhlanan kanlı olaylardan biriyle daha karşı karşıyayız. 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli'nde katledilenlerin intikamını almak için 3 gün sonra Başbağlar Köyü'ndeki masum insanları hunharca katleden barış ve kardeşlik maskesi arkasına gizlenmiş odaklar, Suruç'ta katlettirdikleri vatandaşlarımızın intikamını almak iddiasıyla Ceylanpınar'da istirahat halinde olan, vatanına hizmet başka gayesi olmayan iki meslektaşımızı kahpece şehit edilmişlerdir" dedi.
"TEŞKİLATIMIZIN KILCALLARINA GİREN ÖRGÜTLE KOL KOLA..."
Türk Polis Teşkilatı'na sızan yapının abilerinden aldığı talimatla hareket ettiğini belirten Pınarbaşı, "Maalesef son yıllarda kanla beslenen ancak barış ve kardeşlik sözünü dillerinde düşürmeyen bu odaklar, devletimizin tüm kurumlarına ve teşkilatımızın kılcallarına giren örgütle kol kola girerek ihanet sarmalını genişletmişlerdir. Bu örgütün teşkilatımızın içine sızdırdığı uzantıları kullanarak istihbarat faaliyetleri zafiyete uğratılmaya çalışılmıştır. İlimizin plaka tanıma sistemi abilerinden aldığı talimatla kapatılarak asayiş ve terör olayları tırmandırılmaya çalışılmıştır" ifadelerini kullandı.
Pınarbaşı, son olarak şunları söyledi:
"PERSONELİMİZ HEDEF YAPILMIŞTIR"
"Bu örgüt tarafından Suruç'taki terör saldırı fırsat bilinerek istihbarat ve terörle mücadele birimlerini başında gecesinin gündüzüne katarak cansiparane çalışan personelimiz, gazete ve televizyonlarda isimleri zikredilerek hedef yapılmıştır. Bununla neyi amaçladıklarını gayet iyi biliyoruz. Bütün bunalar rağmen devletimizsin ve milletimiz bakası için son dönemde kol kola giren bu örgütlerle şehit versek de mücadeleyi sürdüreceğiz. Şehitlerimizin kanını yerde kalmayacağını timsah gözyaşları döken herkes görecek. Bundan şehitlerimizin aileleri dahil kimsenin şüphesi olmasın."
***
Yoruma gerek yok!..
İhanetler ve ihanet eden HAİNLER her gün biraz daha ortaya çıkmaktadır. Allah vatanına ve milletine ihanet eden küffar kullarını helak etmek için devletimize güç ve kudret ihsan eyler inşallah. A.D.Şimşek

22 Temmuz 2015 Çarşamba

Türkiye Harp Malülü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kayseri Şube Başkanlığı

TÜRKİYE
HARP MALÜLÜ GAZİLER ŞEHİT DUL VE YETİMLERİ DERNEĞİ KAYSERİ ŞUBE BAŞKANLIĞI
Tacettin Veli Mahallesi Lalezade Caddesi. No: 3 (Kiçikapı Meydanı)
Melikgazi / KAYSERİ
Bu hain terör saldırısını, şiddetle ve nefretle kınıyorum!... 
            Sayın Basın Mensupları
            Vatanımız ve milletimizin bölünmez bütünlüğü için kahramanca mücadele ederken Adıyaman’da terör örgütünün hain tuzağından acılan ateş sonucu hemşerimiz Müsellim ÜNAL şehit olmuş iki askerimizde yaralanmıştır. Şehidimize ALLAH tan rahmet Kederli ailesine yakınlarına ve Türk milletine baş sağlığı, yaralı askerlerimize acil şifalar dilerim. Bu hain terör saldırısını şiddet ve nefretle kınıyorum. Aldığımız bu acı haber biz şehit ailelerini ve gazileri derinden yaralamıştır. Haddini aşan bu hainlerin şımarık ve had bilmez tutumlarına karşı yetkililerin bir an önce bu vatan hainlerine hadlerinin bildirilmesini istiyoruz.
Aynı zamanda bu gün sabah Şanlıurfa Ceylanpınar da iki vatan evladı polis memurumuzun evlerinde vurularak şehit edildiklerini öğrendik.Şehit polislerimize Allah tan rahmet, ailelerine yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Vatan evlatlarına kıyan bu canilerin bir an önce yakalanarak cezalandırılmalarını istiyoruz.
            Birileri çıkıyor basın önünde kardeşlikten, barıştan, demokrasiden, insan haklarından bahsediyor. Madem barış istiyorsunuz neden askerimize polisimize kurşun sıkıyor, neden askerimizi polisimizi masum insanlarımızı şehit ediyor, gencecik kızlarımızı yakıyor, eşinin yanın da pazarda alış veriş yaparken haince kalleşçe askerimize kurşun sıkıyorsunuz. Sizlerin barış kardeşlik anlayışı insanları öldürmek, yol kesmek, araç yakmak, vatandaşın canına malına kastetmek, masum insanları kaçırmak ve öldürmek mi? Sizlerin barış anlayışı insanların sokağa dökülmeleri için çağrı yapıp, kaos yaratmak mı?
             Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, birileri ülkemizi bölmek parçalamak istiyorlar. Bunlara karşı milletçe dimdik ayakta durup, bizleri bir birimize düşürmek isteyen hainlerin oyunlarına gelmemeliyiz. Terörün bitmesi için herkes taşın altına elini koymalı, kanun ve yasalar çerçevesinde polisimizin askerimizin yetkileri artırılmalı, ülkemizi bölmek ve parçalamak isteyenlerin yaptıkları yanlarına bırakılmamalıdır.
Şanlıurfa/Suruç da yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor faillerinin bir an önce yakalanarak Türk adaletine teslim edilmesini istiyoruz.
Saygılarımızla, 22.07.2015
                                                       Süleyman ÖZDEMİR, Başkan Yardımcısı 

21 Temmuz 2015 Salı

Suruç'ta korkunç patlama; Katliam ve Kan!...

Suruç'ta korkunç patlama!...
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde korkunç saldırı... 
Bildiri okuyanların arasına giren canlı bomba katliam yaptı, adeta can pazarı yaşandı. Canlı bombanın kadın olabileceği iddiaları da var.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada ölü sayısının 31'e yükseldiğini söyledi. Saldırıda yaşamını yitirenlerin isimleri de belli olmaya başladı.
Şanlıurfa Suruç İlçesi'ndeki Amara Kültür Merkezi önündeki bahçede saat 11.45 sularında büyük bir patlama meydana geldi. Canlı bomba saldırısının ardından bölgeye çok sayıda ambulans sevk edildi. Son açıklamalara göre saldırıda 31 kişi hayatını kaybetti. Yaşamını yitirenlerden en az 10'unun kadın olduğu belirtiliyor. Katliamda 23 kişinin olay yerinde, 6 kişinin Suruç Devlet Hastanesi'nde, 1 kişinin de Şanlıurfa Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybettiği öğrenildi. Saldırıda 104 kişi de yaralandı. 74 kişi hastaneye kaldırılacak derecede yaralıydı. Hastaneye götürülenlerden 31 kişi taburcu edildi. 43 yaralı hastanede. 10 kişi ameliyat halinde. Bu arada olay yeri güvenlik kordonuna alınırken, patlamayla ilgili soruşturmayı 4 savcı birden yürütüyor
BASIN TOPLANTISI YAPARKEN
Kobani'ye geçmek için dün İstanbul'dan Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine giden Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi 300 genç Amara Kültür Merkezi'nde konaklıyordu. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu mensuplarının ’Kobani’nin yeniden inşası’ konusunda basın açıklaması sırasında büyük bir patlama yaşandı. Canlı bombanın grubun arasına girip kendisini patlattığı sanılıyor.
.İŞTE PATLAMA ANI
YAŞAMINI YİTİRENLER...
Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Şanlıurfa'nın Suruç  ilçesinde ölen ve yaralananlardan bazılarının isimlerini açıkladı. Partiden yapılan açıklamada, saldırıda Koray Çapoğlu, Hatice Ezgi  Saadet, Cebrail Günebakan, Uğur Özkan, Nurten Kılıç, Veysel Özdemir, Nazegül  Boyraz, Kasım Dedizem, Alper Sapan, Okan Pirinç ve Ferdane Kılıç'ın hayatını  kaybettiği belirtildi. Açıklamada, Suruç Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralıların  isimlerine de yer verildi. Yaralıların isimlerinin, Fethi Aydın, İbrahim Halil Nağaz, Ömer Bal,  Güneş Erzurumlu, Efe Çatalbaş, Hüseyin Doğan, Zafer Aydın, Leyla Kılıç, Yasin Can  Uç, Ali Deniz Esen, Levent Akhan, İnan Söker, İlke Başak Baydar, Muhammed Sezgek,  İhsan Oğuzcan Yüzgeç, Özlem Tunç, Sebahattin Pişkinbaş, Volkan Uyar, Seyit Cem  Çakmak, Erkut Küçükşahin, Mehmet Şimşek, Güney Alvanoğlu, Ferhat Akyüz ve Sezgin  Dağ olduğu bildirildi. 
KURTULMUŞ SON DURUMU AÇIKLADI
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Suruç'taki saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının 31'e yükseldiğini açıkladı Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Olay yerinden 104 vatandaşımız hastanelere ulaştırıldı. 30 kişi hayatını kaybetmişti. Akşam saatlerinde bir yurttaşımız daha öldü. 31 vatandaşımızı kaybettik" dedi.
CENAZELER GAZİANTEP'TE
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki patlama sonucu olay  yerinde hayatını kaybedenlerin cenazeleri, incelemenin ardından otopsi için Gaziantep Adli Tıp Kurumuna getirildi. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen 3 savcı  patlamanın meydana geldiği kültür merkezi bahçesinde yaklaşık 5 saat süren  incelemelerin ardından tabutlar cenaze araçlarıyla konvoy halinde Gaziantep'e getirildi. Bazı vatandaşların da araçlarıyla eşlik ettiği konvoy,  Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolunu takip ederek kente ulaştı. Gaziantep Asri  Mezarlığındaki morga alınan cenazeler, ikişerli gruplar halinde Gaziantep Adli  Tıp Kurumu'na getirildi. Cenazelerin adli tıp kurumuna getirilişi sırasında,  çevredeki vatandaşlar çeşitli sloganlar attı. İşlemleri tamamlanan cenazelerin yarın sabah ailelerinde sahiplerine  teslim edileceği öğrenildi. Öte yandan, HDP Gaziantep il teşkilatı tarafından  adli tıp kurumu önünde cenaze yakınlarına yardımcı olabilmek için kriz masası  oluşturuldu. 
VALİ: CANLI BOMBA...
Bugün saldırıdan sonra Şanlıurfa Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, İl Jandarma Komutanı Albay Selman Kömürcü de patlama yerine gelerek çalışmalar hakkında bilgiler aldı.  Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, Suruç’taki patlamanın canlı bomba olduğunu kesinleştirdiklerini söyledi. Vali Küçük, şöyle dedi:
"Derin üzüntü içerisindeyim. Bu terörü lanetle kınıyorum. Vefat eden kardeşlerime Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Canlı bomba olduğunu kesinleştirdik. Bütün yaralılar sağlık kuruluşları ile hastanelere nakledildi onu ifade edebilirim. Canlı bomba ama 18 yaşında mıdır? Yaşı nedir, ne değildir onu henüz ekiplerimiz, güvenlik güçlerimiz tespit için uğraşıyor. Olay çok taze. Kimdir, kimliği hedir, onun hakkında henüz bir bilgimiz yok. Olay yeri inceleme ekibi ve pek çok güvenlik kuvveti, o araştırmayı yapıyor ve netice alacaklar. Netice alınca da kamuoyuyla paylaşacağız." Patlamayla ilgili henüz gözaltı olmadığının bilgisini de paylaşan Vali Küçük, şunları söyledi: "Suruç’a giriş ve çıkışlar vatandaşlarımızın güvenliği için, infiale karşılık kontrol altında. Her türlü provokasyona karşı da vatandaşlarımız uyanık olmalı. Orada güvenlik kuvveti olarak sayıca yeterliyiz. Her türlü tedbiri aldık. Henüz gözaltı yok. Yani olayla ilgili ekiplerimizin incelemesi yeni başladı, gelişmelerden bilgi vereceğiz. Şunu ifade edeyim, devletimiz bütün unsurlarıyla, kuvvetleriyle bölgededir. Yani bütün güvenlik kuvvetleri, jandarmamız arazide, polisimiz hepsi tedbir almıştır.  Daha sonra da tabi hükümetimizin sayın bakanları teşrif edecektir. Şu anda bir infial yok. Suruç’ta hepimiz çok üzgünüz."
ANKARA'DA KRİZ MASASI KURULDU
Korkunç saldırı sonrası Başbakanlıkta kriz masası kuruldu. Olayı yakından takip eden Başbakan Davutoğlu ilk bilgileri Bakan Sabahattin Öztürk'ten aldı. Davutoğlu'nun talimatı üzerine Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Sabahattin Öztürk ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bölgeye gitti. 
PATLAMADAN SONRA İLK GÖRÜNTÜLER
PARÇA TESİRLİ BOMBA
Patlamaya parça tesirli bombanın yol açtığı belirtiliyor. Patlamanın bahçenin girişinde gerçekleştiği öğrenildi.  Saldırıya bir canlı bombanın yol açmış olduğu ihtimali de değerlendiriliyor.
PATLAMA YERİNDE KARGAŞA
Patlamanın şiddetiyle bölgeye akın eden çok sayıda vatandaş, kurtarma çalışmalarının güçlükle sürdürülmesine yolaçtı. Bu nedenle polis bölgede toplananları uzaklaştırmak için büyük çaba harcıyor. Şanlıurfa kent merkezinden de ilçeye takviye polis ekipleri sevkedildi. Çevre il ve ilçelerden ambulanslar bölgeye gönderilirken, Diyarbakır’dan da ambulans helikopter ilçeye sevkedildi. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu öncülüğünde yaklaşık 300 kişi bu sabah 09.00 sıralarında Amara Kültür Merkezi bahçesinde toplandı. Burada toplu kahvaltı yapan grup, basın toplantısının ardından saat 12.00 sıralarında, Suruç’un karşısında bulunan Suriye’nin Kobani kentine gitmek üzere, sadece özen izinle geçiş yapılan Mürşitpınar Sınır Kapısı’na doğru yürüyüşe geçmeyi planladıkları ifade edildi. Güneş anlamına gelen Amara Kültür Merkezi, DBP’li Belediye öncülüğünde ilçe halkının desteğiyle kuruldu. Burada el işi ve beceri kursları düzenlenip toplantılar yapılıyor.
CHP VE HDP HEYETİ SURUÇ'TA
Suruç'ta meydana gelen canlı bomba patlamasının ardından CHP ve HDP'li milletvekilleri Amara Kültür Merkezinde incelemede bulundu. Suruç Amara Kültür Merkezi'ne gelen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve beraberindeki milletvekilleri incelemelerde bulunarak yetkililerden bilgi aldı. Saldırıyı kınayan Yüksekdağ, sorumluların biran önce yakalanmasını istedi. CHP'den ise Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu başkanlığındaki 13 milletvekili de Suruç'a gelerek patlamanın olduğu yerde incelemelerde bulundu.

15 Temmuz 2015 Çarşamba

FLAŞ!.. FLAŞ!.. Halûk Tarcan (CNRS)'dan "ÇOK ÖNEMLİ" bir haber...

Aydın'lara(MÜNEVVER'LERE; KANAAT ÖNDERLERİNE) Bayram Hediyesi 
Halûk Tarcan (CNRS)
Büyük ve rahmetli bilimsel araştırmacımız Servet Somuncuoğlu, Çin’den izmir’e kadar çizilecek bir çizginin kuzey ve güneyinde yer alan ülkelerde 150.000 kilometre  katetmiş, bunun için 4 yılını harcamış ve 1 milyon kaya üstü resim tespit etmiş, bulundukları yerlerde ilk incelemelerini yapmış, hepsinin resimlerini çekmiştir.
Genelde at üstünde, bazen de ancak yürüyerek yapılan bu ölçüsüz değerdeki çalışma düşünülebilecek çeşitli zorlukları beraberinde getirmiştir:
Derin uçurumların  kenarındaki sicim kadar yoldan dolanmak, her an atın ayağının kayabilmesi ihtimali, taş yuvarlanması, bazen bele kadar buz gibi su içinde ilerlemek, şelalelerin altından geçmek, kar tipisi ya da bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında, uyku tulumunda uyumaya gayret etmek…ya da tam tersi, Gobi cehenneminde bir ateş gibi parlayan güneş altında  ilerlemek…suyu idareli kullanmak…ilk menbaa kadar yolu şaşırmamak …
Karanlık ormanlara dalmak, her an bir hayvanla karşılaşmak ya da bataklığa saplanmak…Kısacası,  “dile benden, zorluk için, ne dilersin” şartlarında hayatından 4 yılını vermiştir… Ve  sonunda …
Tüm dünya tarihini alt üst edecek, Türk tarih ve kültürünü gerektiği yere yerleştirecek olan bulguları meydana çıkarmış olan Servet Somuncuoğlu’nun kalbi daha fazla dayanamadı …durdu … inanamadım, inanamadık! …Bazı hallerde kişinin, Tanrı’nın adaletine inanamayacağı geliyor, işte, o an bu andır! 
Araştırmalarını coşkuyla yapıyordu…Kaya resmi deyince Ön-Türk kültürü araştırmalarına çağrı yaptığı ve akademisyenlerimiz “itibar” etmedikleri için  kendisini dinleyecek bir akademisyen bulamamıştı.
Bir gün kapı çaldı, açtım, bir kişi elini uzattı, kendini takdim etti, “Ben,  Servet Somuncuoğlu”  ve “Beni ancak siz anlayabilirsiniz, izin verin de gireyim…”dedi. Bu heyecanlı kişiyi buyur ettim…  
Hemen sözüne “inanamazsınız, hocam” diye başlayarak, son araştırmalarını yaptığı Saymalıtaş hakkında konuşmaya koyuldu…Konuşuyor konuşuyor ... Sonra durup yeniden başlıyor “inanamazsınız, hocam” diyerek gördüğü  üstün güzellik ve üstün değerler hakkında gittikçe coşuyordu.
Ben soru sordukça çok mutlu oluyor, ileriye doğru uzanı, “inanamazsınız, hocam”la çok detaylı cevaplar veriyordu. 
Vefatına kadar üç büyük cilt yayın yapmıştı; bir gün, üçünü de kucaklamış, bana getirmişti. “Hocam, bunlar sizin. İstediğiniz gibi kullanın” dedi. Kitapları masanın üstüne bıraktı…Ne kadar mutlu olduğumu takdir edersiniz …Kitapları özet çıkararak  öğrenmeye, sahifeleri didik didik etmeye  devam ediyorum.. Fakat o kadar dolu bilgi var ki…Henüz  hepsini tamamlayamadım…Ağır ve sindire sindire gidiyorum.
Eserlerini halkın ölçüsüyle ölçersek, kitapların her biri “beş parmak” kalınlığında ve  “bir koltuk altı” genişliğindedir: 
·  TAŞTAKİ TÜRKLER,
·  SAYMALITAŞ
·  DAMGALARIN GÖÇÜ…
 Göbeklitepe heyecanıyla, tarih fukarası Batı’nın sahip çıkmak istediği Güney Anadolu’daki bu esere “tarihteki ilk tapınak” sıfatı verilmişti.
Hemen Servet Somuncuoğl’na yazdım ve sordum, yol üstünde görmüş olduğu bir ya da birkaç tapınak var mıydı?..
Cevabını aşağıya alıyorum:
Saygıdeğer Hocam,
El vurulmamış bir "Antik Dönem Türk Arkeolojisi" ve yine el değmemiş "Gök Tanrı Dininin Mabedleri" varken, bugüne kadar görmezden gelinirken biraz daha atsınlar bakalım. Çok yakında göreceklerdir, hem de gık diyemiyecekler. Beş kitap birden çıkacak, ayrıca Anlatımlı 25 DVD ve ekinde 2500 fotoğraf kamunun kullanımına açık olarak yer alacak.
Az daha sabır hocam.
Tarihlemeler konusunda kesin bir şey yok. Bizde de mezarlar dışında anıt alanlar var. Meselâ Saymalı Taş bir anıt alan.
En eski mezar ve kaya resmi alanı Rusların Tanıklığı ile Lena Kaya Resimleri, orada anıt mezar da var. M.Ö. 14 bin. Kendi kanaatimce bu da tartışmalı. Gayretleriniz için sizi yürekten kutluyor ve teşekkür ediyorum ama kendi adıma biraz daha sabır diyorum.
Selam ve saygılarımla...
***
Bu satırları okuyup üzülmenin üstünde üzülmemenin imkânı yok.. Ne olur bir kaç ay daha yaşasaydı, eserini tamamlasaydı, başarısının takdir edildiğini görseydi ?..
5 kitap ?... 25 DVD  ?....ve halka açık 2500 foto ?...ne muazzam bir zenginlik ve ne zengin bilgiler; Somuncuoğlu'nun bitiremediklerini, yetişmesinde büyük emekleri olan değerli asistanı Selda Serin'in sonuçlandırması bekleniyor. 
Servet Somuncuoğlu’nun  kitaplarını yakından tanıyalım: 
1. Sibirya’dan Anadolu’ya  TAŞTAKİ TÜRKLER
    From Siberia to Anatolia   THE TURKS ON THE ROCK  İngilizce metin
6  Bölüm: Rusya, Moğolistan, Karabalgasun, Altay Özerk Bölgesi, Hakasya 
    Bölgesi, Tuva Bölgesi.
   A cultural service of A/Z YAPI’nın kültür hizmetidir    info@azyapi.com
2. SAYMALITAŞ  Gökyüzü atları, SAİMALUU – TASH  Sky Horses     İngilizce metin
11 bölüm: Saymalıtaş, Türklerin bilinçaltı, kutsal dağlara yolculuğun öyküsü, imgelerin dünyasında, tabiat taklidi resimler, insan tabiat ilişikisi, insan inanç kozmolojisi, karmaşık panolar, soyut-somut karma resimler, stilize resimler,  resimler ve damgalar.
Biz  burada Saymalıtaş’ın özel değerini açığa çıkarmak için kısa bir ilâvede bulunuyoruz:
· Tacikistan Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Anton Ranov,  uzun yıllar süren araştırmaları sonucu  (Decouverte des Civilsations d’Asie centrale, les Dossiers d’Archéologie No.185 Septembre 1993)
· Evrensel Uygarlıkların Himalâyalarda Qara-Tau mağarasında  milyon yılda başladığını ortaya koymuş , Qara-Tau’lı  Orta Asya kişisinin 100’er binlik dilimler halinde gelişmesiyle bu kültür, Himalayaların dibindeki Kırgızistan’a yayılmış,  oradan kuzeye yoluna devam etmiş, Yakutlar’a kadar tırmanmış
· Saymalıtaş vadisine yoğunlaşmış,  yazıyı icat etmiş… 14 bin yıldan beri Türk olmuş olan Orta Asya kişisi burada, tekerleği icat etmiş, at, dağ keçisi ve köpeği evcilleştirmiş, at kültürü  oluşturmuş  ve tekerlekli sabanla ziraat yapmıştır. Bu nedenle Saymalıtaş’a
· Evrensel uygarlıkların çatısı diyebiliriz. 
A cultural Service of A/Z YAPI’nın kültür hizmetidir    info@azyapi.com 
3.DAMGALARIN GÖÇÜ    Ankara  Ankara Güdül. Güdül Kaya  Resimleri
THE MIGRATION  OF TAMGA / STAMP – KURGAN   Ankara Güdül Rock Engraving      İngilizce metin; 14 bölüm: Damgaların Göçü – Keşif macerası, Atlas Yazıları, Danışmanların Görüşleri, Delikli kaya, Gölgeli dere, Yandaklı dere,Yıkılan kaya , Asmalı yatak, Kabaoyuk, Satoğlu kayası, Derin vadi, Pirveli, Antilköy (son mezarlık), Adalı Kuzu köyü,  Kirmir kanyonu. Ve  sadece Ankara Güdül’deki 5.000 kaya resminin de ilâvesi  gerekmektedir.
Bu her yöne serpilmiş kaya resimleri ve aralarındaki yazıtlar, Anadolu’nun tapusunun bize  ait olduğunu gösterir;Ön-Atalarımızın imzalarıdır. Ön-Atalarımızın M.Ö.13 binde Doğu Anadolu’ya yerleşip (Prof.A.Erzen, Doğu Anadolu ve Urartular, 1984 TTK. Ank.) Antalya’ya, Beldibi mağarasına  kadar yayıldıkları düşünülürse… 
A cultural Service of A/Z YAPI’nın kültür hizmetidir    info@azyapi.com 
Bayramda bu ciltlerden birinin, büyük bir hediye olarak verilmesi düşünülebilir! Düşünülmelidir! Özellikle şirketler bu yayınlardan birini ya da bir kaçını hediye edebilirler. İmkânı olanlar liseli gençlere, tüm yaşamları boyunca başvuracakları ve kendi öz kültürümüz konusunda temeli oluşturan bu eserleri armağan etmelidirler. Bu düşünce her yaş için geçerlidir. 
Kaya resimleri ve aralarına serpilmiş Kaya Yazıtları ile Sibirya’dan Anadolu’ya kadar sonsuz alanda, Evrensel Uygarlıkların kökenindeki İLK’leri  vermiş olan atalarının  kültürünü ortaya koymak için canını hiçe sayan  Servet Somuncuoğlu’nu bir kere daha minnetle, saygıyla anıyoruz. Ruhu Şâd Olsun!.
Halûk Tarcan (CNRS)

11 Temmuz 2015 Cumartesi

RTE'nin; "Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylarla ilgili Doğu Türkistan" açıklaması

Erdoğan'dan Doğu Türkistan açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Erdoğan: “Bu rakamlar siyasi ve diplomatik gücü resmediyor..!”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylarla ilgili, “Medyada dolaşan önemli bir bölümü de yalan veya yanlış olan görüntüler ve haberler bu duyarlılığı istismara açık hale getirdi. İstanbul’da küçükte olsa asla görmek istemediğimiz, asla tasvip etmediğimiz hadiseler yaşandı. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki Türkiye tüm soydaşları ve kardeşleri gibi Çin’deki Uygur Türklerinin de sonuna kadar yanındadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyükelçilerle iftar programında bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen iftar programında yabancı misyon temsilcilerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak bütün Avrupa ülkeleriyle ilişkileri daha ileriye götürmek, güçlendirmek ve zenginleştirmek arzu iradesine sahip olduklarını ifade etti.
AB ile tesis edilen çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesinin ve durgunluk içindeki müzakere sürecinin canlandırılması tüm tarafların çıkarına olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bakımdan yeni fasılların açılmasına ve üyelik sürecinin hızlandırılmasına büyük önem atfediyoruz. Diğer yandan AB ve ABD’de ırkçı ve Müslüman karşıtı tutumlarda gördüğümüz artış eğilimi bizi derin bir endişeye sevk ediyor. Avrupa ülkelerini büyük bir bölümünde Müslüman toplulukların çoğunluğunu yada önemli bir bölümü Türkler oluşturuyor. Dolayısıyla Türkler islamafobiden en çok etkilenen kesimlerin başında geliyor. Bir çok Avrupa demokrasisinde artık açık bir tehlike haline gelen popülist aşırıcı sağcı partiler hepimiz için kaygı vereci bir unsurdur. Bu gelişmelerin önüne geçebilmek için okullarda Avrupalı ve ABD’li genç nesillere Türkler, İslamiyet, Müslümanlar ve göçmen topluluklar hakkında objektif bilgiler verilmelidir” diye konuştu.
“ORTAK TARİH KOMİSYONU ÖNERİMİZ GEÇERLİLİĞİNİ HALEN KORUYOR”
Bu sorunla birlikte mücadele edilmesinin ve ortak bir çaba sergilenmesi gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı Ermenilerin 1. Dünya Savaşı’nın olağan dışı koşullarında yaşadıkları acıları paylaştıklarını çeşitli vesilelerle dünyaya ilan ettiklerini kaydetti.
Türkiye 1915 olayları konusunda yapılacak akademik çalışmaları tüm arşiv belgelerini açarak her türlü desteği vermeye kararlı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ortak tarih komisyonu önerimiz geçerliliğini halen koruyor. Buna rağmen son dönemde yaşanan gelişmeler konunu tarihi bir mesele olmaktan çıktığına aşırı derece siyasallaştığına işaret ediyor, Türkiye kültürler, inançlar ve medeniyetler arasında uyum, huzur ve dostluk için büyük bir gayretle çalışmıştır, çalışmaya da devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE ÇİN’DEKİ 'DOĞU TÜRKİSTAN' SİNCAN - UYGUR TÜRKLERİNİN DE SONUNA KADAR YANINDADIR”
Konuşmasında paralel yapıyla ilgili açıklamalarda da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 2 yıldır paralel devlet yapılanması diye atlandırdığımız legal görünümün altında illegal faaliyetler yürüten bir örgütle mücadele içerisindeyiz. Fakat burada son günlerdeki bir gelişmesi özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu ay sonu itibariyle bir Çin seyahatim söz konusu ve bu Çin seyahati öncesinde özellikle ülkemizdeki gelişmeler manidardır. Bunu burada siz değerli diplomatlarımızla bu akşam paylaşmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak dünyanın her köşesinde bizim soydaşlarımız var. Balkanlar Orta Asya’ya, Kırım’dan Kuzey Afrika’ya her bölgede bütün yaşanan hadiseler bizi doğrudan ilgilendiriyor. Bu çerçevede Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan kardeşlerimize baskı yapıldığı iddiaları kamuoyumuzda hassasiyetlere yol açtı. Bilhassa medyada dolaşan önemli bir bölümü de yalan veya yanlış olan görüntüler ve haberler bu duyarlılığı istismara açık hale getirdi. İstanbul’da küçükte olsa asla görmek istemediğimiz, asla tasvip etmediğimiz hadiseler yaşandı. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki Türkiye tüm soydaşları ve kardeşleri gibi Çin’deki Uygur Türklerinin de sonuna kadar yanındadır. Uygur Özer Bölgesi’nde yaşayan kardeşlerimizle ilgili sıkıntıları en üst düzeyde dile getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz. Dışişleri Bakanlığımız konuyla ilgili hassasiyetimizi Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi’ne iletti. Biz de ay sonunda yapacağımız Çin ziyaretimizde meseleye muhataplarımızın dikkatine getireceğiz. İstanbul’da yaşanan provokatif olaylar ne bizim misafirperverliğimize yakışır ne de Uygur kardeşlerimizin dertlerine derman olur. Bu konuda ülkemiz kamuoyunu dikkatli çağırıyor, provokatörlerin oyununa gelinmemesini rica ediyorum. Ülkemize iş için gezmek için, yaşamak için gelen Doğu Asyalı tüm misafirlerimizin can ve mal güvenliği bizim namusumuzdur. Bu insanlara zarar veren herkes milletimizin en kadim töresi olan misafirperverliğine ihanet etmiş demektir. Güvenlik güçlerinin de bu konuda çok daha dikkatli, çok daha hassas olacaklarına inanıyorum.”
“BU KARANLIK ÖRGÜTLE MÜCADELEMİZDE SİZ DOSTLARIMIZI YANIMIZDA GÖRMEK İSTİYORUZ”
Yaklaşık paralel devlet yapılanması diye adlandırılan ulusal güvenliği tehdit eden örgütlerden birisiyle de mücadele içerisin de olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu örgüt 40 yıldır kendisin gizleyerek devletin kritik noktalarını sızmış, milletimizin iyi niyetini istismar etmiş, son derece karmaşık bir yapıdır. Devletin meşru hiyerarşisi dışında örgütlenen bu yapı son yıllarda milli kurumlarımızı çok ciddi zararlar vermiştir. Faaliyetlerini okul, dernek, vakıf gibi kuruluşlar arkasına gizleyerek yürüten paralel yapı 2013 yılı sonunda hükümeti hedef alan darbe girişimi sonrasında deşifre oldu. Büyük bir titizlikle devam eden idari ve hukuki süreçler bu yapının gerçek yüzünün hem devletimiz hem de milletimiz nezdinde görülmesini sağladı. Artık bu yapıyla ilgili ve ilişkili kuruluş ve şahısların milletimizin nazarında hiçbir itibarı ve meşruiyeti kalmadı. Bu yapının mensupları gayri meşru yöntemlerle elde ettikleri bilgileri çarpıtarak dünyanın her yerinde ülkemiz aleyhinde bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Avrupa’dan ABD’ye Afrika ülkelerine kadar bunu yapıyorlar. 40 yıllık bir hazırlıktır bu. Bu karanlık örgütle mücadelemizde siz dostlarımızı yanımızda görmek istiyoruz. Artık Milli Güvenlik Siyaset Belgesi içerisinde de bu örgüt yerini almıştır. İfade şudur, ‘ulusal güvenliğimiz tehdit eden legal görünümüm altındaki illegal örgütler.’ Bu da bu örgütlerden bir tanesidir. Dünyamız zor bir dönemden geçiyor. Savaşlar, terörizmin, aşırı hareketler, etnik ve mezhebi çatışmalar, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı, göç, ırkçılık, kadına yönelik şiddet, küresel ısınma, çevre kirlenmesi ve benzeri sorunlar kürsel nitelik arz ediyor. Küresel sorunlarla baş edebilmek için küresel bir bakış açışına ve siyasi kararlığa ihtiyacımız var. Daha güzel, daha barışçıl ve müreffeh bir dünya kurmak elbette mümkündür. Böyle bir dünya için mücadele etmek hepimizin ortak siyasi ve ahlaki görevidir” şeklinde konuştu.
“ELÇİLERE RTE İMZALI KRAVAT HEDİYE EDİLDİ”
Suudi Arabistan’ın Dışişleri Bakanı Suud El Faysal vefat etmesi dolayısıyla Allah’tan kendisine rahmet dilediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecek hafta idrak edilecek Ramazan Bayramı’nı şimdiden kutluyor, tüm insanlık, İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Çıkışta eşimle beraber teker teker sizleri uğurlayacağız. Hanımefendilere birer fular hediyemiz olacak. Beyefendilere birer arkasında imzam olan kravatım hediye edilecektir” dedi.

10 Temmuz 2015 Cuma

Emekli maaşlarının erken (!) verilebileceği açıklandı...

Emekliye iane (erken maaş, fitre ve sadaka) müjdesi!?...
8.9 milyon SSK ve Bağ-Kur emeklisine bu ay maaşlarının, 17 Temmuz'da başlayacak Ramazan Bayramı'ndan önce ödenmesi gündemde. Emekliler, heyecanla erken maaş haberi bekliyor.
Emekliler bu ay maaşlarını zamlı alıyor. Memur emeklilerinin maaşlarına yüzde 3 toplu sözleşme zammı ve yüzde 1.76 enflasyon farkı yansırken; SSK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 4.76 zam alacak, ayrıca maaşı bin 100 liranın altında kalanlara seyyanen artış da verilecek. Heyecanla zamlı maaşlarını bekleyen emeklilere, 17 Temmus'da başlayacak Ramazan Bayramı nedeniyle erken ödeme yapılması gündemde.
GEÇEN YILLARDA DA YAPILDI
Memur emeklilerinin maaş ödeme dönemi bayramdan önce. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaş günleri ise bayrama ve bayram sonrasına denk geliyor. SSK emeklileri maaşlarını her ayın 17 ve 26'ncı günleri arasında alıyor. Bağ-Kur emeklileri ise maaşlarını her ayın 25'i ile 28'i arasında bankalardan çekiyor. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin bayram öncesi harcamalarını yapabilmesi için maaşların erken ödenmesinin planladığı öğrenildi. Önceki yıllarda da bayram sonrası ödenmesi gereken maaşların, bayram öncesine çekildiğini belirten emekliler, bu bayram için de aynı uygulamaya gidilmesini bekliyor. Emekliler, "Bayram hazırlıklarımız için rahat alışveriş yapabilmemiz ancak maaşların ödenmesiyle mümkün olur. Yetkililerden erken maaş müjdesi bekliyoruz" şeklinde konuşturuyor. 
ESNAF DA İSTİYOR
Emeklilere erken maaş ödenmesini isteyen kesimlerden biri de esnaf. "Daha önceki yıllarda emeklilere bayram öncesi maaş ödenmesi işlerimizi hareketlendirmişti. Bu Ramazan Bayramı'nda da emeklilere maaşları erken verilsin. Piyasaya doping etkisi yapar" şeklinde konuşuyor. (Ulusal Ajans; 10 Temmuz 2015 Cuma)

8 Temmuz 2015 Çarşamba

M Arif DEMİRER; Haber-Makale (Birleşik Demokrat Parti Hareketi ve DP hakkında)

  Mehmet Arif DEMİRER  
Demokrat Parti İl Başkanlarına açık ve acı bir mektup
8 Temmuz 2015 Çarşamba
1993 Yılından beri tanıdığım, Demokrat Parti (DP) için çırpınan arkadaşım Mustafa Nevruz Sınacı’dan bir eposta aldım. İlk paragrafını aynen veriyorum:
“19 Haziran 2015 Cuma günü sabah erken saatlerde Ali Naili Erdem aradı; ‘Sınacı, gördüm ki, bu seçimler ve neticede ortaya çıkan fotoğraf, özellikle biz tarihi, kadim Demokrat Partilileri derinden yaraladı, siyaseten rencide etti, üzdü. Başta, adalet ahlâkı ve hukuk olmak üzere; Demokrasi karşıtı görüntü, Memleket ve millet sevdalıları için kaygılı, düşündürücü bir tablo! Artık, vicdanen bu gidişe sessiz, ilgisiz ve seyirci kalamayız. Bir şekilde: “Yeter artık, dur demek lâzım” diye düşünüyorum. Sen ne dersin?’ dedi.”
Mustafa Bey de katılmadığım bir dizi öneride bulunmuş. Benim sizlerle paylaşmak istediklerim çok farklı şeyler. Önce Sayın A.N. Erdem’in Mustafa Beye söyledikleri üzerinde durmak istiyorum. Sayın Erdem, 2011 seçiminden çok önce Demokratlar Kulübünün başkanı olmuştu. Başkanlığı boyunca Demokratlar Kulübünün hiçbir etkinliği olmamıştır.
Demokrat Parti 2011 seçiminde ise % 0.65 oy almıştı. Sayın Erdem DP adına bu utanılacak sonuca dört yıl “sessiz, ilgisiz ve seyirci” kaldıktan sonra ancak 2015 hezimetinden sonra uyanabilmiştir. Ben burada kendisine sesleniyorum. “Bir ön adım olarak Demokratlar Kulübünden çekiliniz. Bu kulübe yaşı 50’yi aşmamış bir başkan seçelim.” Benim yaşım 75!
Gelelim DP’nin İl Başkanlarına. Sizlere.
Derhal olağanüstü kongreye giderek yeni bir genel başkan ve yeni bir genel idare kurulu seçmek için daha neyi bekliyorsunuz?
Bakınız Sayın Ali Naili Erdem bile “Yeter Artık” diyormuş. Partinin gerçek sahipleri sizlersiniz. Daha neyi bekliyorsunuz?
Ufukta bir erken seçim gözüküyor. Gerçekleşirse yine bu Başkan ve ekibi ile mi gidilecek, yeni bir seçime, % 0.16’nın altında oy alarak bir defa daha alay konusu olmak üzere?
Atatürk’ün son Başbakanı Bayar ve Menderes’in kurduğu, şaibeli 46 seçimi dışında girdiği üç seçimde (1950, 1954 ve 1957) ortalama % 54 oy almış DP’nin bugünkü durumu sizleri üzmüyor mu? Muhakkak üzüyor olmalı, diye düşünüyorum. Neyi ve ne için beklediğinizi de anlamıyorum.
DÜNKÜ YAZIM İLE İLGİLİ
BİR TEKNİK AÇIKLAMA:
Yazı ile ilgili MHP’li iki kişi aradı. Biri 1964 yılında Hasbahçe’deki İstihkam Okulundan arkadaşım, Özer Ravanoğlu.“Az bile yazmışsın” dedi.
Diğeri adını vermeyen bir MHP’li,                               
“Sana ne MHP’nin 7 Haziran sonrası tutumundan? Sana mı soracağız?” diye çok sert konuştu.
Evet. Bana ve de Türkiye’nin AKP’den kurtarılmasını isteyen herkese soracaksınız. Nedeni de çok basit. Sayın Bahçeli’nin bu davranışları MHP’ye çok oy kaybettirecektir. MHP’nin kaybedeceği oyların tamamının gideceği adres de bellidir: AKP
İşte bu nedenle gözüm MHP’de. Bu gidişle % 10 barajının altında bile kalabilir.  O zaman bugünkü % 16 oyun tamamı AKP’ye yazılır. AKP,  yeniden tek başına iktidar olur.  

3 Temmuz 2015 Cuma

Enflasyon rakamları açıklandı!, Memur ve Emekli zamları belli oldu!..

Enflasyon rakamları açıklandı!...
Yurt içi piyasalar enflasyon verilerine odaklandı
Memur ve emeklilerin merakla beklediği Haziran ayı enflasyon oranları açıklandı. TÜİK'in yaptığı açıklamaya göre TÜFE haziran ayında yüzde 0.51 düştü. TÜFE Haziran'da yıllık yüzde 7.20 oldu. Ocak-Haziran döneminde ise TÜFE yüzde 4.76, ÜFE ise yüzde 5.49 olarak gerçekleşti. 
EMEKLİYE % 4.76
Toplu sözleşmeye göre, yılın ikinci yarısında yüzde 3'lük zam alacak devlet memurları ve emekliler, ilk 6 aylık enflasyon kadar "enflasyon farkı" alacak. Ana harcama grupları itibariyle 2015 yılı Haziran ayında endekste yer alan gruplardan lokanta ve otellerde yüzde 1,09, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0,79, eğitimde yüzde 0,70 ve sağlıkta yüzde 0,53 artış gerçekleşti.
Aylık en fazla düşüş gösteren grup yüzde 2,79 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Ana harcama grupları itibariyle 2015 yılı Haziran ayında endekste yer alan gruplardan giyim ve ayakkabıda %1,32, ev eşyasında %0,09, alkollü içecekler ve tütünde %0,01 ve ulaştırmada %0,01 düşüş gerçekleşti.
TÜFE’de, bir önceki yılın aynı ayına göre eğlence ve kültür (%11,13), çeşitli mal ve hizmetler (%9,89), gıda ve alkolsüz içecekler (%9,28), konut (%8,39) artışın yüksek olduğu diğer ana harcama gruplarıdır.
Haziran 2015’te endekste kapsanan 426 maddeden 71 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 218 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 137 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti. 
Böylece emekli ve memurların Temmuz zammı da netleşmiş oldu. Enflasyon zammı sonrası maaşı bin 100 liranın altında kalan SSK ve Bağ-Kur emeklilerine Temmuz'da ayrıca seyyanen artış da yapılacak.
MAAŞLARA YANSIMASI
Maaşı bin lira ve altında olan emekliler 100 lira seyyanen zam alacak. Bin lira ile bin 100 lira arasındaki maaşlar da bin 100 liraya tamamlanacak.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Merkez Sağ Atakta; Tarihi ve Kadim DEMOKRAT PARTİ'nin Duayenleri Kolları Sıvadı

BİRLEŞİK DEMOKRAT PARTİ HAREKETİ
Haber & Makale ::: Mustafa Nevruz SINACI
19 Haziran 2015 Cuma günü sabah erken saatlerde Ali Naili Erdem (*) aradı; “Sınacı, gördüm ki, bu seçimler ve neticede ortaya çıkan fotoğraf, özellikle biz tarihi, kadim Demokrat Partilileri derinden yaraladı, siyaseten rencide etti, üzdü. Başta, adalet ahlâkı ve hukuk olmak üzere; Demokrasi karşıtı görüntü, Memleket ve millet sevdalıları için kaygılı, düşündürücü bir tablo! Artık, vicdanen bu gidişe sessiz, ilgisiz ve seyirci kalamayız. Bir şekilde: “Yeter artık, dur demek lâzım” diye düşünüyorum. Sen ne dersin?” dedi.
Cevaben: “Başta, tarihi, kadim Demokrat Parti’nin aziz, mümtaz ve muhterem camiası olmak üzere; Hak, hukuk, adalet, demokrasi ve devlet idaresinde fazilet özlemi içinde ümit ve çıkış kapısı arayan bütün vatandaşlarımızın hasreti, böyle müjdeli bir vuslattır. Mutlaka doğru ve yerinde olur. Ayrıca isabetli bir konjonktür ve en uygun zamanda milletin hayati ihtiyacına cevap verilir ve “fazilet anlamında siyaset, düştüğü yerden kaldırılır” dedim.
“Peki, şöyle ufaktan bir start verelim, nabız yoklayalım, bakalım ne olacak!..
Görelim Mevlâm neyler, neylerse güzel eyler..”    
TEVAFUK
            Bu müşaverenin tam üçüncü günü, sabaha karşı Süleyman Demirel vefat etti.
Eğer bu konuşma Süleyman Bey’in vefatından sonra yapılsaydı, olağan addedilir ve sıradan bir sohbet olarak hatıra kompartımanımızdaki yerini alırdı. Fakat 18. dönem ANAP Sakarya Milletvekili ve iki devre Demokrat Parti Genel Başkanlığı yapmış Yalçın Koçak’ın “Türkiye’de emanet, vesayet, velâyet ve icazet dönemi bitti” tarzındaki beyan ve yayınındaki hikmet sanki böylece ortaya çıktı. Dolayısıyla, Ali Naili Erdem’in bahusus izharı, halisane temenni, öneri ve arzusu iki cihetle çok büyük bir önem ve değer kazanmış oldu.
            Bunlardan birincisi: Vefattan yaklaşık üç gün önce yapılan bu konuşma, açıklama, muhavere ve müşaverede bahse konu edilen çok önemli tespitler, tarihi sözler ve beyanlar! İyice farkına varılan, her zaman ve zeminde hissedilen, kendini hissettiren milletin arzusu… Bu ümit, arzu ve beklentinin özünde şekillenen Demokrat Parti misyonu, 46 ruhu, davası ile umur-u devlet (Atatürk ilkeleri ve Türk İnkılâbı’na dayalı; namuslu/dürüst-demokrat, onurlu ve sorumlu, muktedir bir hükümet) istemi…
            İkincisi: Ali Naili Erdem’in siyasette (dava ve misyonda) kıdem, ehliyet ve liyakatinin yanı sıra merhum Süleyman Demirel’e siyaseten en yakın olması. Defin merasiminin heyecan ve elemle karışık, hüzünle icrası esnasında Ali Naili Erdem’i gören bazı vatandaşların; O’nun yanına gelerek: “Sayın Bakanımız, siz Baba’nın en yakın dostu, kader arkadaşı, doğal olarak da Halifesi konum, makam ve durumundasınız. Ne olur, artık şu Demokrat Parti davasına bir el atın; Merkez Sağ’a sahip çıkın ve bizi Ocaksız, Bucaksız, Partisiz kalmaktan kurtarın Allah aşkına” diye adeta yalvarmalarıdır. (Bunu kendisinden değil ama bizatihi orada, yanında hazır olanların nakil, beyan ve anlatımlarından duydum.)
            Demek ki, tarihi ve kadim Demokrat Parti’nin yeniden inşası, merkez sağın ihyası ve siyasetin, 27 Mayıs 1960 kalkışmasında düşürüldüğü yerden onurla ayağa kaldırılıp, şerefle, şanla taçlandırılmasının zamanı gelmiştir. Bu cihetle bir tevafuk (tesadüf zannedilen şeylerin kader ile örtüşmesi, tesadüf demenin daha anlamlı hali, tesadüfe nazaran, arkasında gizli bir kudret olma ihtimali) eseri hayat bulması mümkün olacaktır inşâllah!..  
            GERÇEK DEMOKRATLAR
            Şimdi mesele: Tarihi ve kadim Demokrat Parti’nin dava, ideal ve ilkelerini kucaklayıp inançla, inatla hayata geçirmektir. Bu uğurda azim, irade ve kararlılıkla çalışacak; Demokrasi, adalet, ahlâk ve hukuk’u ayağa kaldıracak Gerçek Demokrat’ların, Birleşik Demokrat Parti Hareketi nezdinde el ve gönül birliği yapması şart. Ali Naili Erdem ile birlikte Nevzat Ercan, Esat Kıratlıoğlu, Rasim Cinisli ve Yalçın Koçak el ele vermiş, Demokrasi kervanı yola çıkmış bulunmaktalar. Darısı, Demokrat Parti davası, manâ ve misyonuna gönül verdiği halde “geçici olarak” ayrılanların başına!.. Hayırlı, uğurlu ve kutlu olsun, İnşâllah..   
(*) Ali Naili Erdem: 
1927 İzmir, Kemalpaşa doğumlu ve Ankara Hukuk Fakültesi mezunu Avukat. 1961-1980 arası 1, 2, 3, 4 ve 5. dönem İzmir Milletvekili. Sanayi, Çalışma (iki defa) ve Millî Eğitim Bakanlığı yaptı. 1980 askeri darbesinden sonra çeşitli İl ve İlçelerde milletle buluştu, konferanslar verdi. Radyo ve televizyonlarında konuşmalar yaptı. Halen Demokratlar Kulübü Başkanı olan Ali Naili Erdem, evli ve üç çocuk babasıdır.